26.Bölüm

33.4K 1.8K 99
                                    

26. BÖLÜM

Oy ve yorum bırakmayı unutmayalım.😙

"Anneciğim anlıyorum seni anlıyorum da, ama bak ne diyorum sana..."

"Biliyorum Maviş kızım, sınavların var, ders çalışman lazım. Ama ne olur iki günlüğüne geliversen. Şu salak kardeşine bir akıl versen. Okula da gitmiyor kızı istemiyoruz diye. Ne zaman sevdiğimi istemeye gidersiniz o zaman okula gideceğim diyor!"

Burnumun kemerini sıkarak gözümün önüne gelen perçemlerimi yolar gibi arkaya doğru attırdım sinirle. Odada bir o yana bir bu yana yürüyordum. Saate baktım. Saat sabahın onuydu. Bugün okul yok diye ders çalışacaktım oturup bir güzel. Ama bir saati aşkındır annemle Beyazıt'ın saçmalamalarını konuşuyorduk.

Gergince bir oraya bir buraya gidişimi benim yatağımda oturmuş şekilde Birce'yle Zeynep de izliyordu. Bana arada destek olurcasına 'Sakin ol kanka! Dur bir dinle, öyle değildir' falan diyorlardı ama iş baya ciddileşmişti.

"Ne yani anne, ille de evleneceğim mi diyor bu şimdi!"

"He kızım he! Ne yaptılar bu çocuğa anlamadım ki? Ah ah, ağzı var dili yok çocuğumu ne hale getirdi büyük şehir, Sözüm üzerine söz söylemezdi Beyazıt'ım ama şimdi gel gör nasıl dikleniyor bana, nasıl isyan ediyor..."

"Anne sence suç büyük şehrin mi? Oğlun bildiğin az... Aman neyse öyle de demeyeyim şimdi! Babama diyecek miyiz artık peki?"

"Diyeceğim bu akşam kızım... Diyeyim değil mi artık?"

"De anne de." dedim kabullenmiş bir şekilde başımı sallayarak. "Ama bu akşam deme. Ben yarın için bir uçak bileti bakayım. Uygun bir saate bilet bulup eve gelebilirsem, yarın akşam birlikte açarız konuyu babama, olur mu?"

Annem memnun bir şekilde mırıldandı. "Canım Mavi'm. İyi ki doğurmuşum seni güzel kızım. Tamam benim mavi kuzum. Biz dangalak kardeşinle seni almaya geliriz havaalanından, olur mu güzel kızım!"

Oy annem oy! 

Sanki görüyor gibi başımı sallayarak "Olur anneciğim." dedim. "Gelin o dangalakla siz. Eve gitmeden bir posta onun ağzına edim ben!"

Annemle biraz daha konuşup telefonu kapattım. Yorgun bakışlarımı kızlara çevirdim. İkisi de benim halsiz ve mutsuz halime üzülerek baktılar ardından ikisi de oturdukları yerden kalkıp yanıma gelerek bana sarıldılar.

"Her şey düzelecek." dedi Zeynep sırtımı sıvazlarken.

"Halledersiniz. Bak gör, canınızı sıkacak kadar büyümez bu mevzu." dedi Birce de. Bir yandan da karışmış saçlarımı düzeliyordu.

"Sağ olun kızlar." dedim gülümseyerek. "Ben bavulumu hazırlayayım."

Kızlar yardıma ihtiyacım olup olmadığını sordu. Başımı iki yana sallayarak "İki üç parça bir şeyler alacağım zaten. İki günlüğüne gideceğim."

Kızlar başlarını sallayıp odadan çıktılar. Küçük bavuluma birkaç pijama, iç çamaşırı ve bir pantolonla gömlek koyduktan sonra birkaç tane de çorak koydun. Makyaj çantamı da köşeye sıkıştırıp bavulu kapattım. Sır çantama çalışabilirim bir umut diyerekten en ince ders kitabımı cüzdanımı falan da yerleştirdim.

Yatağıma gidip oturdum sonra. Telefonumdan yarın için uygun bir saate uçak bileti bakınmaya başladım.

Oflayarak öğleden sonraya bulduğum bileti bakiyemdeki son parayla alıverdim. Aman diye geçirdim içimden, günlerdir bu para bir hafta daha yetsin diye mücadele edip duruyordum, yattı balık yan gider, ne yapayım? Dönüş biletim için babama ufak bir ricada bulunacağım artık, yapacak bir şey yok...

MAVİ DENİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin