38. Bölüm

31.3K 1.6K 147
                                    

Herkese merhaba. Yıldıza basmayı ve yorum atmayı unutmayın tatlı okuyucularım.

İyi okumalar.

38.BÖLÜM

Gözlerim şaşkınlıkla kocaman açıldı. Deniz buradaydı? Deniz... Ah! Deniz buradaydı ve bana gülümseyerek bakıyordu.

Ben ona o bana doğru usulca yaklaşıp en sonunda dip dibe geldik. Ona sarılsam çok absürt olur muydu? Gülen gözlerim yeniden kocaman açıldı. Ona sarılmak istiyordum...

"Hoş geldin!" dedi gözleri yüzümün her bir ayrıntısını tablo izler gibi izlerken ben onun mavi gözlerine odaklanmıştım yine.

"Hoş buldum!" dedim dudaklarımı kontrol altına almak adına, çok fazla sırıtıyordum çünkü, yanaklarımı ısırdım. "Senin burada ne işin var?" diye sordum ardından.

Deniz dudak bükerek başını iki yana salladı. Ardından Henry Cavil'in vikipedia yanıtından sonraki cık cıklamasından daha tatlı bir cık cıklamayla bana yalancıktan küskün bir bakış attı.

"Ben bana koşarak sarılırsın diye düşünüyordum." dedi dudak bükerek.

Ha ha, dalga geçiyordu.

Gözlerimi kısarak ona baktım. "Yok artık canım!" dedim ona sarılma düşüncesi hiç aklımdan geçmemiş gibi bir tavır takınarak. Ne derler bilirsiniz, istemem yan cebime koy. "İyice abarttın."

Deniz gözlerindeki parıltıyla birlikte hafifçe kahkaha attı. "Haklısın!" dedi. "Hadi gidelim canım."

Benim ona canım dememe mi karşılık vermişti. Benim gözlerim kocaman açılmış ona bakarken o beni şaşırtmanın ona vermiş olduğu hazla birlikte bana iyice yaklaşarak küçük bavulumu elimden aldı. Parmakları parmaklarıma değdiğinde yüzlerimiz iyice yaklaşmıştı. Nefesini bir an için yakınımda hissedince yanaklarım yanmaya başladı, kızardığına emindim. O sıra geriye doğru çekilmek istedim. Ama Deniz benden önce davrandı ve parmakları parmaklarımı hafifçe okşayarak bavulu elimden aldı ve geriye çekildi. Bana son defa güzel bir gülüş atmayı da unutmamıştı.

Deniz çıkışa doğru hızlı adımlarla ilerlemeye başlayınca ben de koşarak ona yetiştim.

"Cidden merak ediyorum, uçağımın saat kaçta olduğunu ben sana söylemedim." dedim onun hızlı ve büyük adımlarıma yetişmek için deyim yerindeyse koşuyordum.

"Evet?" dedi alınmış bir ses tonuyla soru sorarcasına bana bir bakış attı. "Söylemedin?"

"Söylemem mi gerekiyordu?" dedim merak ederek. Evet dese ne tepki verecektim. Peki ya hayır derse?

"Söylemeni bekledim." dedi omzunu silkerek evet cevabına yakın bir yanıt vererek.

"Neden?" diye soru sormakta bir sıkıntı olmayacağını umuyordum. Zira neden böyle dediğini cidden merak ediyordum.

"Çünkü..." dedi. Sonra düşünür gibi dudaklarını yaladı. Gözlerimi kaçırarak derin bir nefes verdim. Deniz duraksadı. Ben de onun gibi hızlı yürüyordum ama onun gibi ani fren yapamadım. Ani durma isteğimle ayaklarım birbirine dolandı ve az daha düşüyordum. Deniz kolumu tutarak beni ani bir şekilde kendine çekti. Omzum göğsüne yaslandı. "Oha!" dedim kibar halimden sıyrılarak. "Düşüyordum."

"Tuttum seni." dedi Deniz kısık bir sesle. Burnunun saçlarıma değiyor olması birkaç saniye sonra kafama dank etti. Yutkunarak başımı çevirip ona baktım. Başımı hafifçe kaldırdığımda da yüz yüze gelmiştik şimdi. Gözlerime bakarak iç çekercesine soluklandı. Ona iyice yaklaştım. Deniz şaşkın bir şekilde bana bakıyordu. Gözlerimi kıstım ve gözlerine odaklandım.

MAVİ DENİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin