"Banu teyze bu nasıl olur? Babam nasıl o çakma Shrek'i bana eş olarak seçer? Sen buna nasıl karşı çıkmazsın?" Banu teyze odama geldiğinde çoktan göz yaşlarım sel olmuştu.
"Afracığım babanın kararlarına karşı çıkamayacağımı biliyorsun. Ayrıca eşin hakkında böyle konuşma lütfen." Bana sarılıp kafamı göğsüne yasladı.
"O benim eşim falan değil. O adamla hayatta evlenmem."
"Böyle bir seçeneğin yok Afra. Babana ne zaman karşı gelebildin? Lütfen bunu kendin için zorlaştırma. Kendini hırpalama."
Haklıydı. Hayatım boyunca babama hiç bir zaman karşı gelmemiş, saygıda kusur etmemiştim. Er ya da geç bu adamla evlenmek zorundaydım.
"Banu teyze bana yardım etmek zorundasın. Bu gece babam dışında kimseye hesap vermediğim son gece. Dışarı çıkıp Aslı ile biraz kafamı dağıtmak istiyorum."
"Tamam baban zaten erken uyuyor. Ben giriş-çıkışı ayarlarım. Hiç değilse bunu yapabilirim senin için benim güzel kızım."
Beni biraz daha teselli edip yanaklarımdan öptükten sonra yanımdan ayrıldı. Ben de üzerimdeki lanet elbiseyi çıkarıp başka bir şey giymek için gardırobumu açtım.
Yatılı okulda okurken birkaç çılgın partiye katılmıştım. Ama genelde sonu hep kötü bitmişti. Bende bir gencin başına gelebilecek en kötü şeylerden biri vardı: Sarhoş olamama sendromu. Ne zaman 2 kadehten fazla bir şey içsem yani hafif kafam olduktan sonra gerçekten sarhoş olmak için ekstra bir kadeh daha içsem midem bulanıyordu. Mide hassasiyetim yüzünden hayatım boyunca hiç sarhoş olmadım. Her zaman sınırı zorluyor ama hiç bir zaman kendimi kaybedecek kadar içki içemiyordum.
Umarım bu gece hiç değilse bu lanet midem benden yana olur da beni rezil etmek yerine bana eğlenceli bir gece yaşatır.
Elime geçen düz askısız siyah elbiseyi üzerime geçirdim. Hafif bir makyaj yapıp üzerime de minik bir ceket aldıktan sonra Aslı'ya mesaj attım. "Birazdan çıkıyorum. Seni de almamı ister misin?"
Yine saniyeler içinde cevap geldi. Bu kız telefonu eline yapışık yaşıyor olmalıydı. "Harika olur babe." Altına da konum pini koymuştu.
Banu teyzenin de yardımları ile kimseye görünmeden evden çıkmayı başardım. Aslı'nın gönderdiği konuma gittiğimde beni orada bekliyordu. Kapıyı açıp kendini arabaya attı. Onu geçen yıldan beri görmemiştim ve oldukça değişmişti.
"İnanamıyorum çok Hot'sın Afra." Boynuma sarılırken bunları söyledi.
"Asıl ben sana inanamıyorum. Saçlarını 2 ton açmışsın. Sen yüzüne bir şey mi yaptın? Bambaşka görünüyorsun." Normalde açık kumral olan saçlarını platin sarısına yakın bir renkle gölgelendirmişti. Dudakları olduğundan şiş, elmacık kemikleri geçen seneye göre daha dolgun görünüyordu.
"Bazı küçük dokunuşlar yaptırdım. Güzel olmuş muyum?"diyerek sırıttı.
"Mükemmel görünüyorsun." Yalan söylemiyordum. Yüz hatları altın orana göre yeniden oluşturulmuş gibiydi.
"Sen bir şey yaptırmadın mı? Tenin ışıl ışıl... Yüzün mü oturmuş senin? Daha olgun görünüyorsun."
"Bir şey yaptırmadım. Sadece büyüdüm." İkimiz de kahkahalara boğulduk.
"Senin bu doğal halini seviyorum. Buradaki herkes o kadar fake ki. Seni ne kadar özlediğimi bilemezsin." Aslı benim çocukluk arkadaşımdı. İkimiz birbirimizin en çocuksu hallerini de en büyük acılarını da biliyorduk. Duygusala bağlamadan gaza basıp partinin olduğu mekana doğru gitmeye başladım.
Yolda bana son bir senede hayatına giren erkeklerden, küsüp barıştığı arkadaşlarından ve babasıyla annesinin kavgalarından bahsedip durdu.
"Bazen diyorum ki eğer sen yatılı okula gitmeseydin hayatlarımız ne kadar farklı olurdu. Burada birlikte ne kadar güçlü olurduk." Eğer annem ölmeseydi belki yatılı okula gitmez, dediği gibi burada ailemle birlikte yaşar, her gün okula Aslı ile giderdim. Başka seçeneklerin gerçekleştiği farklı bir dünyada...
"Hep ben anlattım biraz da sen anlat."
Nereden başlayacağımı bilemeyerek konunun ortasından daldım. "Hani şu babamla yaptığımız anlaşma vardı ya biliyorsun."
"Şu görücü usulü evlilik meselesi mi?"
"Evet yarın nişanlanıyorum."
Aslı şok içinde bağırdı. "Ne? Beni davet bile etmedin."
"Ya yarın işte. İstiyorsan gel. Tanımadığım biriyle zorla evlendiriliyorum farkındasın değil mi? Üstelik adam 40 yaşında falan. Hayatım boka batmış durumda."
Söylediklerim karşında benim için üzülmesini beklemiştim ama neşeli bir ses tonuyla konuşmaya devam etti. "Kızım sen deli misin? Keşke biri de beni 40 yaşında bir sugar daddy ile evlendirse. En sevdiğim..."
"Aslı ne dediğinin farkında mısın şu an? Yaşlı erkeklere ilgin olduğunu bilmiyordum."
"Yaa sen hiç olgun biriyle birlikte oldun mu? İşini bilen, seni şımartan... Mükemmel bir şey. Sana en son anlattığım eski sevgililerimden biri 42 yaşındaydı."
"Beraber Sapanca'ya gidip tatil yaptık dediğin adam mı? Hani sana Cartier bileklik alan?"
"Evet. Tam olarak o."
"Sanki paraya ihtiyacın varmış gibi konuşuyorsun. Senin sugar daddy'e ihtiyacın mı var? Baban ne istersen alıyor zaten."
"Ama olay o değil. Bir kere olgun bir erkekle takılırsan anlarsın. Kendi yaşıtlarımızın aksine olgun erkekler karşılarındaki kadını memnun etmek için her şeyi yapıyor. Olay bana Cartier bileklik alması değil onu almayı düşünmesi. Bana hayatındaki en önemli, en değerli şeymişim gibi davranması. Bir de yılların verdiği tecrübe ile inanılmaz bir seks deneyimi sunmaları... Düşünsene sen hiç bir şey yapmıyorsun ve karşında seni tatmin etmek için çırpınan bir adam var." Ne demek istediğini anladığıma emin değildim. Anlamsızca ona baktığımı farketti.
"Bana sakın hala kimseyle yatmadığını söyleme!"
Kaşlarımı yukarı kaldırıp başımı hayır anlamında salladıktan sonra konuşmaya başladım. "Karşıma birlikte olmak istediğim kimse çıkmadı." Bunları söyledikten sonra aklıma öğlen gördüğüm Maseratili çocuk geldi. Karşıma hiç onun gibi biri çıkmamıştı. Belki öyle birinden etkilensem biriyle birlikte olurdum.
"Koskoca okulda hiç mi kimseden etkilenmedin? Ya da okul dışında birileriyle tanışmadın? Sen acaba gay misin Afra?"
"Onu da denedim. Okuldayken bir kızla öpüştüm ama hiç bir şey hissetmedim. Aynı öpüştüğüm diğer erkekler gibi hiç bir duygu hissetmedim."
"O zaman aseksüelsin sen."
"Onu da düşündüm ama o zaman bugün gördüğüm adamla ilgili cinsel fanteziler kurmazdım sanırım."
Aslı gülmeye başladı. "Neeee? Kimi gördün? Adı ne?"
"Önemli bir şey değil. Trafikte yanımda duran bir adam vardı. Çok yakışıklıydı ve ben biraz crush oldum sanırım."
Mekana gelmiştik. Konuşmaya içeride devam etmek üzere arabadan indik. Anahtarı valeye teslim edip arkadan çantamı aldım. Aslı ile kolkola içeri girdiğimizde içerisi tıklım tıklımdı. Barda boş bir yer bulup kendimize içeceklerimizi söyledik.
"Eeee nerede kalmıştık? Şu çocuktan bahsediyordun." Aslı konuyu yeniden açtı.
"Aslı boşver şimdi onu. Bu gece sarhoş olmak istiyorum. Çok eğlenmek kendimi kaybetmek istiyorum."
"İşte görmek istediğim Afra. O zaman ilk shotlar senin dönmen şerefine." Aynı anda bardakları kafamıza dikip içtikten sonra gülmeye başladık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Afrâ
Romance(+18) Bir anlık zevk, sonrası pişmanlık... Babamla yaptığım basit bir anlaşma var. Üniversite diplomamı alabilirim ve o kimi seçerse onunla evlenmek zorundayım. Ama babamın seçtiği adamı gördüğüm saniye bundan kaçmak zorunda olduğuma emindim. Afra...