(+18) Bir anlık zevk, sonrası pişmanlık...
Babamla yaptığım basit bir anlaşma var. Üniversite diplomamı alabilirim ve o kimi seçerse onunla evlenmek zorundayım. Ama babamın seçtiği adamı gördüğüm saniye bundan kaçmak zorunda olduğuma emindim.
Afra...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Afra ofise gitmek için evden çıktığında orada İrem ile baş başa kalmıştık. Afra için arkadaşının ne kadar önemli olduğunu bildiğim için aramızdaki buzları eritmeye karar verdim.
Doğruca konuya girerek sorumu sordum. "Benden neden nefret ediyorsun?"
"Senden nefret etmiyorum. Sadece yaz sonu Afra'yı kötü bir halde bulduğum için sana kızmıştım. Ama şimdi ne kadar mutlu olduğunu gördüğüm için ben de mutluyum." İrem harbi bir kızdı. Arkadaşını içtenlikle sahiplenmesi hoşuma gitmişti.
"Bunu duyduğuma sevindim. Sana bir şey söylemek istiyorum."
"Seni dinliyorum." Hazırladığı kahveyi bardaklara servis edip kupaların birini bana uzattı.
"Afra'ya evlenme teklifi etmeyi düşünüyorum."
"Ne? Sen delirdin mi?" Gözleri şaşkınlıkla açıldı.
"İkimizin birbirimiz için doğru insan olduğuna eminim. Eğer teklifimi kabul ederse o ne zaman isterse o zaman evlenebiliriz."
"Bu delilik. Daha 19 yaşındayız. Ben şu an evliliğin e'sini bile düşünemiyorum." Biraz durduktan sonra sözlerine devam etti. "Ama Afra düşünüyor olabilir. Yani seninle hiç olmadığı kadar mutlu olduğu için böyle söyledim." Fikrime alışmış görünüyordu.
"Güzel. Bana yardım edebilir misin o zaman?"
"Ne yapacağım?" Ona aklımdaki planı hızlıca anlattım. Her şeyin mükemmel olmasını istiyordum. Afra'nın da başına geleceklerden şüphe etmesini istemiyordum. Bu konuda da bana İrem yardım edecekti. Afra'yı şüphelendirmeden benim yanıma getirecekti. Tüm planı dinledikten sonra etkilenmiş görünüyordu.
"Gerçekten harika şeyler düşünmüşsün. Afra çok şanslı bir kız."
"Asıl şanslı olan benim."
Ona teşekkür edip evden ayrıldım. Sözleştiğimiz gibi yarın akşam ona ilettiğim konuma Afra'yı getirecekti. Ben de hazırlıkları başlatmak için otele gitmeye karar verdim. Çağırdığım araç geldiğinde işten gelen mailleri cevaplayarak otelin bulunduğu adrese doğru yol aldık. Trafik her zamanki gibi berbattı. Sıkıntıdan önünden geçtiğimiz mağazaların vitrinlerine bakmaya başladım. Lokal mağazalarının birinin vitrininde duran Afra'nın teninin rengi gibi bal renkli bir elbise dikkatimi çekti. Anlık onu o elbisenin içinde hayal ettim. Aracı durdurup dışarı çıktım. Doğruca o dükkana gidip elbisenin small bedenini paket yapmalarını söyledim. Afra'nın ev adresine yarın teslimat yapmaları için de anlaştıktan sonra araca geri dönüp otelin yolunu tuttum.
Otel dediğim her şeyi kabul etmişti. Önce özel okyanus manzaralı balkonda Afra ile baş başa yemek yiyecektik. Sonrası için sayısız dilek balonu hazırlayacaklardı. Afra'dan tüm dileklerini dilemesini ve benim de bazılarını - hatta belki hepsini - gerçekleştirmeme izin vermesini isteyecektim. O dileklerini dilemeyi bitirdikten sonra da ona evlenme teklif edecektim.
Hasan bey aradığında Afra'dan gerçeği sakladığım için bir garip hissediyordum. Babası ile her şey yolunda gidiyordu. Artık ondan bu gerçeği saklamama da gerek yoktu. Babası birlikteliğimize onay veriyordu ve zaten Afra'yı benimle evlendirmek istiyordu.
İşim bittiğinde otelden ayrılıp airbnb'de tuttuğum eve gitmeye karar verdim. En az 1 hafta daha buradaydım ve otelde kalmaktan çok sıkılmıştım. İrem ile anlaşmaya başlasak da onların evinde baş başa olamadığımız için rahat hissedemiyordum.
Ben yoldayken telefonum çaldı. Arayan adada benim için çalışan adamdı. Artık ona Afra'yı gözetlemesine gerek olmadığını söylemiştim ama aldığı paradan memnun olduğu için bu işi bırakmak da istemiyordu.
"Selam Abi. Artık yengeyi gözleme dedin ama bunu bilmek istersin diye düşündüm. Şu işteki uzun boylu adamla baş başa yemek yediler." O adamla baş başa olduğunu duyduğumda istemsizce de olsa yumruğumu sıkmıştım. En sonki sözleri ile beni kızdırdıktan sonra Afra nasıl olur da o adamla baş başa yemek yiyebiliyordu? Adamıma gözetlemeye devam etmesini söyleyerek telefonu kapattım.
Doğrudan Afra'yı arayıp hesap sormaya karar verdim. Tam arama tuşuna basacakken kendimi durdurmayı başardım. Eğer şimdi onu ararsam peşine adam taktığımı anlayacak ve o da bana kızacaktı. Haklıyken haksız konuma düşemezdim. Kesin Cem ile buluşmasına da bir kılıf uydurur, o konuda da haklı çıkmayı başarırdı. Bu sefer sinirime hakim olup kendimi kontrol etmek zorundaydım.
Sakin ol Onur 1-2-3. Sakin ol Onur 1-2-3. Sakin ol Onur 1-2-3.
Daha önce öğrendiğim bir sakinleşme taktiğini izleyip sinirlerimi gevşetmeyi başardım. Tuttuğum eve gelmeden önce markete girip biraz alışveriş yaptım. Akşam işten gelen Afra'ya güzel bir yemek hazırlamaya karar vermiştim. Onu konuşturup neden Cem ile baş başa yemek yediğini kendi ağzından dinlemek için onu manipüle edecektim. Sonra da bir daha o adamla görüşmemesi için manipüle edecektim. Sonuçta ben koskoca adamları çalıştırıyor, onları yönetiyordum. Ama 19 yaşında bir kızı istediklerimi yapmasını sağlamak neden bu kadar zordu?
İşten çıkınca bu konuma gel. #Konum
Afra'ya eve yerleştikten sonra mesaj atıp evin konumunu paylaştım.
Bu yeni evin mi? Yerini sevdim <3
Tuttuğum ev bitişik villalardan oluşuyordu ve hepsinin de önünde araçlar olduğundan dolayı dolu olduklarını düşünüyordum. Akşamüzeri ben yemekleri hazırladıktan sonra kapı çalındığında Afra'nın gelmesi için erken bir saat olduğunu düşünüyordum. Gelen de zaten o değildi. Avusturalyalı olduklarını düşündüğüm 2 kız 1 erkek kapımda duruyordu. Söylediklerine göre uçurdukları drone benim çatımda kalmıştı. Drone'larını almaları için onları içeriye yönlendirdim. Oğlan evin içindeki merdivenden çıkıp drone'u alırken kızlar etrafa bakıp bana soru sormaya başladılar.
"Bugün yeni geldin değil mi? Bali'ye ilk gelişin mi?"
"Evet ilk gelişim. 2 hafta önce geldim."
"Yalnız mısın? Etrafı gösterebiliriz sana." Kızlar gülüşerek sıra ile bana soru soruyorlardı. Kadınların benimle ne zaman flört etmeye çalıştıklarını anlamak konusunda oldukça tecrübeliydim. Ama onlara karşılık vermeye niyetim de yoktu.
"Kız arkadaşımla birlikteyim." Kızlar cevabım karşısında biraz bozulsalar da neşelerinden çok bir şey kaybetmeyerek arkadaşlarını beklemeye devam ettiler. Kendilerini şezlonga atıp bana tekrar soru sormaya başladılar.
"Bu evin planı bizimkinden daha güzelmiş. Sen ne kadar kalacaksın?"
"Henüz belli değil." Hala çocuk drone'u alamamıştı. Ona yardım etmeye mi gitsem diye düşünüyordum. Kızlar konuşmaya devam ettiler.
"Akşam partiye gidiyoruz gelmek ister misin?" Kapı çaldığında sorularına cevap vermeden yanlarından ayrıldım.
"Sürpriz." Afra elinde tuttuğu şarap şişesi ile kollarını iki yana açmış bana bakıyordu.
"Erkencisin." Ona sarılıp öptükten sonra elindeki şişeyi aldım.
"Sevinmedin mi?"
"Sevindim tabi ki." Ama az sonra bikinileri ile evimin bahçesindeki şezlonglarda yatan kadınları görünce umarım başım belaya girmez diye de düşünmeden de edemedim.
