Kavuşma - III (+18)

2K 10 0
                                    

"Gizli kız arkadaş mı?" Buna inanamıyordum

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Gizli kız arkadaş mı?" Buna inanamıyordum. Bana aklımı kaybettirecek orgazmı yaşattıktan sonra bu gizli kız arkadaş saçmalığını ortaya atmıştı.

"Evet bir süre daha böyle olmak zorunda. Sonra hem amcamla hem de senin babanla konuşacağım."

"Senin kız arkadaşın olurum ama gizli olmasını istemiyorum." Bu kadar korkak olmasına sinir olmuştum. Sanki çocukmuşum gibi gizli bir ilişki istemiyordum.

"Afra. Lütfen mantıklı ol. Ben de gizli olmasını istemiyorum. Ama şimdilik böyle olmak zorunda."

"Yani sen tüm İstanbul'da bekarım diye gezeceksin ve kızlar peşinden koşmaya devam edecek. Biz de gizli gizli görüşmeye devam edeceğiz öyle mi?" Üstelik istediğini almak için beni sihirli parmakları ile manipüle etmeye çalışmıştı.

Bir kahkaha atıp konuşmasına başladı. "Benim senden başka kimseyi gözüm görmüyor Afra. Zaten çoğu kadın benim kız arkadaşım olsa da aynı şekilde davranmaya devam edecektir. Muhtemelen."

Haklıydı ve buna daha da sinirlenmiştim. Onunla dışarı çıkıp elini tutmak istiyordum. Herkes gözleriyle onu yiyerek bakarken onun beni öpmesini istiyordum. Beni seçtiğini, beni istediğini herkes bilsin istiyordum. Ellerini belime dolayıp kafamı göğsüne yasladı. Neden bu kadar güzel kokuyor?

"Lütfen kabul et. Senden ayrı kalmak istemiyorum. Senden ayrı kalmak benim için işkence gibi."

"Tamam." Tabi ki kabul edecektim. Hatta onun kollarının arasındayken sinirim bile yavaş yavaş azalmaya başlamıştı. Ona karşı güçsüzdüm. Kalbim ona aitti. Ben ona aittim.

"Akşama bana yemeğe gelebilir misin?"

"Bana ne yapacaksın?" Gülümseyerek gözlerinin içine baktım.

"Sürpriz. Artık gitmem gerek." Beni son kez tutkulu bir şekilde öpüp takım elbisesini giydi. Sonra da evden ayrıldı. Arzu abla kimseye görünmeden çıkmasına yardım etmişti. Buraya gelişi bizim aramızda bir sırdı ve Arzu abla benim için bu sırrı sonsuza kadar saklayabilecek bir insandı.

—————

Akşam için ne giyeceğime bakarken aslında hiç seksi iç çamaşırı takımım olmadığını fark ettim. Hani yetişkinlerin giydiği tarz takım çamaşır setlerim yoktu. Şimdiye kadar yatılı okulda olduğum için hiç böyle şeylere ihtiyacım olmamıştı ama ilerleyen günlerde onlardan birkaç tane almak iyi olabilirdi.

Bir süre daha düşündükten sonra üzerime iki parçadan oluşan mini etekli takımımı giyip ayağıma jordan sneakerlarımı geçirdim. Onur'un bana ilettiği konuma gittiğimde yaşadığı yerin büyük bir residence olduğunu gördüm. Kapıdaki güvenliğe Onur'un adını verdiğimde beni çıkmam gereken kata yönlendirdi.

Onur kapıyı gülümseyerek açtığında parmak uçlarımda yükselip onu dudaklarından öptüm. Beni bileğimden çekip kapattığı kapıya yasladı.

"Bu akşam harika olmuşsun." Ona teşekkür ettim. O da bir yandan kalçamı sıkarken bir yandan boynumu öpüyordu.

"Ama buna yemekten sonra devam edeceğim." Beni serbest bırakıp elimi tutup evin içine doğru çekti.

Dairesi gökdelenin en üst katındaydı. Koridoru geçtikten sonra evin muhteşem manzarası karşılıyordu. Gecenin karanlığında İstanbul ışıl ışıldı. Evi oldukça geniş olmasına rağmen çok minimalistlik döşenmiş ve az sayıda modern renk paleti kullanılmıştı.

"Evin çok güzelmiş."

Salonu geçip beni mutfağa götürdü. Mutfağı kocaman ve bembeyazdı. Burada leke bırakmadan yemek yapmak imkansız olmalıydı. Ama Onur bunu başarmışa benziyordu.

"Bana ne yemek yaptın?" Fırının kapağını açıp içeriyi muhteşem bir koku ile doldurdu.

"Açıkçası eve çok geç geldim ve çok vaktim yoktu. Makarna seviyorsun diye Mac'n'cheese yaptım."

"Bayılırım." Fırından yemeği çıkartıp yanına da içmek için bir şişe şarap açtıktan sonra masaya getirdi.

"Bu kadar çok çalışmanın sebebi babam mı?" Sorum onu biraz rahatsız etmişti. Ama onun başına açılan dertler için sorumlu hissediyordum.

"Hem Faruk hem de baban. Ama asıl Faruk'un aldığı yanlış kararlardan dolayı durum böyle." Canı sıkkın görünüyordu.

"Amcanla konuşmayı denedin mi? Yani Faruk'un işleri batırdığını o da biliyor mu?"

"Evet tabi ki biliyor. Aslında işleri yoluna koyduktan sonra onları kurtardığım için seninle olan ilişkime saygı göstermelerini umuyorum."

"Ama ya eğer umduğun gibi olmaz ve birlikte olmamıza karşı çıkarlarsa?" Sonuçta ne olursa olsun ben Faruk'un eski nişanlısıydım. Benden vazgeçme ihtimalini düşünmek bile zihnime işkence çektirmeme neden oluyordu.

"O zaman her şeyden vazgeçmek zorunda kalırım..." Bunu duymayı beklemiyordum. Benim için bu zamana kadar çalıştığı her şeyden vazgeçmesi çok büyük bir fedakarlıktı.

"Ben çok üzgünüm." Sesim çok kırılgan çıktığı için kendime kızdım.

"Neden üzgünsün Afra?" Onunsa sesi çok sakin çıkmıştı. Gelip yanımdaki sandalyeye oturdu.

"Her şey için. Başına açtığım belalar için."

"Böyle söyleme..." Saçımı kulağımın arkasına atıp, parmağının arkasını yanağımda gezdirdi. Dokunuşu bana anında iyi gelmişti.

"Sadece bazen düşünüyorum. Geldiğim yere geri dönsem, her şeyi unutsak..."

"Beni unutmak mı istiyorsun?" Dudaklarını kulağıma yaklaştırıp kulağıma fısıldadı.

"Hayır, hayır. Problem de o ya zaten."

"Ben senin için problem miyim?" Elini masanın altındaki bacağımın üzerine koyup yavaşça yukarı doğru çıkartmaya başladı.

"Evet. Çünkü..." Bacağımı sıkıp aralamam için eliyle yön verdi. Parmakları iç çamaşırıma değerken konuşmaya devam etmem imkansız bir hal almıştı.

"Çünkü ne Afra?" Konuşmama devam etmemi istiyordu. Ama elimde değil, zorlanıyordum.

Sonra bir anda içimden geçenleri söyledim. "Çünkü Onur seni seviyorum." Parmaklarını iç çamaşırımdan içeriye doğru soktu.

"Ben de seni seviyorum Afra." Dudaklarımız birbiri ile buluştuğunda içimde duygu patlaması yaşanıyordu. Kalbim mutluluktan yerinden çıkacak gibi hissediyordum.

"Gerçekten mi? Başına bu kadar bela açmama rağmen beni seviyor musun?" Sorum karşısında küçük bir kahkaha attı ve sonra beni yavaşça yanağımdan öptü.

"Evet gerçekten. Seni seviyorum çünkü baş belasısın, zorsun, zekisin, eğlencelisin, güzelsin ve benimsin Afra."

Ona güvenebilir miydim? Onun sevgisine güvenebilir miydim? Nasıl hiç beklemediğim bir anda böyle biri karşıma çıkabilmişti? Gözlerimi kapatıp bu anın ve Onur'un parmaklarının tadını çıkarttım.

AfrâWhere stories live. Discover now