Afra beni sevmediğini söyleyip yanımdan gittiğinde ona inanmaktan başka seçeneğim kalmamıştı. Haftalardır benden kaçıyordu. Onu ilk gördüğüm anda bana karşı öfkesi bir gram bile azalmamıştı.
Lanet olsun ki çok güzeldi. Minik siyah elbisesi ve rüzgardan uçuşan saçları ile karşımda muhteşem görünüyordu. Onu bileklerinden tutup kulağına beni sevmediğini söylemesini fısıldadığımda vanilya kokusu ile başım dönmüştü. Dudaklarım hemen boynunun üzerindeydi ama ona değmiyordu. Saygılı bir şekilde ondan küçük bir işaret bekliyordu. Evet demesiyle dişlerimi boynuna geçirecek teninin üzerinde dilimi gezdirecektim. Sonra da ellerimi eteğinin altına götürüp ne kadar ıslak olduğuna bakacaktım. Eminim ıslanmıştı. Bu kadar yakınımda dururken cinsel enerjisini hissedebiliyordum ama dudaklarından da duymaya ihtiyacım vardı. Onu deliler gibi özlemiştim. Benimle eve gelmesini istiyordum. Afra'ya susamıştım.Afra'ya açtım.
Ama ne yazık ki benim onu özlediğim gibi o beni özlememişti. Üstüne üstlük beni sevmediğini söylemişti. Nasıl bu kadar sert olabiliyordu? Yaptığım en ufak bir hatada elimi bırakabiliyordu? Tamam belki hatam çok ufak değildi ama bu kadar ayrı kalmamıza değer miydi? Ben onun için ailemi bile karşıma almaya karar vermiştim. Ondan başkasını gözümün görmediğini kanıtlamak için daha ne yapabilirdim? Üstelik tutup bir de başka bir çocukla yeni bir ilişkiye başladığını iddia ediyordu. Karşımdaki benim Afra'm değildi. Karşımda benim canımı yakmak isteyen başka bir Afra vardı. Bu kadar kolay mıydı onun için? Eğer onun için bu kadar kolaysa benim için daha da kolaydı.
Masaya geri döndüğümde Özcan ile gülümseyerek oturması midemi bulandırmıştı. Daha az önce benim yanımda dokuşumla titreyerek dururken şimdi başka bir erkeğin karşısında gülümseyerek oturuyordu. Özcan'ı sonradan hatırladım. Selin'in kuzeni, zararsız bir çocuktu. Afra gerçekten onunla olmak istiyorsa benim kıskanacağım hiç bir özelliği yoktu. Onları önce ilişkileri için tebrik ettim. Sonra da acil bir işim çıktığını söyleyip geldiğim gibi gittim.
Beni karşı kıyıya götüren teknenin içinde Hakan'a mesaj yazdım.
Neredesin? Akşam takılalım.
Ooo sonunda. Ne zamandır kayıpsın. Bizim mekandayım buraya gel. Sana bu sefer kucak dansı ısmarlayacağım.
Ben de bu sefer o kucak dansını yaptıracağım. Afra'yı unutmak istiyorum. Onu her zerremden çıkarıp, kalbimden söküp atmak istiyorum...
Onur gittikten sonra Özcan ile birbirimize bakakaldık. Ona sevgili olmak istemediğimi açık bir şekilde ifade etsem bile Onur'un yanında bir anda sevgili olduğumuzu söylemiştim. Konuştuğumuz gibi yemekte birkaç fotoğraf çekildik. Onur ile yaşadıklarımın duygusal yorgunluğu yüzünden bitik bir haldeydim.
"Özcan artık kalksak olur mu?" Neyse ki itiraz etmeden isteğimi yerine getirdi. Tekneye binip karşı kıyıdaki arabasına gittik.
Beni evimin kapısına bırakmak için güvenlikten geçtikten sonra arabasının motorunu durdurdu. "Afra. Bu gece mükemmeldi. Ayrıca bana bir şans verdiğin için teşekkürler."
"Özcan ben..."
"Afra eğer Onur eski nişanlına yeni bir sevgilin olduğunu söylesin diye öyle davrandıysan da anlıyorum."
"Evet evet aynen öyle." Bu neden benim aklıma en başta gelmemişti? Bütün gece Onur'un yanındaki davranışım için Özcan'a yapacağım açıklamayı düşünmüştüm.
"O zaman bunu biraz daha sürdürmeye ne dersin? Yarın Selin evinde yaza veda partisi veriyor. Eminim Onur da orada olacaktır. Sen de benimle gelirsen kuzenine ondan sonra ne kadar mutlu olduğunu söyler." İlginç bir teklifti. Bu akşam Onur'a onu sevmediğimi söyledikten sonra gitmeme izin vermişti. Belki de benden sonsuza kadar vazgeçmişti. Onu tekrar görmem canımı acıtmaktan başka neye yarayacaktı ki?
"Bunu bu gece düşünebilir miyim?"
"Tabi ki. Eğer gelirsen beni çok mutlu edersin." Özcan ile vedalaşıp arabadan ayrıldım. Bana karşı duygular geliştirmemesi için olabildiğinde arkadaşça davranıyordum. O da mesafesini koruyordu.
Eve girip doğruca odama çıktım. Üzerimi değiştirip pijamalarımın içine girdikten sonra telefonumu elime aldım. Özcan ile Instagramda takipleşmiştik. Benimle birlikte koyduğu hikayelere tek tek baktım. Altına kalp koyup beni etiketlemişti. Sonra diğer arkadaşlarımın hikayelerine baktım. İstanbul'dan hikaye koyan İrem'in fotoğrafına önce kalp sonra yorum attım.
Haftaya görüşelim mi? Anında cevap geldi. Büyük olasılıkla çevrimiçiydi.
YESSSS ve daha birçok s ile... Arkadaşlarım yaz okullarını tamamlayıp İstanbul'a dönmüşlerdi ama ben duygusal olarak çöküntüde olduğum için onlarla buluşmak yerine evde oturmayı seçmiştim.
Sonraki hikaye Hakan'ındı. Sabahtan beri telefonuma bakmıyordum. Gündüz attığı klasik hikayeleri hızla geçtim. En son koyduğu fotoğraf her zamanki gibi bir gece klübündendi. Videoyu sonuna kadar izledim. Geri aldım tekrar izledim. Sonra tekrar izledim. Video'da bir kız vardı. Çok seksi bir kız. Üzerinde minik bir sütyenden taşan göğüsleri ve çıplak kalçaları görünüyordu. Kucağına oturduğu adamın önce sadece elleri görünüyordu. Videonun sonunda ise Hakan adamın yüzünü birkaç milisaniye de olsa çekmişti. O kişi Onur'du. Seksi kadın Onur'a kucak dansı yapıyordu. Onur'un elleri ise kadının memelerindeydi.
Sabaha kadar ağladım. Videoyu tekrar tekrar izledim. Kadına dokunduğu her bir noktayı beynime kazıdım. Kendime işkence ettiğimi bile bile bunu yapmaya devam ettim. Bir noktada uyuyakalmış olmalıyım. Uyandığımda yerdeki halının üzerindeydim. Sırtım, belim, boynum, hatta her yerim ağrıyordu. Ağlamaktan gözlerim şişmiş, kan çanağına dönmüştü.
Aklıma tek gelen şey o videoya tekrar bakmaktı. Hatta belki Hakan başka bir video daha koymuş olabilirdi. Telefonumu elime aldığımda şarjının bittiğini fark ettim. Gidip kablosunu bulup şarja taktım.
Şimdi ne yapacağım? Onur'u kendimden uzaklaştırdım. Onu sevmediğimi söyledim. O da buna inandı. Benden vazgeçti. Hayır hayır kendini suçlama Afra. Sen doğru olanı yaptın. Sana yalan söylemişti ve onu hemen affedemezdin. Senin için savaşmak yerine senden vazgeçmeyi seçti. Bundan sonra sen de onu unutacaksın.
Bir süre içimdeki sesle çelişkili bir konuşma yaptıktan sonra gücümü toplayıp sıcak bir duş almaya karar verdim. Banyoya gidip küvetin giderini kapattım ve içine sıcak su doldurdum.
Bu küvette daha önce Onur beni yıkamıştı. Ben kusmuk içinde kokarken benimle ilgilenmişti. Nasıl o şefkatli Onur'u kaybedebildim? Nasıl onsuz yaşayabilirim? Saf acı duygusu içimi kaplayıp kalbimi yakıyordu. Sıcak suda teselli aradım. Ama tenim kalbim kadar yanmadı. Musluğu daha sıcağa getirip ısıyı arttırdım ama işe yaramadı. Kalbimin acısını bastırmadı. Küvetin içinde ağladım, ağladım... Gözyaşlarım akmayıncaya kadar ağlamaya devam ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Afrâ
Romance(+18) Bir anlık zevk, sonrası pişmanlık... Babamla yaptığım basit bir anlaşma var. Üniversite diplomamı alabilirim ve o kimi seçerse onunla evlenmek zorundayım. Ama babamın seçtiği adamı gördüğüm saniye bundan kaçmak zorunda olduğuma emindim. Afra...