13,454 KM

487 10 0
                                    

Artık hayatımın 2'ye ayrıldığını anladım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Artık hayatımın 2'ye ayrıldığını anladım. Afra'dan öncesi ve Afra'dan sonrası... Daha fazla hata yapmak istemiyorum.

Afra'nın istediğini ona verdim. Onu bıraktım. Gitmesine de orada kalmaya devam etmesine de müdahale etmedim. Ben işlerime odaklanırken o da istediği hayatı yaşayabilir. Tabi sadece bir süreliğine... Babası ile yaptığım anlaşmaya göre Afra döndüğünde benimle evlenecek, şu an bundan haberi olmasa da. Hasan Bey (artık o baba dememi istese bile) ile işler oldukça iyi gidiyor. Afra gittikten birkaç gün sonra Özcan ile karşılaştım. Bana Afra ile olanları birbir anlattı. Baştan beri aralarında hiç bir şey olamadığını söyledi. Afra düşündüğüm gibi biri değildi, sadece iyi bir arkadaştı.

Afra'nın kaldığı adada benim için çalışan biri var. Afra'nın attığı adımı bana raporluyor. Şu ana kadar müdahale etmemi gerektiren bir durum olmadı. Yalnızca son günlerde sıklıkla görüştüğü bir adam ve kadın dışında ilgimi çeken bir şey olmadı. O konunun detaylarını öğrenmek istiyorum. Afra çalıştığı restaurant'a gitmek yerine neden patronunun evine gidiyor? Yanındaki adamla neden bu kadar fazla vakit geçiriyor? İşlerden vaktim olduğunca dikkatimi çeken konular bunlardı.

O gün sabaha karşı telefonum çaldığında aklıma tek gelen şey Afra'ya bir şey olduğuydu. Genellikle sabahları benim için adada Afra'yı gözetleyen kişi arar, günün raporunu verirdi. Afra'nın yatağında güvende uyuduğunu bilirken güne başlamayı seviyordum. Ayrıca aylar geçmiş olmasına rağmen hayatına kimseyi de almamıştı. Bunu bilmek de beni mutlu ediyordu. Benim için de durum bundan farksızdı.

Telefonumun ekranına yarı uykulu gözlerle baktığımda arayanın Afra olduğunu gördüm. Hemen cevaplama tuşuna bastım.

"Afra..."

Nefes alıp verişini duyabiliyordum. Oradaydı. Ama bana bir cevap vermiyordu.

"Afra sen iyi misin?" Telefonu kapattı. Ne olduğunu anlamamıştım. Bana ihtiyacı olduğu için beni aramış olabilir miydi? Belki de başına bir şey gelmişti. Hemen oradaki adamımı rehberde bulup ara tuşuna bastım.

"Afra nerede?" Telefonun öbür ucundan yüksek müzik sesleri geliyordu. Afra'nın arkasından gelen sese benziyordu ama daha yüksekti.

"Abi, ben onun geldiği bir partiye geldim. Az önce buradaydı ama şu an göremiyorum. Arkadaşı da onu arıyor."

"Başına bir şey mi geldi? Hemen Afra'yı bul ve bana haber ver."

Telefonu kapattığımda uçak bileti satın almak için havayollarının sitesine girdim. İlk uçak birkaç saat sonraydı. saatlerindeydi. Eğer o bileti alırsam öğlen orada olabilirdim. Telefonum çalmadıkça sabrım tükeniyordu. Kredi kartı bilgilerimi doldurup bileti satın alma tuşuna bastıktan sonra hızlıca valizimi hazırlamaya başladım. Telefonumun o arada çaldığını farkedince açtım.

"Abi, Afra'yı buldum. Bir sorun yok. Eve gidiyor arkadaşı ile."

Telefonu kapattıktan sonra önümdeki seçenekleri düşünmeye başladım. O uçağa binip Afra'yı görebilirdim. Ya da hiç bir şey olmamış gibi hayatıma devam edebilirdim. Kendime verdiğim söz Afra istemediği sürece onun hayatına müdahale etmeyeceğim üzerineydi. Ama bu gece beni arayarak belki de istediğini göstermişti. Küçük bir umut kırıntısıydı ama şansımı denemeye karar vermiştim. Uçağa yetişmek için evden çıktım.

AfrâWhere stories live. Discover now