Sensiz Nefes Alamıyorum

563 8 3
                                    

"İyi akşamlar, umarım bölmüyorumdur

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"İyi akşamlar, umarım bölmüyorumdur." Onur, Özcan ile oturduğumuz masanın hemen yanı başında gözlerini sinirli bir ifade ile bana dikmiş bakıyordu. Onunla karşılaşmamak için evden adımımı atmazken daha çıktığım ilk anda nasıl olurda karşılaşabilmiştik?

"Pardon tanışıyor muyuz?" Ona Özcan cevap verdi.

Onur gözlerini benden ayırarak kafasını Özcan'a çevirdi. Onunla neden buluştuğumu anlamaya çalışıyor olmalıydı. Benim ise ne cevap vereceğime dair en ufak bir fikrim bile yoktu.

"Ben Onur Ulukaya. Siz?" Elini Özcan'a uzatıp bir cevap bekledi. Özcan gözlerini kocaman açıp şaşkın bir ifade ile elini uzatarak konuşmaya başladı.

"Onur abi, beni tanımadın mı? Ben Özcan Akın. Selin'in kuzeniyim. Daha önce seninle Selin ablamın doğum gününde tanışmıştık."

Onur abi mi? Özcan benim erkek arkadaşıma abi mi diyor? Yani eski erkek arkadaşıma. Muhteşem... Selin de hatırladığım kadarıyla daha önce Onur'un yanında tanıştığım sıcak kanlı arkadaşı olmalı.

Onur önce Özcan ile el sıkıştıktan sonra bakışlarını bana çevirdi. Gözlerinde az önceki siniri yoktu. Buluştuğum çocuğun ona abi çekmesi hoşuna gitmiş olmalıydı.

"Rahatsız olmazsanız sizinle biraz oturabilir miyim?" Özcan'dan itiraz etmesini beklerken Onur'a tam tersi bir cevap verdi.

"Tabi lütfen. Seni arkadaşım Afra ile tanıştırayım." Şok içinde kalmıştım. Onur ile aynı masada oturmak istemiyordum. Özcan aklını mı kaçırmıştı?

"Kız arkadaşı. Yani kız arkadaşım diyecektin değil mi Özcan?" Daha fazla dayanamayıp Özcan'ı düzelttim. Onur'u kıskandırmak istiyordum.

"Evet kız arkadaşım." Özcan keyifle Onur'a beni takdim etti.

"Ben zaten Afra ile tanışıyorum." Onur, Özcan'a eski sevgilim olduğu söyleyecek miydi? Derin bir nefes alıp sözlerine devam etti. "Afra kuzenim Faruk'un eski nişanlısı."

Unuttuğum gerçeği yeniden hatırlattı. Ben Onur'un eski kız arkadaşından önce kuzeninin nişanlısıydım.

"Doğru ya. Afra ile Faruk nişanlanmıştı. Faruk abi ne yapıyor?" Özcan neden bu kadar Onur ile ilgileniyordu?

"Faruk iyi. İşlerden biraz uzaklaştı. Tatilde şu an." Onur Özcan'ın sorularına cevap verirken gözlerini benden ayırmıyordu. Uzun zaman sonra onun bakışlarını üzerimde hissetmek ona karşı hissettiklerimi acı bir şekilde hatırlamama sebep olmuştu. Her zamanki gibi çok dominantı. Çok yakışıklıydı. Özcan'ın yanında ezici bir üstünlükte duruyordu. Özcan ile sevgili olduğuma inanmış olabilir miydi? Sanmıyorum... Onu deli gibi özlemiştim. Karşımda gözlerini dikmiş bana bakarken ben ona sarılmayı sonra da onu dudaklarından öpmeyi hayal ediyordum. Zihnimdeki düşüncelerle bacaklarımın arası sırılsıklam olmuştu. Kendimi toparlamak için tuvalete gitmeye karar verdim.

"İzninizle." Onur kalktığımı görünce ayağa fırlayıp sandalyemi çekti. Ondan yayılan amber kokusu ile tüylerim ürperdi. Neden bu kadar centilmen olmak zorundaydı? Neden hoşlanmadığım tek bir özelliği bile yoktu? Yalan söylemesi dışında...

Ben giderken arkamdan garsona seslendiğini farkettim. Kendisi için bir şeyler sipariş ettiğine göre bu gece Özcan, ben ve Onur yemek yiyecektik. Bundan kaçışım yoktu.

Tuvalete girip kendimi toparladıktan sonra oradan çıkmadan rujumu tazeledim. İyi ki Özcan'ı kaale almayıp saçma bir elbise seçmemiştim. Onur beni uzun zaman sonra tekrar gördüğünde güzel görünmem gerçekten iyi olmuştu. Nasıl beni bulmuştu hala bir cevap bulamıyordum.

Kapıyı açıp kendimi tuvaletin dışına attığımda karşımda Onur'u görmemle ikinci bir şok yaşadım. "Senin burada ne işin var?" Arkamdan gelmiş olmalıydı.

Soruma soru ile karşılık verdi. "Asıl senin burada ne işin var? O çocukla ne yapıyorsun?"

"Seni ilgilendirmez." Mesafemi korumaya çalışıyordum. Yalnız başımıza orada olmamız çok tehlikeliydi.

"O çocukla sevgili olduğun yalanını yemedim Afra."

"Yalan olduğunu nereden çıkartıyorsun?" İnandırıcı olmaya çalışarak konuştum.

"Yapma. Seni o kadar tanıyorum." Sakin sesi tahrik edici geliyordu.

"Ne kadar tanıyorsun Onur? Eğer beni tanıyorsan bana söylediğin yalanlardan sonra seni affetmeyeceğimi de bilmen gerekir."

"Yalanlar mı? Sadece bir yalan söyledim." Bu konuyu açtığım için yüzü düşmüştü. Ama ne dememi bekliyordu ki?

Seni çok özledim Onur... Beni öp Onur... Anca rüyasında!

"Daha önce de Aslı ile Faruk'un ilişkisini saklamıştın. Yalan ve gerçekleri saklama konusunda uzmansın."

"Afra beni affetmen için ne yapabilirim? Sana 1 aydır ulaşmaya çalışıyorum. Her şeyi denedim. Seni aramadığım numara kalmadı. Instagramdan kaç tane sahte hesap açtım biliyor musun? Haftalar sonra fotoğraf yüklediğini görünce hemen evinin önüne geldim. O herifin arabasına bindiğini görünce de sizi buraya kadar takip ettim." Gözlerim şok ifadesi ile fal taşı gibi açıldı. Onunla konuşmamak için beni arayan tüm kayıt dışı numaraları engelliyordum. Instagramda beni takip eden sahte hesaplar vardı ama onların da mesajlarını engellemiştim. Demek yüklediğim fotoğrafı görünce direkt evimin kapısına gelmişti. O da 1 aydır ayrıldığımız için benim gibi üzülüyor muydu?

Yine de kendime verdiğim sözleri tekrar hatırlattım: Onur bir yalancı. Onur bir korkak. Seni manipüle etmesine izin verme. Sen güçlü bir kadınsın. Düzgün bir ilişkiyi hak ediyorsun.

"Hiç bir şey yapmanı istemiyorum Onur. Eminim kendini oyalayacak bir şeyler bulmuşsundur." Ellerimi avucunun içine aldı. Dokunuşu ile sarsıldım. O dokunuşu hayal edip geceler geçirmiştim.

"Afra 1 aydır neredeyse nefes almıyorum. Sensiz nefes alamıyorum anla artık." Ne diyeceğimi bilmiyordum. Ellerimi tutması bile söyleyeceklerimi unutturmuştu. Beni öptüğünü hayal etmekten başka yapacak bir şeyim yoktu.

Ama ya kendine verdiğin sözler Afra? Onu hemen affedecek misin? Sana yalan söyledi. Senden gerçekleri sakladı. Seni manipüle etmesine izin mi vereceksin?

Ellerimi ellerinin arasından hızla çektim. "Özcan'ı daha fazla bekletmek istemiyorum. Senin de planın ne bilmiyorum ama erkek arkadaşımla beni yalnız bırakırsan sevinirim." Ona karşı güçsüz yanımı gizleyerek ciddiyetimi olabildiğince göstermeye çalıştım.

"Afra. Gözlerimin içine bak ve beni sevmediğini söyle. O zaman gideceğim." İçimdeki her bir parçamla onu severken bunu söyleyebilir miydim? Onu seviyordum. Onu o kadar çok seviyordum ki bu gerçekten nefret ediyordum.

Beni bileklerimden tutup kendine doğru çekti. "Söyle Afra, beni sevmediğini söyle." Kulağıma fısıldadı. Dudakları boynuma değiyordu. Teninden yayılan tahrik edici amber kokusu burnuma doluyordu.

"Seni sevmiyorum Onur. Bırak beni." Sesim az önceki gibi kararlı değil kırılgan çıkmıştı. Söylediklerime kendim bile inanmazken onu nasıl inandırabilirdim? Birkaç adım geriye atıp gözlerini baka dikti. "Sana inanmıyorum. Gözlerimin içine bakıp bir daha söyle."

"Kaç kere söylememi istiyorsun? Sevmiyorum." Gözyaşlarımı zor tutuyordum ama onu inandırmayı başarmıştım. Bileklerimi serbest bırakıp benden uzaklaştı.

"Bu her şeyi değiştirir. Sevgiline gidebilirsin." Arkamı dönüp uzaklaştım. Ağlıyordum. İstediğim olmuştu ama canım çok yanıyordu. 

AfrâWhere stories live. Discover now