Bölüm 50

1.5K 173 31
                                    

Medya: Trice ve Hector

Charles'ın gözünden

(Charles) "Hey Julius! Önce Heather ve Prenses'i ayırmalıyız, onlar bir olunca bir ülkeyi bile yok edebilirlermiş gibi hissediyorum."

Julius umursamaz bir tavır sergiledi ve beklediği yerden gülümseyerek Prenses'i izlemeye devam etti.

Ortama bir vahşet hakim iken Prenses, saçı yolunmuş kıza saldırmakta ısrarlıydı.

(Julius) "Neden sevgilimin eğlencesini bozayım ki?"

Dük ve Düşes olayı fark ettikten sonra hemen müdahale etmeye başladılar ama onlar da pek şaşırmışa benzemiyordu.

Bunun yanında Heather'ın arkadaşı Medoze, hiçbir şey yapmadan keyif alırmışcasına kargaşayı izliyordu.

Gözlerim Heather'ı aradı, en azından ona bir zarar gelmemeli!

Elinde tuttuğu saça bakarak garip anılara dalmış gibi görünüyordu.

Yanına yaklaştım ve sordum. "Ne düşünüyorsun?"

Sarhoş olduğu her hâlinden belliydi ve tatlı gülümsemesi ve bozuk konuşmasıyla cevap verdi. "Sadece nasıl süpürge yapılır, onu düşünüyordum."

Bunu söylerken bile nasıl böyle güzel gözükebilir?

Sanırım ona olan hislerimi kabul ettiğimden dolayı artık gerçek düşüncelerimi de yansıtabiliyorum.

(Charles) "Süpürge mi?"

(Heather) "Evet, bu saçtan çok güzel süpürge olur."

O saçtan süpürge mi yapmak istiyor? Gerçekten sarhoş.

(Charles) "Hmmm, pekala! Sana bu konuda yardım edeceğim ama önce buradan ayrılalım olur mu?"

Heyecanlı bir çocuk gibi gülümsedi ve bana zaten yakın olmamıza rağmen daha da yaklaştı.

(Heather) "Gerçekten çok tatlısın Charles! Seni ısırabilir miyim?"

Isırmak mı? Evet bir süre önce de böyle bir şey söylemiştin?

Daha doğrusu beni ısırmakla tehtit etmiştin.

Sanırım gerçekten de ısırmak istiyor.

Böyle giderse bir yere varamayacağız.

Artık cesur davranıp Heather'ı kimselere kaptırmamalıyım!

Ya da Tanrıça Liberosis'i mi demeliyim?

Ani bir hareketle onu kucağıma aldım. Kollarım arasında durarken bir süre şaşırdı.

(Heather) "Ne-neden böyle yaptın ki şimdi?"

Gülümsememi durduramadım. Demek ki sarhoşken bile böyle utanabiliyor.

(Charles) "Başka türlü seni kaçıramazdım değil mi?"

Kalabalık arasından hızla geçiyordum, Heather ise bana karşı cevap vermekle meşguldü.

(Heather) "Beni kaçıracak mısın? Hadi oradan! Senin buna gücün yetmez, ben senden bin kat daha güçlüyüm."

Etraf ılık bir ışıkla çevrelendiğinde bu hissi biliyordum.

Bu Liberosis'in kutsal gücü.

Birden kendimi kimsenin olmadığı bir yerde buldum, karanlık ve loş bir ortamdaydım. Yanımda ise Heather vardı.

(Charles) "Biz neredeyiz?"

Heather kötü adamların attığı tarzda bir kahkaha attı. "Beni kaçıracağını söyledin ama asıl ben seni kaçırdım. Gördün mü nasıl güçlü olduğumu?"

Yazdığım Romanın Kötü Kadını Oldum!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin