Bölüm 80

730 82 128
                                    

Charles ile birlikte, çantamdan çıkardığım kurabiyeleri yerken yapılan dövüşü izliyorduk.

Trice var gücüyle Ejderha'ya karşı kendisini savunurken Ejderha ise sanki sadece gücünün küçük bir kısmını kullanıyormuş gibi alaylı bir tavırla savaşıyordu.

Trice bazen karşı saldırı yapabiliyor olsa da bu saldırılar ejderhaya etki etmiyordu.

Çünkü o bir ruh, bedeni yok ki!!

Trice'in canının tehlikede olduğu bir durumda araya gireriz ama onun dışında ona yardımcı olursak Trice çok kızar.

Aslında hangi sebeple olursa olsun araya girersek Trice kızacak ama oturup da onun ölümünü izleyemeyiz yani!

Kurabiye kutusunu Udros'a uzattım. "Yiyecek misin?"

Bana şokla dolu bir ifadeyle bakıyordu. "N-nasıl bu kadar rahat olabiliyorsunuz?"

Charles benim yerime cevap verdi çünkü ben o sırada dayanamamış ve bir kurabiye daha yemiştim.

"Bunu söylemek hoşuma gitmese de Prenses güçlü, gücünü onunla yaptığım kılıç düellosunda fark etmiştim. O bir yolunu bulup kazanacaktır."

Ben de gülümseyip devamını getirdim. "Yani biz Trice'e güveniyoruz."

Udros da bana gülümsedi. "Anlıyorum, o zaman ben de aynı şekilde ona güvenmeliyim."

Uzattığım kurabiye kutusundan kurabiye alacaktı ama Charles kutuyu geriye çekince alamadı. "Kızın kolunu ağrıttın."

Charles'a bakıp alaylı bir tavırla konuştum. "Charles; uslu bir çocuk olalım ve yiyeceklerimizi arkadaşlarımızla paylaşalım, tamam mı?"

"Hey, bana çocukmuşum gibi davranma!"

Gülerek yanına yaklaştım. "O zaman sen de çocuk gibi davranma."

Yanağımdan öptü, ben donmuş bir vaziyette kalmışken bir tane kurabiyeyi Udros'a fırlatmıştı.

Ne oluyor ya?

Neyse ki Udros kurabiyeyi yakalayabildi.

Ben Charles'a şokla bakıyorken bu sefer onun yüzünde alaylı bir gülümseme vardı. "Pekâlâ, kurabiyelerimi arkadaşlarımla paylaşacağım."

Bir kurabiye daha aldı ve bana doğru uzattı. "Şimdi sıra sende, aaaaa de bakalım."

Uçak geliyor da yapacak mısın?

Gülümsüyordu, çekingen bir tavırla uzattığı kurabiyeyi yedim.

(Charles) "Lezzetli mi?"

Sen yedirince ayrı bir lezzetli oldu, yalan yok.

(Heather) "Yani, daha önce de yemiştim zaten. Lezzetli..."

(Charles) "Öyle mi, o zaman sıra sende. Sen de bana yedir!"

Öhöm.

Ben de bir kurabiye aldım ve ona uzattım. Yedikten sonra gözlerini bir süreliğine kapattı ve konuştu. "Gerçekten lezzetli, çocuk olmak da ne kadar güzelmiş. Ama yine de çocuk olmak istemem."

(Heather) "Ö-öyle mi, neden ki?"

(Charles) "Çünkü sadece yetişkin olduğunda yapabileceğin şeyler var."

Yüzüm kırmızıya döndü, sadece yüzüm de değil, boynum ve kulaklarım da kırmızının tonlarına bürünmüştü.

Diğer taraftan savaşan Trice bağırdı. "Lan ben burada ölüm kalım savaşı veriyorum, fingirdeşmeyin be!"

Yazdığım Romanın Kötü Kadını Oldum!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin