Bölüm 78

697 86 49
                                    

Udros, Trice ve ben...

Üçümüz de yerde oturmuş hiç konuşmadan birbirimize bakıyorduk.

Trice; Udros'un kedi kuyruğu ile oynarken Udros, Trice'in bu tavırlarına önceden beri alışmış olmasına rağmen utandığını belli eden bir bakış attı.

Trice tabii ki umursamadı ve sessizce kuyruğu ile oynamaya devam etti.

Trice, bir kedi aşığı...

Zihnimdeki düşünceler susmak bilmezken, sessizliğim devam ediyordu.

Üçümüz de tam olarak nasıl başlamamız gerektiğini bilmiyorduk.

1000 yıl sonra bir araya gelmiş 3 arkadaş...

Konuşulacak çok şey var ama hepimiz susuyoruz.

"63...64...65!.." Bakışlarım şınav çekerken aynı zamanda da şınavlarını sayan Charles'a döndü.

Oluşturduğu kas geliştirme programı neticesinde nerede olursak olalım egzersizini ertelemeyeceğini söyledi.

Daha yapılı bir vücuda sahip olmak için gerçekten çabalıyor.

İhtiyacı olmasa bile...

Hafifçe gülümsedim ve önüme döndüm. Yarı insan hizmetçilerin getirdiği yeşil çayın 5. bardağını içince de 'tamam' dedim.

Artık konuşmalıyız.

Boğazımı temizledim ve diğer ikisinin dikkati üzerime çekildi. "Öncelikle Udros, senin neler yaptığını ve nasıl olduğunu duymak isterim. Bize anlatmaya ne dersin?"

Udros başıyla onayladı. "Son 1000 yılda tüm ırklar birbirine düşman oldu denebilir. Ben ise hiçbir şekilde bu durumu değiştiremeden yaşamaya devam ettim. Tek yapabildiğim şey, yarı insanları korumaya çalışmaktı. Onda bile tam anlamıyla başarılı olduğumu söyleyemem."

(Trice) "O yüzden mi yarı insanlar ile bu ıssız yere taşındın, onları korumak istediğin için?"

(Bu sırada Trice hâlâ Udros'un kuyruğu ile oynuyor.)

(Udros) "Evet, tüm yarı insanları tek bir bölgede toparlamayı amaçladım. Artık onları daha kolay kontrol edebiliyorum."

Trice de ben de Udros'a gülümsedik. Güven verici bir ses tonunda konuştum. "Gerçekten de çok çabaladın, harika bir insansın Udros!"

"81!!! 82!!! 83!!!"

Charles'ın şınav sayarken yükselen sesi ile hepimiz ona döndük.

Anlaşılan o ki bizim konuşmalarımızı dinliyor.

Udros'a harika bir insan olduğunu söylemem Charles'ın hoşuna gitmedi sanırım.

(Trice) "Charles benden daha kıskanç ve böylesini daha önce görmemiştim."

Güldüm ve hafifçe Trice ve Udros'un olduğu tarafa doğru eğilmişken fısıldayarak konuştum. "Olsun, ben onun bu hâlini seviyorum."

Trice de bana doğru eğilmişken aynı benim yaptığım gibi fısıldar bir tonda konuştu. "Sen fısıldasan bile onun seni duyduğunu biliyorsun değil mi?"

Şokla geriye çekildim. Büyü gücüne sahip olduğu için duyu organlarının gelişmiş olduğunu tamamıyla unutmuşum.

Beni duydu mu gerçekten?!

Kızarmış bir yüzle Charles'a baktım. Yüzündeki gülümseme ile şınav çekmeye devam ettiğini gördüm.

Utançla Udros'a dönüp konuyu değiştirmek istercesine sordum. "B-başka neler oldu?"

Yazdığım Romanın Kötü Kadını Oldum!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin