-X- Geçmişler Ve Gelecek Olanlar

3.2K 236 77
                                    

Derin bir nefes.

Sımsıkı gözlerimi açmama sebep olan şey, alabildiğim derin nefesti. O sırada, hala askere sarılıyor olduğumu fark ederek geri çekildim ancak kitlenmiş olan Altrincham, buna izin vermedi. Kafamı kaldırıp ona bakmaya çalıştığımda, hala aynı pozisyonda olduğunu ve uyanmadığını anladım.

"Asker, asker uyan." diyerek ona seslendim. Ortamı göremiyordum iri gövdesinden dolayı. Ancak kulaklarımda konuşma ve uğultu benzeri sesler hüküm sürüyordu.

"Asker, uyan diyorum. Uyansana be adam!" diyerek elimle vurmaya başladım.

O sırada derin bir nefes alıp kafasını kaldıran Altrincham, etrafına bakmaya başladı. Uyandığı için tekrar geri çekilmeye çalıştım, ancak izin vermedi.

Kafamı tamamiyle kaldırıp kaşlarımı çattım. "Bırakırsan, etrafa bakacağım."

Altrincham, daha yeni yeni olanı anlıyormuş gibi kafasını indirdi. Ancak yaptığı bu hamle yüzünden yüzlerimiz gereğinden fazla bir şekilde birbirine yaklaştı. O, derin nefesler alarak şaşkınlık içerisinde yüzüme bakıyor olduğu sırada kafamı geri iterek yüzlerimizi uzaklaştırdım.

Uzun bir antrenmandan çıkmış gibi derin nefesler almaya devam ediyordu. Dediğimi duymamış gibi hala sımsıkı sarılıyor olması sinirimi bozunca, "Asker, dediğimi duymadın sanırım. Çek kollarını." dedim sinirli olduğumu belirten bir sesle.

En sonunda farkına varmış gibi kollarını benden çekerek beni hafifçe ittirdi. Düşmemek için ayağımdan destek aldığım sırada, ona hakaret etmek için azğımı açacaktım. Ama ondan daha şaşırtıcı bir şey dikkatimi çekti.

Etrafıma bakarak, olduğum yerde döndüm.

Sisli bir ortamdaydık ve etrafımızda bulutlar vardı. Aydınlık gibi gözüken bu ortam, beni germişti. Kendimi bir an, Ruh Sınırında hissetmiştim.

Yutkunarak havadaki baloncuklara baktım. Bunlar, benim anılarımdı ve gelen seslerin kaynakları onlardı. Küçük bir tiyarto kesitleri gibi, bir sürü anım gözler önündeydi ve bu durum beni rahatsız etmişti. Özellikle, Raskal'ı görüyor olması.

Askerin de etrafına bakıp incelediğini anladığımda hışımla kolunu tutup, akademiyi içeren anıları aramaya başladım. İlerledikçe farklı zamana ait olan anıların yanı sıra, bir an hiç bulamayacağımızı düşündüm. Bir süre sonra bulutlar azaldı, ve ortama sadece sis hüküm sürdü. Burasının, çocukluğum olduğunu, hatırlayamadığım anılara ait olan yer olduğunu anladım ve bu beni, derinden üzdü.

Çaktırmayarak ilerlediğimde, akademide gözümü ilk açtığım zamanı gördüm. Ancak bu, ona bir şey ispatlayacak değildi. Bu yüzden geçecektim, ancak o beni durdurdu. Kafamı ona çevirip tek kaşımı kaldırdım.

"Görmek istiyorum, herşeyi." dediğinde kafamı hızlıca iki yana salladım.

"Anlaşmamıza göre, sana sadece akademinin sırlarını verecektim. Kendi sırlarımı değil."

"Kendi sıraların, akademiye karşı kötülük içerebilir. Hızlıca geçersin özel olan yerleri, inan ilgimi çeken konular arasında yer almıyorsun." diyerek düz bir ifadeyle bana baktı.

Ne olacaktı biraz anlayışlı olsan?

Kaşımı indirip derin bir nefes aldım ve bulutçuğa doğru ilerledim. Küçük buluta elimi soktuğumda, su gibi bir hissiyat verdiği için garip gelmişti. Sonrasında nefesimi tutup gözlerimi kapadım, ve kafamı soktum. Bulut tüm vücudumu içine aldığında, askerin de geldiğini anlamıştım.

Gözlerimi açmak istemiyordum. Ancak, anıyı izlememiz gerekiyordu.

Gözlerimi açtığımda, yatağımda yatan küçük bedenimi gördüm. Burası, akademide ki ilk odamdı. Kolunu tuttuğum askere, sonrasında kendime baktım ve elimi çektim. Sisli bir şekilde dalgalanıyorduk odanın içinde. Hayaletmişiz gibi hissettiren bu görüntü, komiğime gitmişti.

 Büyücü Where stories live. Discover now