-XIII- Dürüst Gözler Ve Yalancı Sözler

1.9K 94 80
                                    

Ai li lu li lu, ai li lu li lu, ai li lu li lu, uyu şimdi benim güzel küçüğüm; kıymetli küçüğümün üzerinde uyu; huzur içinde uyu, bütün gece boyunca, ai li lu li lu lu lu lu," Kadın, kızının saçlarını okşarken duraksadı ve gülümseyerek ninniye devam etti. "Tekerlekli yatağına sıkışmış, melekler tepeden seyrediyor. Mor güzel gözlerini kapat, ai li lu li lu."

Alnına küçük bir öpücük bıraktığında kızının çoktan uykuya daldığından emindi ancak, ninniyi tamamlamak için oldukça istekliydi bu yüzden durmadı.

"Ağaçlarda küçük arılar, küçük kuşlar, çan kulesinde küçük kümes hayvanları, küçük baykuşlar gece için yataktalar, sarılıp yastıklarına, sıkı sıkı uyuyorlar. Tıpkı tüm iyi minik insanlar gibi. Uyu küçüğüm, dua ediyorum, günün kaygılarından çok yoruldum. Tanrı küçük kalbini korusun. Uyuyalım, lu lu! Uyuyalım, lu lu! Uyu yoksa küçük ayıyı çağırırım. Ai li li li lu lu; ai li li li lu lu lu; ai lu. Uyu miniğim, lu lu uyu!"

Ninninin sonlarına doğru kadının sesi fısıltıya dönmüş, kızının saçlarındaki eli ise yavaşlamıştı. Kızının alnına tekrar yaklaştı ve saçlarını kokladı, sonrasında ise tekrar minik bir öpücük bırarak yavaşça geri çekildi. Küçük kız, ninninin bittiğini hissetmiş gibi annesini saran kollarını yavaşça geriye çekip, tek gözünü açtı.

"Lu, lu?" dediğinde kadın, kızının bu tatlı haline dayanamayıp gülerek ninniye devam etti.

"Uyu şimdi benim güzel küçüğüm, kıymetli küçüğümün üzerinde uyu, huzur içinde uyu, bütün gece boyunca, ai li lu li lu lu lu lu. Tekerlekli yatağına sıkışmış, melekler tepeden seyrediyor. Mor güzel gözlerini kapat."

*

Kulağıma gelen sesler, uyandığıma ve bilincimin açıldığına dair beni dürtmeye başlarken gözlerimi açmak istemiyordum. Raskal, aşağıda bir müşterisiyle konuşuyor olmalıydı; bu demek oluyordu ki, beni kurtarmıştı.

Hareketsiz bir şekilde yattığım pozisyonda durmaya devam ettim. Hatta, geri uyuyabilirim umuduyla nefes alışveriş şeklimi bile bozmaya yeltenmedim. Ancak vücudum, bunun çok anlamsız bir uğraş olduğunu belirterek bacağıma bir kramp soktuğunda yüzümü buruşturarak gözlerimi açtım. Gözlerim, acımayı kesmiş ayağıma kaydı. Raskal fark edip, etrafına sargı bezi sarmış ve üzerine büyülü mühürler çizmişti. Yatakta doğrularak bir süre mühürleri izledim. Çabuk iyileşmesi ve ağrıyı hissetmemem için çizdiği bu mühürlerin, büyüsel olarak onu zorlayacağını biliyordum.

Derin bir nefes alarak gözlerimi yumdum. Benim yüzümden çok fazla zorluğa katlanıyordu Raskal. Üstelik, herhangi bir kan bağımız olmamasına rağmen yapıyordu bunu. Bense, bu kadar uğraş verdiği onca emeğine karşın akıllanmaz bir velet gibi onu sorgulayıp, akademiyle iş birliği yapabileceğini düşünüyordum.

Ne yüz karası bir çömezdim ama!

Gözlerimi açtığımda, neler olduğunu hatırlatmak isteyen zihnim doğrudan odanın içinde ilk defa yandığını gördüğüm şömineye dikti gözlerimi. Yutkunarak bakışlarımı kaçırmak istedim ama nafileydi. Gözlerimin görmediğini, zihnim önüme sürüyordu zaten.

Kafamı iki yana sallayarak gözlerimi yumdum. Bundan daha büyük bir sorunum vardı, Raskal'a ne diyecektim? Ona hırsızlar tarafından saldırıya uğradığımı söyleyebilirdim, ancak bir çocuğu öldürdüğümü nasıl söyleyecektim? Sol elimle şakaklarımı ovmaya başladım. Bunu söylememe gerek yoktu, ancak Raskal benim insanları öldürmeme karşıydı. O tozları açıklayabilecek tek bir yalanım bile kalmamıştı.

"Uyanmışsın." Raskal'ın sesini duymamla beraber elimi yüzümden çekip ona baktım. Geldiğimi fark etmemiştim. İfadesiz bir şekilde bana bakıyordu, beni en çok korkutan da buydu zaten. Kızmıyor yahut anlayışla yaklaşmıyordu bana. O, tamamiyle tepkisizdi.

 Büyücü Where stories live. Discover now