-III- Şeytanlar Ve Taşlar

2.9K 151 80
                                    

Verus Krallığı, Seth Kalesi, XXI yy.

"Her neyse," deyip ayağa kalktım ve üstümdeki tozları silkelerken, "Ben ödülümü almaya gidiyorum." dedim ve kapıya yöneldim. Dışarıdan girmek yasaktı, ama çıkarken sorun olacağını sanmıyordum ve bu yüzden portal açmama gerek kalmayacağını umuyordum.

"Ödülünü nasıl alacaksın?" dediğinde duraksadım ve ona kaşlarım çatılı bir şekilde baktım. Elinde görevimin olduğu parşömen vardı. Cebimden nasıl aldığını sorgulamayarak bakışlarımı tekrar ona çevirdim.

"Burda görevin kabul görmesi için kelle lazım diyor ve suçlanan kişi benim. Benim kellemi istiyorlar." dedi parşömeni indirirkenve gözlerini bana çevirdi.

"Evet, ama bunun yerine onları buraya getirip, şeytanın gittiğini gösterebilirim." dedim emin bir sesle.

O ise gülümsedi ve yavaş adımlarla bana doğru ilerlelemeye başladı. "Sence eski krallardan birinin yaptığı bu laneti, şu an krallık bilmiyor mudur?" kurduğu cümle yutkunmama sebep oldu ve karşılaştığım gerçeklik yüzünden gözlerimi kaçırdım.

Eğer biliyorlarsa, bu görevin geçerliliğini kaldırırdı.

"Aynı zamanda senin de teorinde yanlışlıklar vardı." dediğinde kaşlarımı daha da çattım.

"Ne hakkında?" dedim.

"Eğer şeytan bilinçliyse dediğin gibi çağırıcısında hapsolması normaldi. Ama öyle bir şeytanı krallık çağıramazdı çünkü krallığın büyü gücünün geldiği yer lanetlenen kişiydi. Bunun yanı sıra, krallık büyücüsünün gerçek bir şeytan olabilme ihtimali de var. Kral ve kraliçe de ondan kurtulmak için önüne yem diye dük ve eşini sunmuş olabilir." dediğinde mantıklı bulsam da eksikliler olduğu için tamamiyle kabul edemiyordum.

"Olabilir, bu da bir ihtimal. O zaman ihanet diye söz edilen kısım kimi yansıtıyordu?" dedim elimi çenemin altına götürürken.

"Buraya gelirken bir dedikodu duymuştum. " dedi, cebine ne zaman koyduğunu bilmediğim gri gümüş matarayı kontrol ederek ve devam etti, "Dükün eşi ve büyücü bir ilişki yaşıyorlarmış, hatta kadın ondan hamileymiş. Ancak sonrasında, bu olaylar gerçekleşmiş." dedi ve mataradan içkisini yudumlamaya başladı.

"İhanet edilen kişi dük olsa bile hikayede o kadar büyük bir etkisi yok. Ya altında daha derin bir hikaye var ya da bu daha yanlış bir 'dedikodu'." dedim ve kapıya doğru yürümeye devam edip," aynı zamanda eğer büyücü şeytan olsaydı krallık, yeni bir büyücü seçilene kadar büyü gücünü kullanamazdı. Seninki tamamen yanlış bir teori. " dedim ve güldüm.

"Yanlış olduğunu sanmam. Bence sadece eksikleri var. "dediğinde kafamı olumsuz anlamda sallayarak kapıyı iki elimle içeri çekerek açtım. Kapı açıldığında yanımdakinin duraksadığını görsem de aldırış etmedim. Kapı açılıp, dışarı adım attığımda herşeyin hala aynı olduğunu görerek kaşlarımı çattım.

"En azından sisin gitmesi gerekirdi." dedim sorgularcasına.

"Artık bu lanet şatoyu ve içinde yaşananları düşünmek istemiyorum." dedi ve boynunu kıtlatarak merdivenlerden aşağıya inmeye başladı.

Ben de ona uyarak duraksadığım yerden devam ettim ve merdivenlerden aşağı indim.

"Bekle bir dakika," dedim ve gittiği yöne doğru peşinden ilerledim. "adın ne?" dedim ardından ekleyerek.

"Küçük kız bana aşık oldu da peşimdem mi koşuyor yoksa?" dedi alaylı bir şekilde gülüp, yürümeye devam ederken. Kaşlarımı çatsam da peşinden gitmeye devam ettim.

 Büyücü Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon