2 | kapı aralığında kalan bakışlar

589 74 290
                                    

Yoongi duydukları karşısında saygısızlık etmemek adına gülümsemeye çalışırken telefonunu hızla indirmiş ve selam vermek adına eğileceği sırada kendisini durduran adamın elini sıkmıştı. Açıkçası böyle bir yerin sahibiyle telefon üzerinde konuştuğu sırada aklında beliren görsel hiç de bu tarz birine ait olmadığı için ister istemez şaşırmıştı.

Belki de buranın asıl sahibinin oğludur diye düşünmeden edemedi, sonuçta böyle olabilirdi.

"Kabalığımın kusuruna bakmayın lütfen, ben daha yaşlı birini bekledigim için sizi de burada kalanlardan biri sanmıştım" diyerek kendini açıklamaya çalışırken çoktan terlemiş olan ellerini pantolonuna doğru silerek son kez etrafına bakmış ve "Geç kaldığım için de çok üzgünüm" demişti çoktan yürümeye başlamış olan adamın peşine takılarak. Daha ilk anlardan bile o kadar fazla özür dileyip konuşmuştu ki bu halleri kendini aptal gibi hissetmesine neden olmaya başlamıştı.

Genç adamın geniş omuzlarını seyrediyor ve tüm bunları yaparken az önce geçmiş olduğu resepsiyonun bulunduğu kısma onunla birlikte geri ilerliyordu, sadece dakikalardır buradaydı fakat yine de ortamdan pek pozitif enerji aldığı söylenemezdi.

"Tüm bunların aramızda lafı bile olmaz, genç bir adamsın biraz geç kalsan eminim bir sıkıntı yaratmayacaktır" diyerek kendi kendine gülen Seokjin'e tuhaf hissettirmemek için yapmacık bir gülüş sunduğunda Seokjin başını sallayarak duvara asılı olan toplu anahtarlığı kaptığı gibi geri yanına dönmüştü. Yoongi'nin onu ilk gördüğü andaki suratsız halinin aksine memnun bir gülümsemesi vardı, samimice gülümseyerek tatlı sesiyle konuşuyor ve hatta oldukça da nazikçe hareket ediyordu.

"Gel bakalım ilk önce sana odanı göstereyim sonra da diğerleriyle tanışırsın, hmm? Kulağa nasıl geliyor?" diyerek tekrar Yoongi'nin karşısına dikildiğinde Yoongi istemsizce başını sallamış fakat sonrasında adamın ne söylediğini idrak ettiği anda bu sefer gerçek bir şekilde gülümsemeye başlamıştı. Bu kadar kolay mı olacaktı sahiden?

"Yani bu odayı sahiden de öylece bana mı kiralıyorsunuz? Öncesinde bir şeyler sormayacak mısınız?" Neden diretiyordu onu da anlamış değildi, aşırı ucuza bir odaya sahip olmuştu ve hâlâ bir sorun aramaya çalışıyordu ama şu anda hiçbir şey gerçekçi gelmiyordu ki ona. Şaşırmıştı, yine bir sıkıntı çıkar ve odayı alamam diye düşünüyor olduğu için duydukları mantıklı gelmiyordu.

"Uyumlu birine benziyorsun, sorun çıkaracağını da pek sanmıyorum fakat geceleri odandan sesler duyarsam seni uyarmaya gelirim bilmiş ol" diyerek kendince bir espri daha yaparak gülmeye başlayan adama karşı yine zoraki bir gülüşle karşılık veren Yoongi isteksizce başını sallamıştı. "Burada duvarlar çok incedir, senin odanda yaptıklarını mutfaktan bile duyabilirim."

Yoongi bu son edindiği bilgiyi kesinlikle aklında tutacağını düşünerek başını tekrar sallarken yine geniş omuzların arkasında kalarak yürümeye başlamış olsa da burnunun hâlâ alışamamış olduğu kokuyu artık sormak istiyordu çünkü hep böyle bir kokuyla yaşamak hoş olmayabilirdi. Kokuyu sadece o mu alıyordu yoksa Seokjin artık alışmış olduğundan mı tepki vermiyordu bu konuda konuşamazdı ama rahatsız edici bir koku olduğu konusunda kesinlikle emindi.

"Peki burası hep böyle mi kokuyor, kabalık etmek istemem ama biraz tuhaf, ekşi bir kokusu var" dediği sırada yüzünü buruşturmuş ve aydınlatmasının oldukça yetersiz geldiği koridorda bakışlarını gezdirmeye devam etmişti. Tam da bu sırada kapısı hafif aralık olan odadan onları durgun bakışlarıyla izleyen bir diğer kişiyi görmüştü. Kapıyı o kadar az aralamıştı ki adamın sadece tek bir gözü görünüyordu fakat sadece bu bile Yoongi'nin hızla önüne dönmesi için yetmiş hatta artmıştı.

STRANGERS FROM HELL | yoonminWhere stories live. Discover now