21 | yitirilmiş gerçeklik algısı

272 31 225
                                    

Koca bir boşluktaymış gibi hissetmek tam olarak nasıl hissettirirdi bilmiyor olsa da tam şu anda kendini o boşluğun içerisindeymiş gibi görüyordu. Birini öldürmüş olabilirdi, dün geceden beri ne Taehyung'dan ne de başka birinden haber alabilmişti bu yüzden neler olduğunu bilmiyordu. Chanyeol olaylardan haberdar dahi değildi, biliyor olsa belki de koşturarak pansiyona gelecek ve Yoongi'yi daha güvende hissettirecekti ama Yoongi daha iyi hissetmek isteyip istemediğini bilmiyordu.

Sadece yok olmak istiyordu.

Öylece oturmuş kucağındaki yaralı ellerini izlerken bembeyaz teninin üzerinde o koyu kırmızı lekeleri görüyor olduğuna yemin edebilirdi, geceden beri defalarca kez yıkayıp yaralar açtığı elinin üzerinde hâlâ daha o adamın kan izlerini görebiliyor ve o sıcaklık hissini avuçlarında hissediyordu.

Kesik bir nefes alarak gözlerini yumduğu sırada dudaklarına değmiş soğuk teneke kutunun hissiyle tekrar gözlerini karanlık odaya açmış ve Jimin'in ona uzatmış olduğu biradan birkaç yudum almıştı. Dudaklarının arasından süzülen acı tat yüzünü buruşturmasına neden olurken içtiği şeyin bira olup olmadığını sorgular gibi geriye çekilmişti çünkü bu kadar sert bir tat klasik bir biraya ait olabilirmiş gibi değildi.

"Yoğun bakımdaymış ama doktorlar hayata tutunabileceğini sanmıyorlar" demişti Jimin teneke kutuyu ayaklarının dibine bırakarak. "Taehyung dakikalardır seni arıyor ama hiçbir şeyi duyuyor gibi değilsin."

Sesinde gezinen o ton neydi anlaşılmıyor olsa da dümdüz ve asla duygu barındırmayan ses tonu söyledikleriyle birlikte Yoongi'nin ensesinden aşağıya buz gibi suların dökülüyormuş gibi hissetmesini sağlamıştı. Bedeninde hissettiği titremenin gülüyor olduğu için olduğunu birkaç dakika sonra fark ettiğinde sallanan omuzlarıyla kahkahalar atarak ellerine bakmaya devam ediyor ve gözlerinden süzülenlerin kanlı ellerine düşmelerini izliyordu.

"Birini öldürüyorum" demişti engelleyemediği hıçkırıklarının arasından. "Jimin" diyerek yanında oturan adama döndüğünde kendisine hafif bir gülümsemeyle bakan adamı fark etmek kendi dudaklarındaki gülüşün solarak yok olmasına neden olduğu an ellerini kendi saçlarına çıkararak başını eğmişti. "Birini öldürüyorum ben."

Titreyen elleri karışık saçlarını çekiştirdiği sırada yatağın üzerinden kayarak buz gibi hissettiren zemine oturmuş ve kendisini üşüten bu hamleden bir kez daha nefret etmişti. Soğuktan nefret ediyordu, tüm o kış aylarından, bedenini titreterek esen rüzgardan, sanki çok masummuş gibi hafif hafif yağarak etrafı beyaza boyayan kar tanelerinden, kış hakkındaki her şeyden ama her küçük şeyden nefret ediyordu.

Başını dizlerine yasladığı sırada yere inerken ayağının çarpmış olduğu teneke kutu devrilerek altındaki uzun şortu ıslatmaya başlamış olsa da Yoongi'nin tek yaptığı şey öylece oturmaktı.

O adam kimdi, kimi öldürme noktasına getirmişti, neden en başından o adam bu pansiyona girerek karşısına çıkan ilk kişiye zarar vermişti anlayamıyordu.

Kapısının altından atılan notu o adamın atmamış olduğu kesindi, içeride olduğunu biliyorduysa Yoongi'yi gördüğü gibi ona saldırması saçma olurdu, demek ki pansiyonda onlar dışında bir kişi daha vardı. Biri daha vardı olmasına ama kimdi o?

Geçen gün Jungkook'un çatıda birlikte olduğu kişi olabilir miydi? Orada neler yaşandı en ufak bir fikri dahi yoktu fakat belki diye düşünmüştü Yoongi, belki de o gün çatıda gördüğüm kişi öldürdüğüm kişi olabilir. Bunu bilebilmesi için yapması gereken bir şey vardı, ne kadar mantıklı bir karar olduğunu bilmiyordu ama şu anda hiçbir adımını uzun uzadıya düşünebilecek bir konumda değildi.

STRANGERS FROM HELL | yoonminWhere stories live. Discover now