18 | teninin üzerindeki parıltılı yıldızlar

347 35 234
                                    

Gecenin bir saati odanın sıcaklığına karışan hızlı nefesler, neredeyse duyulmayacak olan tatlı fısıltılar, en küçük bir harekette çatırdayan tahtalar ve terli bedenler. Tuhaftır ki bunlar pansiyondaki hareketliliği sağlayan tek şeydi.

Yoongi o gün için son kez kendine izin vermişti, güneş doğana kadar yaşananları düşünmemek için, zihni onu boğan düşüncelerle değil de sıcak kolların ona hissettirdikleriyle dolsun istediği için kendini geri çekmemişti. Biraz olsun yaşananlardan kaçabilmek, yarın tüm gün zihnini meşgul edecek olan o stresli düşüncelerden uzaklaşabilmek adına bırakmıştı kendini.

Bedeni yorgundu, zihni yorgundu, düşünceleri yorgundu. Artık kendisi gibi bile hissedemiyordu, sanki koca bir boşlukta eski bir sandalyede öylece oturuyor ve bir başkasının hayatını izliyormuş gibi hissediyordu. Hissettikleri ona çok uzaktı, öyle yabancı hislere tutunuyordu ki artık kendini tanıyamaz olmuştu ve bu Yoongi'yi korkutuyordu. Sadece her şey son bulsun istiyordu, daha fazla dayanmak veya tüm bunlara katlanmak istemiyordu.

Uzunca bir süredir açık olan gözleri Jimin'in başının altına yasladığı kollarına takılınca derin bir nefesi içine çekmiş ve ellerini yastık ve yanağının arasına sıkıştırmıştı. Jimin'in kolunu boydan boya gezinen irili ufaklı çizikler Yoongi'nin zihnindeki çıkmaz yollar gibiydi, her birinin bir başlangıcı ve sonu bulunsa da öyle karmakarışıktı ki bir yolun devamının hangisi olduğu asla belli olmuyordu.

"Neye bakıyorsun?" diye soran fısıltılı ses tonu yarım saat öncesinde duyduğu sözler gibi sıcak hissettirmiyordu. Yoongi ise bakışlarını çekerek gözlerini yumarken, "Hiçbir yere" demişti. "Dalmışım sadece."

Koluna baktığını tabii ki de fark ettiğini biliyordu sadece Yoongi bu konu hakkında onu rahatsız etmek istememişti, bazen insanların belirli sınırları olurdu ve kendilerini bile o sınırdan geçirmeleri fazlaca zorken bir başkasının geçişine izin verebilmek onlar için imkansız olurdu. Yoongi bu yüzden o sınıra yakınlaşıp da içeriye girmeye çalışmak istememişti, Jimin'in sınırlarına ondan izinsiz yaklaşmak dahi istemiyordu.

"Gözlerin bunlara mı takıldı?" diyerek bir diğer soruyu daha dudaklarının arasından bırakan Jimin sanki bu sınırları pek de önemsiyormuş gibi hissettirmiyor olsa da Yoongi temkinli davranmaktan yanaydı. Belki de Jimin kolunu kaldırarak bazıları eski gibi duran, birkaçı ise yakın zamanda yapılmış hissi veren kabarık teninde bakışlarını gezdirirken gözlerini kaçırması bu yüzden olabilirdi. Zaten sonrasında da iç çekerek sessiz kalmayı seçmişti.

Ondaki sessizliğin farkında olan Jimin daha fazla zorlamanın bir anlamı olmadığını düşünerek kolunu tekrar başının altına alırken hemen yanında yatan bedene çekmişti bakışlarını. Terden alnına yapışmış birkaç tutam saçının arasından ona bakan minik ve yarım saat öncesi yüzünden kızarmış olan gözler kendisine sakince bakarken Jimin tekrar konuşmadan edememişti. Belki bu konu onun için çok da önemli değildi fakat yine de bir şeyler söylemek istiyordu, her an uyuyacakmış gibi duran Yoongi'nin gözlerinin kapanmasını izlemek istememişti.

"Aklından ne geçiyorsa sorabilirsin" demesinin en büyük nedeni de o bu soruyu sormadan önce sessizce esneyen bedenin dikkatini tekrar kendinde toplamak istemesiydi. Güneş daha doğmamışken biraz daha uyanık kalmaları kimseye zarar vermeyecekti.

Yoongi'nin o sınırı geçebilmesi için Jimin'in aralarında kalan çitin kapılarını aralaması Yoongi'nin geri çevirmek istemediği bir teklifti. Evet, izinsiz bir şekilde o sınırdan içeriye adımlamak asla yapmayacağı bir şey olsa da kendisi için aralanan kapıdan ona uzatılmış olan eli itmeyecekti. Belki de o eli sıkıca tutsa her şey daha iyi olurdu.

"Bu yüzden mi genelde uzun kollu kıyafetleri tercih ediyorsun" derken bile sesi öylesine kısıktı ki kelimeler ağzından çıkarken her biri için tekrar tekrar pişman olmuştu, böylesine özel konulara girmek ağır olduğu kadar canını da çok sıkıyordu. Jimin onun gerginliği karşısında boş bir şekilde gülmüş ardından da başını sallamıştı yavaşça. "Bu izler klinikteki hastalarımın görmesi gereken bir görüntü değil" dediği sırada sesi yine o duygularını gizleyen Jimin gibi çıkmıştı ve Yoongi bundan nefret ediyordu.

STRANGERS FROM HELL | yoonminWhere stories live. Discover now