25 | bedenine ait olmayan bir ruh

276 29 262
                                    

Yoongi o gün tüm gece boyunca bir saniye dahi uyumamıştı, sabah olup da koridorda hareketlenmeye başlayan adım seslerini duyana kadar sadece büyük bir sessizlikle yatağında uzanmış ve rutubet kaplı tavanını göz hapsine almıştı.

Artık derin derin düşünmek onun için nefes almak gibi bir eyleme dönüştüğünden dolayı aynı anda yüzlerce düşüncenin akın ettiği zihnini temizlemeye dahi çalışmıyordu. Akışına bırakmıştı, sonuçta bu düşüncelerin üzerine gitmek zihnini yormaktan başka tek bir işe dahi yaramıyordu.

İşte bu yüzden bırakmıştı, tüm o düşünceler zihninde dolasıya koşup dolanabilirlerdi.

Esneyerek aynı noktaya bakmaya devam eden bakışları kapısının oldukça yavaş denebilecek bir hareketle açıldığını duysa da bulundukları yeri terk etmemişlerdi.

Salak değildi, kimin içeriye girmiş olduğunu çok iyi biliyordu. Onu kokusundan dahi tanırdı, Jimin'i tanımak Yoongi için zor değildi.

Dün gece ona yalan söylemiş olan sevgilisini tabii ki tanıyacaktı, kim bilir Jimin'in dudakları bu zamana kadar daha başka ne türlü yalanlarla süslenmişti. Söylediklerinin kaçı doğruydu, onu seviyor muydu mesela? Tüm o öpücükleri, teninin üzerinde dolanan buz gibi elleri ve o anlarda kulağına fısıldadıklarının kaçı doğruydu?

Bunu öğrenebilir miydi acaba, onu gerçekten sevip sevmediğini bizzat kendisinden duyabilir miydi?

İç çekerek gözlerini kırpıştıran Yoongi odaya girmiş olan Jimin gelip de hemen tepesinden ona bakana kadar asla bakışlarını herhangi bir yere çekmemişti. Tuhaf bir şekilde artık bedeninin sahibinin kendisi olmadığını düşünüyordu, bedeni sadece içi kemiklerle dolu bir torbaymış gibi geliyordu ona. Tüm bedeni ona yabancıydı ve bu o kadar üzücüydü ki Yoongi artık kendini tanıyamıyordu.

"Daha iyi misin? Gece birçok kez yanına gelmek istedim ama çekindim" diyerek kendini açıklamaya çalışan kişinin sesi Yoongi'nin kulaklarına ulaştığında genç adam sadece tepesinde dikilen karartıya doğru bakmıştı. Yalancısın, neden öylesin bilmiyorum ama yalancısın işte dememek için kendini zor tutuyordu.

Neden yalan söylediğini bilmek istiyordu.

Yoongi'nin bu durumdan hoşlanmadığı ve kesin bir dille karşı çıktığı için mi yalan söylemek istemişti, ilk yalanı mıydı bu? Bilmiyordu, Yoongi sahiden hiçbir şeyi bilmiyordu ve bu artık canını öyle çok sıkıyordu ki sıkıntıyla bir nefesi dudaklarının arasından vermeden edememişti.

Acaba sahiden sevmemiş miydi? O da yalan olabilir miydi?

"Jimin" derken uzun süredir sessiz kaldığından dolayı pürüzlü çıkan sesini ikisi de hiç umursamamıştı çünkü Jimin sonunda ondan bir tepki almış olduğu için hevesle başını sallayarak dinlediğini belli ediyor Yoongi ise artık önceden onu rahatsız eden küçük kusurlara takılamıyordu.

Zaten dediği gibi artık bedeni ona aitmiş gibi hissetmediği için bu küçük kusurlar canını yakabilecek seviyede değildi.

"Beni gerçekten sevdin mi?" demişti kısa bir bekleyişin hemen ardından. Dün geceden beri bunu düşünmeden edemiyordu çünkü her şey öyle çok içine oturmuştu ki göğsünde hissettiği korkunç ağırlık göğüs kafesini delerek kalbini paramparça etmeye çalışıyormuş gibi hissettiriyordu.

Beklenmedik bu soru Jimin'in hemen yatağın köşesine yerleşerek Yoongi'nin saçlarını birazcık geriye itmesini sağlamıştı. Şimdi Yoongi pozisyonunu asla değiştirmeden öylece uzanmaya devam ediyor olsa da gözleri tavana bakmak yerine birbirine kenetliydi. Nefesiyse sanki göğsündeki o yumru yüzünden boğazına tıkanıyormuş gibi hissediyordu, şu an nefes almak çok ama çok zordu.

STRANGERS FROM HELL | yoonminWhere stories live. Discover now