0.1

35.3K 669 201
                                    

Barış' ıma adam akıllı hiç kurgu yokmuş.. E bir el atalım bari.

İyi okumalar 🖤

..

" Teşekkürler."

Kapının önünde ki Kuryeye ufak bir gülümseme gönderip kapıyı örttüm elimde ki poşetlerle.

Altı iki, üstü üç kere kilitledim.

Taşınma işlerinin bu kadar yorucu olduğunu söyleselerdi gelmezdim Ta İstanbul'a.

Ne işim var benim burda?

Oflayarak ayağıma takılan Koliye büyük bir tekme savurdum.

" Ya Yeter yeter! Ne bitmezmişsiniz ya! Toplamıyorum sizi var mı, toplanayacağım kalın böyle."

İki adim atmamla ayağımın kayması ve Popo üstü düşmem Ne kadar kısa sürdü bilemiyorum.

Artık yorgunluktan ağlayacak hale geldigim için ufak bir çığlık atıp onume gelen saçlarımı cekistirdim.

Yemeklerin olduğu Poşette kenara doğru düşmüştü.

Sakin Ol Nazlı, bitecek bu eziyet. Yatacağız kalkacağız bitecek. Sakin ol.

Zilin yeniden çalınmasıyla oturduğum, düştüğüm, yerden kalkıp hızla kapıya gittim ve delikten baktım. Karanlıktı.

Kapıyı açıp açmamakta kararsız kalırken aynı kararsızlık sesime de yansımıştı.

" Kim o?"

" Benim desem tanıyacak mısınız?" Gelen yabancı erkek sesiyle istemsizce tedirgin oluyordum.

" Kimsiniz?"

" Açarsanız, söyleyeceğim."

" Belki hırsızsınız? Belki sapıksınız? Kapıyı açınca beni bayıltıp kötü kötü şeyler yapacaksınız?"

"Hanımefendi bunları yapacak olsam kapıyı niye çalayım? Allah rızası için tamam açmayın ama Eğer biraz daha ses yaparsanız, kapıyı az sonra polislere açacaksınız, söylemedi demeyin. "

Kaşlarım çatılırken hemen kilidi açtım karşımda ki tanıdık olmayan Simaya göz gezdirdim.

" Ne polisi pardon?"

Çatık kaşları ve değişik alnına düşmüş saçlarıyla sinirli gözüküyordu, ama benim kadar olamazdı elbette.

" Niye açtınız kapıyı? Belki hırsızım belki sapığım?"

Bir iki defa gözlerim kendiliğinden kırpışırken baştan aşağı süzdüm uzun boyunu.

" Siz kimsiniz pardon?" yanağında ki kısa sakallarını kaşırken gözlerini kapattı ve bir şeyler söylendi.

" Öyle içinize içinize konuşmayın, söyleyin söyleyin." Benimde sinirim sesime yansırken saçma tavrı oldukça bozmuştu sinirlerimi.

" Bakın, üst katta oturuyorum ben. Yarın sabah çok erken evden çıkıp gideceğim Ki sabah dediğime bakmayin şunun şurasında 4-5 saatlik bir uyku sürem kaldı ben hala burda size laf anlatıyorum, o zaman ne yapacaksanız yapın. Adım sesi bile duymak istemiyorum. Yeterince anlaşılır mı? tekrar mi edeyim?"

Tek nefeste konuşmuştu. Hayatımda ilk defa bu kadar hızlı konuşan birini gördüğüm için istemsizce şaşırmıştım ve karşı da gördüğüm izlenime bakılırsa şaşkınlığımı dışa da vurmuştum.

" Maşallah sizde de ne çene varmış.."

Sabır çeker gibi yukarı baktığında kanlanmış gözleri ortaya çıkmıştı. Dikkatli baktığımda göz altlarının morardığını kapaklarının ise şişmeye yakın olduğunu fark etmiştim.

Bu haline üzülüp gerçekten erkenden çıkıp gideceğini anlayınca sessiz bir nefes verdim. Üzülmüştüm gerçekten. Sinirim hemen uçup giderken sesime yansıttığım yumuşaklığımla, dudaklarıma konan samimi olduğunu düşündüğüm gülümseyle söze girdim.

" Peki, kusura bakmayın. Yeni taşınıyorum da, ses yapıp rahatsız etmek istemezdim. "

Ani geri çekilişime karşın bir iki saniye bakıp başını salladı.

" Önemli değil, İyi geceler. Kolay gelsin size de ama mümkünse sabah."

Yüzümde ki gülümseme hala silinmezken Başımı salladım.

" İyi geceler size de."

..

Ayy bilemedim nasıl oldu

Barışa da gelsin dedim bir tane

İyi geceler öpücüğü niyetiyle..🖤

Değişik | Barış Alper YılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin