1.4

14.2K 549 140
                                    

İyi Okumalar 🖤

..

" Berkan kıza saçma sorular sormasana." Yadenin uyarı dolu sesine karşı Berkan omuz silkip yüzüme hevesle bakmaya devam etti.

Hafifçe gülümseyerek Ellerimle oynamaya devam ettim.

" Pekiiii... Peki en sevdiğin renk ne?"

" Berkan, Rahat bırak kızı." Keremin keyifli sesi de engel olamamıştı Berkana. 

" Ne işine yaracak bu bilgi Berkancım?" Yadenin kulağına eğilip çokta sessiz olmayan bi şekilde konuştu.

" Renklerden burç uyumlarına bakacağım sussana." dudaklarımı dişlerim arasına kıstırırken gözlerimi kaçırdım Yadeyle göz göze gelmemek için.

Barışı evde bulamayınca bana gelmişlerdi.

Memnun olmuştum bundan elbette.

Saçlarımı düzelttim ve Berkana döndüm.

" Her rengi çok seviyorum ama Pembe biraz daha baskın."

Berkan gülerek ellerini birbirine vurdu.

" İnanır mısın Benim Barışımında en sevdiği renk pembe bak sen Allah'ın işine."

Kendimi tutamayıp ufak bir kahkaha atarken Kerem de gülerek Berkana elinin altında ki yastığı fırlattı.

" Ne zamandan beri öyleymiş?"

" Oğlum geçen dedi ya keşke formalar 2010-2011 sezonunda ki gibi pembe olsa diye. Hiç birbirinizi dinlemiyorsunuz ki, iletişim kopukluğu var sizde, iletişim." Berkan kendi kendine soylenip önüne döndüğün de onu cevapsız bırakmadım.

" Açıkçası bende pek pembe sevdigini düşünmüyorum Berkan. Evinde de hep krem kullanmış, Genelde Krem beyaz siyah şeyler tercih ediyor kıyafet olarak da. "

Üçü de cümlelerimi dikkatle dinlerken yanlış hir şey söylediğimi düşündürüyordu bakışları.

" Niye öyle bakıyorsunuz?"

" Biz de değil de sen birilerine baya dikkatli bakıyorsun." Berkanın ima dolu sesiyle Telaş kaplamıştı içimi nedensiz ve kendimi açıklamaya çalıştım.

" Hayır hayır, Yani hep görüyorum ya onu. Giydiği şeyleri de görüyorum. Ondan. Evini de bir kere gördüm sadece. Komşum olduğu için o da yani. Başka bir şey yok. Yoksa ne işim var benim Barışın evinde yani sizde. Kahve içer misiniz? Bence içersiniz. Nasıl içersiniz kahveleri? "

Hızlı cümlelerime kendi aralarında gülerlerken Yade bana destek çıkıp ayaklandı.

" Gel çiçeğim yapalım beraber kahveleri."

Beni kolumdan tutup mutfağa götürürken nasıl daha da batabilecegimi düşündüm.

Derin bir nefes alıp saçlarımı geriye attım.

" Kuşum bir şey soracağım.." Yadeyi dinlerken aynı zamanda fincanları çıkarıyordum raftan.

" Sor aşkım."

Kahve makinasına içini su doldurduğum fincanları boşaltırken aniden sorduğu soru karşısında Fincan elimden düşecek gibi olmuş, son anda toparlamistım.

" Sen Barışa karşı bir şeyler hissediyor olabilir misin acaba?"

Bardağı kenara bırakıp ona döndüm.

" Nerden çıktı bu?" Gözlerime uzun uzun bakarken ben dayanamadım ve gözlerimi kaçırdım.

" Ne hissedeceğim ki Yade. Üst kat komşum işte. Hem görmüyor musun Kedi köpek gibiyiz. Ayrıca sevgilisi var. Lütfen Böyle şeyler sormayın ima etmeyin olur mu? Barış duyarsa eminim o da rahatsız olur."

" Barışın sevgilisi yok ki."

" Nasıl yani?" Omuz silkti.

" Baya. En son 4-5 ay önce biriyle konuşuyordu ama ciddi değildi. Konuşmayı kesti zaten sonra. "

Fark ettirmeden derin bir nefes aldığımı sansam da Yade tabi ki yakalamıştı.

Yüzünde ki güzel gülümsemesiyle omzumu okşadı.

" Barış kötü birisi değil, Nazlı. Az çok tanımışsındır. Sadece seninle uğraşmayı seviyor belli ki. Eğer senden haz etmese emin ol böyle olmazdı davranışları. "

" Bu konuyu kapatabilir miyiz?" Derin bir nefes alıp Yavaşça gülümsedi.

" Ne zaman istersen o zaman konuşabiliriz güzelim biliyorsun."

" Teşekkür ederim." Bende ona gülümserken arkama döndüm ve kalan suyu makineye boşaltıp kahveyi de ekledim.

Kısa bir karıştırmanın ardından çalıştırdım makinayı ve suları dolduran yadeye döndüm.

" İçerde sehpaları çıkarır mısın? Ben kalanı hallederim."

Başını sallayıp gülümseyerek dışarı çıktığında derin bir nefes aldım.

Barışla kedi köpek gibiydik gerçekten. Bana karşı bir şeyler hissetmesine sadece gulebiliyordum işte.

Böyle bir olmayacağını gayet iyi biliyordum en azından. Evet, bence de her kızı etkileyebilecek bir büyüsü vardı. Yetenekliydi. Tanınıyordu. Yakışıklı bir yüze sahipti. Çok yakışıklı bir yüze hem de. Ama bunun oldukça farkında oluşu, onu ve egosunu besliyordu haklı olarak.

Saçma sapan şeyleri düşünüp aklımı ona yormam beni sadece üzerdi. Bu yüzden daha fazla düşünmedim ve Öten makinayı yerinden alıp fincanlara dökmeye başladım.

İlk iki fincanı doldurduğumda parmağım dengesiz tuttuğum için kramp içinde kalırken Zorlanarak da olsa fincanları doldurmaya devam ettim.

O sırada Saçlarım arasından ensemde hissettiğim degişik şeyle başımı çevirirken Barışın yüzünü görmeyi, bu kadar yakınımda gormeyi beklemediğim için doldurduğum son Fincanı taşırdım. Elime gelmişti çoğu ama o an ki şeyle fark edemedim çok.

Yüzünde ki gülümsemeyle gözlerime bakıyordu.

" Ödümü koparttın, " Omzumla onu hafifçe ittim.

" Alt tarafı hazır kahveyi fincana dökeceksin."  Beni nedensiz bi şekilde delirtecek kadar yavaş hareketlerle makinayı elimden alıp kalanını bardağa boşalttı ve kenara bıraktı tezgaha yaslanırken. Bir şey söylemeden Kenardan aldığım peçeteyle altını temizledim.

" Niye konuşmuyorsun sen? Normalde bana laf sokmaya çalışman gereken yerdi burası. " Omuz silktim ve yanan elime baktım göz ucuyla. Kızarmıştı biraz. Peceteyle kahve izlerini sildim.

" Noldu eline?" gözleri elimdeyken silmeye devam ettim.

" Kahve döküldü biraz."

Göz devirip yaslandığı yerden çekildi ve elimi tutup açtığı soğuk suyun altına soktu.

" Aferin sana," bir süre suyu elime tutarken boynum ateşler içersinde kalmış gibi hissettiriyordu.

Elimi çektim elinden sırtım omzuna yaslıyken.

" Bir şey yok tamam." Soğuk sesim beni de şaşırtırken sorgulamadim kendimi.

Suyu kapattı ve Yeniden elimi tuttu. Gözleri kızarmış yerde gezerken kısık sesle mırıldandı.

" Beceriksiz.."

..

Ay yukseldim ben fenaaa

Değişik | Barış Alper YılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin