BÖLÜM 14: YARISI SENİN YARISI BENİM

12.9K 478 45
                                    

Arslan Velioğlu'nun mekanında onun odasındaydık. Adamları odanın dışında bir kuyruk oluşturmuştu. Yalnızdık yine. Önüme bir dosya fırlattı. Gözlerim kısılırken alıp almamak konusunda tedirgindim. Hiç güvenmiyordum bu adama.

O da bunu farketmiş olacak tepki vermeden çenesiyle dosyayı işaret etti.

"En son böyle bir dosya verdiğinde başıma gelmeyen kalmadı." Sırıttı pislik herif.

"Aç da gör başına neler geleceğini." Öfleye püfleye aldım elime. Umursamaz bir tavır takınsam da merak daha ağır basıyordu.

Arslan gözlerini kırpmadan beni izliyordu. Bakışlarının ağırlığından rahatsız olmuştum. Ağır ağır dosyanın kapağını kaldırırken ters bir bakış attım ona.

"Bakma."

Sırıtışı büyürken sakallarının arasına gizlenmiş gamzesi ortaya çıktı. Son derece rahat bir tavırla kolunu deri koltuğun arkasına atıp bileğini dize koyarak bacak bacak üstüne attığında sinirle dilimi ağzımın içinde gezdirdim. Şerefsiz nasıl da gevşekti öyle. Bağrına kadar açık gömleğiyle bir de beni süze süze cık cıklaması yok mu? Kırbaç yetmez buna. Fırın küreğiyle bir döveceksin bunu. Ama nasıl dövme. Yer misin yemez misin diye.

"Ne düşünüyorsun öyle derin derin?"

"Fırıncı küreğini." Dedim çok normal bir şeymiş gibi. Anlamadığını görünce de ekledim. "Seni fırıncı küreğiyle dövmeyi düşünüyorum. Seversin kesin."

"Olabilir. Deneriz bir ara." Dedi o da gayet normal başını sallarken.

Bu nasıl muhabbet amına koyayım ya.

Daha fazla onunla burada kalmaya katlanmak istemedim. Bakışlarımı ondan çekip dosyaya yöneldim. Hisse sözleşmesiydi. Kaşlarım çatılırken anladığım her kelimeyle doğru mu okuyorum diye üst üste iki kez kontrol ettim ve sonunda sevinçle ona döndüm.

"Şirketi almışsın?"

"Sözümü tutarım demiştim."

"Yani Şimdi şirket yine bizim mi? Kurtardın mı sahiden?"

Ben mutluluktan ağzım kulaklarımda ağzından çıkacak kelimeleri beklerken başını ağır ağır salladı Arslan. Ardından ikimizi işaret etti.

"Bizim şirketimiz Erkmen. Yüzde ellisi senin, yüzde ellisi benim." Dalga mı geçiyordu bu siktiğimin piçi?

"Böyle anlaşmamıştık!" Kendini hissedar yapmış şerefsiz.

"Beni suçlamak için dosyan fazla kabarık çocuk. Dua et yarısıyla yetindim. Sana ve ailene harcadığım parayla ne kadar kâr ederdim haberin var mı?" Cevabım suskunluğum oldu. Bir an kendimden utandım. Adama kızıyordum ediyordum ama bütün bunların sebebi o değildi ki. Bizdik. Abimdi, babamdı, belki bendim ama karşımda bütün ihtişamıyla oturan adam değildi. Yine de ağrıma gitmişti. Babamın üçüncü çocuğu derdik şirkete. Şimdi o üçüncü çocuğun kaderi artık karşımdaki adamdı. Haklı olarak onun sözü üstündü.

"Hisseler sende kalacak. Devretme hakkın yok. Bu sana verdiğim en hakiki şans. Eğer olur da altında kalırsan-"

"Kalmayacağım." Diye kestim sözünü hızla. "Şirketi eski ihtişamlı günlerine kavuşturacağım. Rahatlayabilirsin. Borcumu faiziyle ödeyeceğim."

"İyi edersin."

•••

Arslan'ın yanından ayrıldığımdan beri bir tuhaftım. Ne yerdeydim ne gökte. Ayaklarım yere değmiyordu ama bir tedirginlikte vardı atlatamadığım. Sanki rüya görüyordum da birden Arslan karşıma geçip dalga geçecekti benimle. Sözünde duracağını söylediğinde bu kadar çabuk olmasını beklemediğimden midir onu da bilmiyorum. Mafyaydı adam. İstanbulun sahibi diyorlardı. Eli kolu uzundur onu diye telkin ede ede çıktım gittim o gece oradan. Ama ne o gece ne de ertesi gün kendime gelebilmiştim.

Geceye Karışan Günahlar (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin