22. BÖLÜM: YALVAR BANA ARSLAN

18.2K 561 105
                                    


İşler bir yandan tıkırındayken diğer tarafta harap içindeydi. Neden mi? Çünkü ben iyi bir şey yaptığımı sanırken bildirimlerden patlayacak gibi olan telefonum yüzünden dayanamayıp annemin aramasını açınca olanlar olmuştu.

"Anne haberleri gördün mü?" Olmuştu merhaba bile demeden ilk söylediğim kelimeler.

"Bütün bunlar ne demek oluyor Oğuz?"

"Anne ne desem bilmiyorum. Her şey göründüğü gibi işte. Arslan Velioğlu'yla bir anlaşma yaptık. Ben..." ben kendimi sattım o da şirketi aldı bana.

"Kiminle konuşuyorsun Nermin? Oğuz mu o?" Babamın sesini duyunca korkuyla gerildim. Birkaç hışırtının ardından "Oğuz!" Diyen babamla sinirle yumdum gözlerimi. İşte şimdi yanmıştım.

"Baba.." dememe kalmadan "ulan sen ne yaptın!" Diye bağırdığında susmak zorunda kaldım. "Ne işin olur senin öyle bir adamla! Ben sana demedim mi ondan uzak dur diye?"

"Baba biz bir anlaşma yaptık."

"Lan sen kimsin? Anlaşma diyor Nermin! Anlaşma! Bu kim ki Arslan Velioğlu'yla anlaşma yapsın! Adam senin bütün sülaleni satın alır ruhun duymaz!" Aslında sadece beni satın almıştı ama bunu bilmeseler de olurdu tabii..

"Baba bir sakin ol bak yine bir şey olacak. Hem bana biraz güven ya. Söz veriyorum her şeyi düzelteceğim dememiş miydim? Azıcık sabret, eski günlerimize döneceğiz."

"Ne istedi senden?" Gram yumuşamayan sesiyle sıkıntılı bir iç çektim.

"Gizlilik anlaşması imzaladık. Söyleyemem." Bir kırılma sesi eşliğinde annemin çığlıklarını duyunca "Baba!" Diye bağırdım. Annemi korkutuyordu.

"Gerizekalı! Kim bilir başına ne belalar açtın piç velet!" Üst üste küfürler etmeye devam etti. Sabırla sakinleşmesini beklerken ne olduysa birkaç bağırış çağırış daha oldu ve telefon anneme geçti. "Oğlum." Hemen "Anne iyi misin?" Dedim endişeyle.

"İyiyim korkma. Baban histeriye girdi oğlum. Bu aralar psikolojisi biraz bozuk."

"Evde durumlar nasıl? Herkes duydu mu haberleri?" Kimi ima ettiğimi anlamış gibi sessizleşti annem. "Endişelenmene gerek yok. Deden kontrolü sağlıyor. Bu arada doğumdan sonra da torunumun bir süre benimle kalmasını istiyorum eğer izin verirsen."

"O nereden çıktı anne?" Dedim anında bir koruma içgüdüsüyle.

"Kaşlarını çatma!" Dedi görmediği halde hissederek. "Çocuğun iyiliği için söylüyorum. Yeni doğmuş bir bebeğe kırkı çıkana kadar bakmak zordur. Hem biliyorsun... O gittikten sonra süt anneye ihtiyacı olacak."

"Bilmiyorum anne." Dedim çaresizlikle. "Düşünmem lazım." Biraz daha konuştuk. Babamla dedem arasındaki soğuk savaşı, Pınarla dedemin gerginliğini üstün körü konuştuk ve sonunda telefonu kapattığımızda kendimi koltuğa attım. Başıma ağrılar girmişti. Bir şeyleri ne kadar yoluna koymaya çalışsam da bazı şeyler çoktan rayından çıkmıştı. Düzeltemiyordum. Öte yandan Pınar vardı. Ortaklık haberlerinden sonra ne yapmıştı merak ediyordum. Dedem Pınara pabuç bırakacak bir adam değildi ama o kızı tanımadığım da bir gerçekti.

Daha fazla düşünmemek için doğrulup ders çalışmaya kaldığım yerden devam ettim. Sınavlar yaklaşıyordu. Son dönemimdi artık. İyi bir dereceyle mezun olmak zorundaydım. Eskiden babamdan çekinir çalışırdım şimdi tanımadığım adamların karşısında mahcup olmamak için çalışıyordum.

Saatler geçerken yorgunlukla gerindiğim esnada duyduğum seslerle bir an öylece kalıp kulak kesildim. Korumaların sesi değildi. Onlar genelde hayalet gibi takılırlardı. Kaşlarım çatılırken doğrulup yavaş adımlarla evden çıktım. Kendi hallerinde çay içip muhabbet eden adamlar anında bana döndü. Gülen yüzleri ciddileşmişti. Saat on buçuk civarıydı yani kimse bahçeye çıktım diye laf edemezdi. Onları takmadan yan eve baktım. İnanılmaz seksi bir kadın dışarıda sigara içiyordu. Üstünde baştan çıkarıcı mini bir elbise vardı. Telefonda şuh bir kahkaha patlattığında duyduğum sesin bu kahkaha olduğunu anladım. İçime dolan sinirle kadını izlemeye devam ettim.

Geceye Karışan Günahlar (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin