BÖLÜM 28: EN UZUN GECE

16.6K 491 61
                                    


İyi Okumalar...

"Olmaz!" Onun şeytanlarına kanmış kafamı daha fazla bulandırmasına izin vermeden ayaklandım ve kendimi tekli koltuğa attım. "Yaralı halinle hiçbir şey yapmam seninle. Uslu uslu oturacağız."

"Öyle olsun." Masum bir ifadeyle gözlerime baktı ve başını salladı sanki hak verir gibi. Niyeyse bu hali bana hiç güven vermedi. Arslan yatakta kedi gibi olsa da sıradan olmayan hayatımızda kaplan gibiydi. Ki daha dakikası geçmeden ne kadar haklı olduğumu anladım. Arslan uslanmaz bir adamdı.

"Ne yapıyorsun?" Ağır ağır gömleğinin düğmelerini çözen adamla gerildim. Şerefsiz alttan alttan sırıtıyordu bir de.

"Sıcakladım biraz." Açtığı her düğmeyle görünen esmer teni yutkunmama sebep olurken usulca gözlerimi kaçırdım. Bilerek yapmıyorsa bende adam değilim.

"Ulan dağ başındayız farkında mısın? Ne sıcağı ekim ayında." Harbiden biz niye buradaydık ki?

"Gel de bak bakayım nasıl yanıyorum." Gömleği üstünden sıyırıp pantolonuna uzandığında "oha oha!" Dedim hızla ayaklanırken. "O kadar da değil."

"Görende beni ilk defa çıplak göreceksin sanar yavrum." Beni umursamadan pantolonunu çözdü. Bu kadar rahat olması beni rahatsız etmişti. Kafasını yarmıştım lan kafasını! Onca kan akmıştı. Canı kim bilir nasıl yanıyordu ama aklı fikri hâlâ sikişteydi.

"Ölüyordun Arslan. Öldürüyordum az kalsın seni." Gözlerini devirdi. O kadar umursamazdı ki yastığı fırlatmamak için kendimi zor tutuyordum.

"Yani? Hâlâ yaşadığıma göre sıkıntı yok." Yavaş yavaş doğrulmaya başladı. Benim engelleme çabalarımı ise elini kaldırarak engel oldu. Çocuğuna bir şey olacak korkusu taşıyan anneler gibiydim. Tek fark benimki çoktan yaralanmıştı.

"Niye kalkıyorsun ya?"

Heyecanlanmıştım. Onu ne kadar reddedersem edeyim bir tarafım her şeyi siktiredip üstüne atlamak istiyordu ve o tarafıma yenik düşmeme çok az kalmıştı.

"Madem bir şey yapmayacağız üstümü değiştireceğim." Afalladım. Ne yani bu kadar mıydı ısrarı?

"Ta-tamam." Dedim şaşkın çıkmasına engel olamadığım sesimle. Kabul etmek istemesem de hayal kırıklığına uğramıştım.

"Dur bekle." Kalkıp kolundan tuttum. Güçlü durmaya çalışsa da elini başına götürdüğünde korkmuştum. Her an sendeleyecek gibi bir hali vardı. Sesini çıkarmadığında merdivenlere yönlendirdi bizi. Yavaş adımlarla çıkarken bir gözüm ondaydı. En ufak acı belirtisi göstermiyordu. Duygularını saklamayı güzel beceriyordu Arslan. Benim aksime.

Merdivenlerin sonuna geldiğimizde daha döndük. Kolunu omzuma sarıp ilk odanın kapısını açtı. Daha odayı göremeden dudaklarıma yapışan dolgunluklarla gözlerimi yumarken birbirine yapışan göğüslerimizle hızlanan kalp atışlarımı hissettiğine emindim. Bir süre karşılık verdim ama eli kazağımdan içeri girmeye çalışınca geri çekildim.

"Arslan." Dedim durması için.

"Doyamıyorum sana." Deme işte şöyle şeyler!

Dudakları boynumu sömürmeye başladı. Ellerim geniş omuzlarında, kaslı sırtında gezinirken inleyip başımı geriye yatırdım.

"Ah! Ne ısırıyorsun hayvan." Dedim acıyla.

"Çok güzelsin Oğuz." Eğer beni bu laflarla tav edeceğini düşünüyorsa evet doğru düşünüyordu. Çenesinden tutup boynumdan ayırdım ve dudaklarına yapıştım.

Birbirimizi büyük bir tutkuyla öperken hangi ara yürüdüğümüzü hatırlamıyorum, kendimi sırt üstü yatakta buldum. Saniyesinde üstüme yerleşen adamla ensesinden kendime çekip öpmeye devam ettim. Elleri belimdeydi. Kalçasını okşamaya başladım sertçe. Ağzımın içine inledi. Bunun hazzı o kadar güzeldi ki daha fazla duymak istedim o sesi. Poposundan kaymış pantolonu biraz daha ittirip kalça arasını ovmaya başladım. Dudağını ısırdı. İnce baksırın altından bile hissedebiliyordum deliğini. İkimizde inledik. Belirgin penislerimiz birbirine sürtünüyordu. Daha fazlasını istiyordum artık. Birden beklemediği bir anda üstümdeki bedeni altıma alıp onun yaptığı gibi üstüne yerleşmemle kafası yastığa çarptığında acıyla inlediğinde korkuyla geri çekildim.

Geceye Karışan Günahlar (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin