Bölüm 17- Kaçan Kovalanır

18 10 32
                                    

- Sen kaçırıldın yani?

- Evet, anlattım ya...


- Kol saatine bomba takıldı?


- Evet, saatin içinde bomba var! İşte kumandası!


Serra zorlukla kaç kez anlattığını unuttuğu olayı bir kez daha açıkladı. Kızın beyaz elbisesi berbat olmuş, ayakları çamur ve kan karışımı bir boyayla boyanmış, saçları birer yapağıyı anlatıyordu. Karşısındaki adam Serra'nın uzattığı küçük kare kumandayı eline alıp incelerken bir yandan da konuştu:


Buraya nasıl geldin?


Asfaltta rastladığım bir araba yardım etti.


Serra karakola girer girmez bir gümbürtü çıkmıştı. Yaralı ve perişan görünüyordu aslında hastaneye götürülüp ifadesi orada alınacaktı ancak nasıl olduysa karşısında yakışıklı ve sakinleştirici bir gülümsemeyle duran Tayfun ifadesini alıyordu. Tayfun anlamaya çalışıyor gibi bir daha sordu


-Ve seni kaçıran sevgilin ki bu akşam el ele göz göze poz verdiğin adam oluyor, sizi takip eden başka birileri tarafından öldürüldü?


- Beni kaçıran kişi nasıl sevgilim olabilir? Arabada yatıyordu, ölmüş olabilir... Allah'ım öldü sanırım!


Serra aslında anlattıklarının kulağa ne kadar saçma geldiğini biliyordu ama elindeki kanıta güveniyordu.


-Saate ve kumandaya baksanıza!


Tayfun kadının verdiği ince siyah kumandayı elinde evirip çeviriyordu. Küçük siyah kumandanın üzerine gömülü yuvarlak bir düğme vardı. Serra adamın kumandayı evirip çevirmesinden korktu.


-Lütfen dikkatli olun!


-Yoksa ne olur?


-Ne mi olur? Patlar...


Ne diyor be bu geri zekâlı! Patlatacak ikimizi de

Serra panikle adamın elindeki kumandayı isteyerek ona doğru uzandı. Tayfun uzun kollarının avantajını kullandı. Kumandayı kızdan biraz yukarıya kaldırdı ve Serra'ya ağır çekimde gelen bir anda düğmeye bastı.

-BOOM!


Serra çığlık atarak gözlerini kapattı. İşte sonum geldi diye düşündü. Ne Yavuz'un ellerinde ne araba kazasında ama aptal bir polisin meraklı ve dikkatsiz ellerinde ölecekmişim. En güvenli olacağımı düşündüğüm, yolun sonundaki ışıkta ölecekmişim. Serra gözlerini açtığında Tayfun'un ukala gözleriyle karşılaştı. Belli ki kadının aptallığıyla eğleniyordu.


- Ben bir patlama duymadım ya siz?


Serra bir şok nidasıyla haykırdı.

-Nasıl yani? Saatte bomba yok mu? Şaka mı bu? Sen, sen.. Nasıl bildin?

En başından berri benimle oynadı pislik adam!

Karanlığın GölgesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin