Bölüm 25- Ceket!

27 9 14
                                    


- Alo ? Serra ? 

Serra kuzeninin sesini duyduğunda heyecandan telefonu tutan eli titredi.

- Asuman!

- Kızım sen neredesin ya? Teyzem deliye döndü. Bu evlilik saçmalığı ney ? 

- Asıl sen neredesin ? Gönderdiğin yerden çantayı aldım, peşime adamlar düştü...

Serra ormanın içinde can havliyle kaçışı gözünün önüne geldi. Hep beklemişti Asuman'ın ailesine haber vermesini, birilerinin onu kurtarmaya gelmesini. Gözleri doldu. Yüreği bu yaşadıklarını kaldıramıyordu. Güçlükle konuştu.

- Ben geleceksin sandım , beni kurtaracaksınız sandım !

- Kayboldun kızım , kayıp oldun ! Ben geldim , ne sen ne araba ne çanta hiç bir şey yoktu. Bir iz bile yoktu!

- Asuman beni nasıl bir boka bulaştırdın bilmiyorum! Ama beni kurtarman gerek!

Serra koltuktaki adama baktı. Derin bir nefes aldı. Hıçkırıklarını içine gömdü. Ağlaması sessiz, konuşması sessizdi. Bu adam etrafındayken gölge olmaktan başka çaresi yoktu!

- Ben bilsem böyle olacağını seni gön...

- Bırak şimdi! Ben burada zorla tutuluyorum! Babama söyle!

- Ne demek zorla , Teyzem dedi ki...

Salak!

Serra durumun ivediliğini anlayamayan kuzenine küçük bir çığlıkla karışık bağırdı.

- Bırak şimdi! Sadece babam...

Ancak Yavuz homurdanarak koltukta kıpraştığında kız refleksle ağzını kapattı. Bağırdıktan sonra ağzını kapatması anlamsızdı elbette. Yavuz huysuzca kıpraşırken Serra titreyen eline rağmen aramayı kapatıp, arama geçmişinden sildi. Neyse ki böyle durumlarda vücudu onun yerine soğuk kanlılıkla hareket ediyordu! 

Yavuz çatık kaşlarıyla koltukta doğrulduğundaysa Serra'nın sırtından aşağı soğuk bir ter damlası kaydı. Telefonu arkasına sakladı.

Uyku sersemi adam sesin geldiği tarafa anlam vermeye çalışarak baktı.

Sadece bir iki dakika sonra kendisine gelecek ve telefonun onda olmadığını anlayacaktı!

- Sen, ne zaman geldin ? Korkuttun beni !

Yavuz cevap vermeyip gözlerini ovuştururken bu fırsattan istifade edip aralarında ki mesafeyi kapattı. Adamın kızarmış gözleri merakla onu izlerken koltuğun ucuna ilişti.

- Ceketinle yatarsan uyuyamazsın ki , ver çıkarayım.

Yavuz kızın elini üzerine uzatmasını boş gözlerle izledi. Sonuçta gerçekten ceketini çıkaracak değildi ya! Ancak bu küçük ellerin vazgeçmeye niyeti yoktu. Kendisini geriye çekti. Serra'ysa daha da uzandı.

- Napıyorsun!

- Ceketini çıkarıyorum. 

Serra dünyanın en doğal işini yapıyormuş gibi kendisini geri çeken adamın üzerine gitti. Adam onun dokunuşundan vebalıymış gibi kaçıyordu.

Kendini ne sanıyorsa! Sen benim dokunuşuma öl ! 

Daha fazla uzatmadan adamın üzerine kendisini pat diye bıraktı. Bir yandan da bu kargaşadan faydalanıp telefonu koltuğa bıraktı.

Görev tamam!

Büyük bir rahatlama vücuduna yayıldı. İşte o zaman yaptıklarının da farkına vardı. Adamın kucağındaydı! Yavuz'un göğsüne yatmıştı resmen! 

Yavuz'da elini nereye koyacağını bilemeden kucağında ki küçük kıza bakıyordu. Ne yapıyor bu salak ? diye düşündü.

Serra'nın yüzü alev almış gibi ısındı. Yanakları kıpkırmızı oldu. Yavuz'un kokusu burnunu doldururken , ağaç dalında ki bir yaprak gibi adamın göğsüne yayılmıştı. Nefesleri birbirine karışıyordu. Serra'yı kendisine arkasından duyduğu PAT! sesi getirdi. Adamın göğsüne bastırdığı elleriyle kendisini ittirip ayağa fırladı. Hemen koltuktan uzaklaştı. Arkasını döndüğündeyse girişte ki Kasım'ı gördü.

Elinde ki kağıtlardan oluşan yığını yere düşürmüştü. Gözleri yüzü pancara dönmüş kızla mayışık adam arasında gidip geliyordu. Dudakları önce bir "O" harfi yaptı. Sonra konuşacak gibi oldu. 

Yavuz'un delici bakışlarını gördükten sonra durdu. Aceleyle eğilip yerden kağıtları topladı.

- Ben sonra geleyim! 

Sessiz bir fısıltıyla Kasım' evden hızla çıktı. Bu gördükleri gerçek miydi ? Evin dışında yanağına ufak bir tokat attı. Kapının önünde bekleyen Elvanda az önce eve girmiş ve şimdi yüzünde ki kanı çekilmiş şekilde dışarı çıkan arkadaşına baktı.

- Bir durum mu var ?

- Bir durum var tabi lan ! 

Bağırmasının ortasında içerdekileri rahatsız edebileceğini fark edip sessizleşti. Elvanın aceleyle kapıya uzanan elini koparacak gibi sertçe tuttu.

- Yapma 

-...

- Bu eve bundan sonra kapı çalmadan girmeyin!

Y.N 22.09











Karanlığın GölgesiWhere stories live. Discover now