*⁠.⁠✧. -8- .✧.*

4.9K 331 38
                                    

Tarih yazmamışım, gene?

'Sekizinci bölüm'

Ben daha ne olduğunu idrak edemeden Yankı insan formuna geri dönmüştü. Mavi gözleri, gözlerimin hizasında iken kısa bir an yutkundum. "Çıplaksın?" diye mırıldandım. Genelde insan olduğunda çıplak oluyordu. "Sende öylesin, kısmen" dedi Yankı, belden aşağım kısmen çıplak sayılırdı ama sonuçta giyiniktim.

İlk defa biri regl oluşumu yadırgamamıştı. "Peki, ne yapacağım?" dedim sessiz bir şekilde. Kaşları çatılırken "Regl hakkında mı?" diye mırıldandı, kafamı sallayarak onayladım onu. "Ne istiyorsun?" diyerek devam etti sözüne.

"Genel şeyler işte, sorsan verirler" dedim homurdanarak. Güldü, hatta kahkaha atarak burnumun ucuna burnunu değdirdi. "Yeni kıyafetler de lazım galiba?" dedi neşeli bir şekilde. Bakışlarım ateşin önündeki kıyafetlere dönerken "Sanırım, evet" dedim ve ekledim cümleme. "Üzerimden kalkar mısın?" ...

"Ha? Evet, özür dilerim dalmışım" diye mırıldandı kendi kendine. Yankı yavaşça üzerimden çekildikten hemen sonra üzerine birşeyler giyerek, meraklı bir şekilde yanıma oturup konuşmamı bekledi.

Bağdaş kurarak oturuşumu düzelttim. "Üşümüyor musun?" diye bir soru yönelttim. İnsan formunda üşümüyor muydu? Ben giyinik olmama rağmen donuyordum. Omuz silkti. "Ben yarı insanım, unuttun mu?"

"Doğru" diyerek onayladım onu. Ne konuşacağımı bilmiyordum...

"Şey" diye başladım sözüme. "Şimdi gidip alabilir misin?" diyerek devam ettim. Bir an duraksadı, bakışları mağaranın dışına yönelirken "Akşam olmak üzere" dedi kendi kendine sessizce.

Kaşları çatıldı. "Hızlı olmaya çalışacağım" diye mırıldandı, oturduğu yerden hızlı bir şekilde kalkarak mağaranın çıkışında kurda dönüşerek koşmaya başladı.

Saat kavramını anlayamadığım için neden acele ettiğini anlamıyordum. Sanırım, akşam olmasına az kalmıştı. Küçük adımlarla yatağıma doğru ilerledim. Üzerime çektiğim kalın, kürk benzeri yorgan ile gözlerimi kapatarak uyumaya çalıştım...

Kulağıma ilişen hışırtı sesleri ile beraber gözlerimi kırpıştırarak araladım. Çok fazla uyumuş olacağım ki gözlerim birbirine yapışmış gibiydi. Yattığım yerden hafifçe doğruldum. Yankı hâlâ gelmemiş miydi? Bakışlarım, ateşin aydınlattığı mağarada gezerken korku ile yutkunarak üzerimdeki yorgana daha çok sığındım.

Mağaranın girişinde beyaz, küçük bir kurt vardı. En azından Yankı'dan daha küçüktü. Ne yapacağımı bilemez bir şekilde öylece gitmesini bekledim.

Burnu ile karı kokluyor, arada bir kafasını kaldırarak mağaranın içine bakıyordu. Sanırım girip girmemek arasında tereddüt ediyordu.

Kısa bir süre sonra ağaçların arasından alışık olduğum bedenin gözleri göründü. Karanlığın içinde kor gibi parlayan gözleriyle karşılaştım. Ağzında ufak bir poşet vardı. Bir müddet mağaranın girişinde ki kurdu inceledikten sonra bakışları beni buldu.

İyi olup olmadığımı kontrol edercesine kısa bir an bedenimi inceledikten sonra yavaş adımlarla yabancı kurda doğru ilerlemeye başladı.

"Hayır" diye mırıldandım. Kavga etmelerini düşünmek bile beni ürkütüyordu. Bir an durdu, bakışları endişemi anlamış gibi bana dönmüştü. Hemen ardından hırıltılı bir şekilde uluyarak varlığını önündeki yabancı kurda bildirdi.

Beyaz kurt anında Yankı'ya doğru dönerken, birkaç adım gerileyerek hırıltılı nefesler vermeye başladı. Yankı, kurdu küçümsercesine üzerine doğru adımlamaya başlamıştı. Yabancı kurtdan yüksek sesler gelmeye başlarken telaşlı bir şekilde dizlerimin üzerinde ayağa kalkmaya çalıştım.

Yankı ile aynı anda beyaz kurdun bakışları beni bulurken "Şey" diye mırıldandım. Tamam, amacım bu değildi. Beyaz kurt meraklı bir şekilde beni inceliyordu.

İdrak edemediğim bir şekilde insan formuna dönüşürken gözlerimi pörtleterek hızlı bir şekilde arkamı dönüp kafamı yastığıma gömdüm. Mağaranın önünde çıplak bir kadın vardı!

Ufak bir kıkırtı sesi duydum, hemen ardından üzerime çöken ağırlık ve hemen yanıma konulan poşet sesi ile beraber kafamı kaldırarak ağırlığın sebebi olan Yankı'ya baktım. Kadın gitmiş miydi? "Bunun için mi haftalardır sürüye katılmıyorsun?" diye sordu yabancı kadın. Tamam, gitmemişti...

"Yankı, kim bu?" dedim kendi kendime. Kısa sürede ağırlığı üzerimde sıcaklık oluştururken, insan formuna bürünmüştü. "Kuzenim" diye mırıldandı. Harika! Yankı'nın çıplak bedeni altından kafamı kaldırarak ateşin önünde üzerine benim hırkamı giyen kadını inceledim.

Yankı üzerimden kalkar kalkmaz hemen yanımdaki kıyafetleri giydikten sonra kuzenine doğru ilerledi.

"Neden buradasın?" diye sordu Yankı. Meraklı bakışlarım ile onları izliyordum. "Bu akşam konsey toplantısı var" dedi yabancı kadın, yeşil gözleri beni bulurken devam etti sözüne. "Sanırım katılmayacaksın"

"Genel bir toplantı, gelmeme gerek yok" dedi Yankı, ateşin önüne bağdaş kurarak otururken "Seninde beni çağırmana gerek yok, Filiz" diyerek tamamladı sözünü.

Ufak bir gülümseme yerleşti Filiz'in yüzüne. "Kan kokusu mağaranın etrafını sarmış dikkatli ol, küçük adam" diye mırıldandı Filiz, gözleri benden ayrılmaz iken.

Korku ile yutkundum. "Ben halledeceğim korkma" dedi Yankı ve ekledi cümlesine bakışları Filiz'e dönerken. "Git artık, ne bekliyorsun?"

"Beni kovuyor musun?" diye mırıldandı Filiz neşeli bir şekilde. "Onu kısa sürede sürüye tanıtsan iyi olacak" diyerek devam etti sözüne. Yankı'nın kaşları çatılırken "Farkındayım" dedi ve ekledi cümlesine. "Git artık"

"Peki" diye mırıldandı Filiz, hemen ardından mağaranın girişine giderek üzerindeki hırkayı çıkardığı gibi kurda dönüşüp koşmaya başladı.

Kısa bir süre şoktan çıkamaz iken Yankı'ya döndüm. Endişeli bakışları ile beni izliyordu, sanırım bu olanları tuhaf karşılayacağımı düşünmüştü.

Oysa ki, ben onun varlığına o kadar alışmıştım ki birşeyler almak için gitmesi bile beni ürkütüyordu...

ᕙ 🍁 ᕗ

NiaRex olarak iyi okumalar dileriz!

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

NiaRex olarak iyi okumalar dileriz!

Bölüm sonu

Kar Koynunda / Kurt Serisi -1- [BxB]Where stories live. Discover now