*⁠.⁠✧. -20- .✧.*

1.5K 143 34
                                    

Mini minnacık 1000 kelimelik bir bölümle geldim!

'Yirminci bölüm'

İki elimle, kavundan biraz daha büyük duran göbeğimi okşayarak camdan dışarı bakmaya devam ettim. Üçüncü ayını tamamlayan hamileliğim güzel ilerliyordu.

Ara sıra yediğim tekmeleri saymazsak güzeldi tabii...

Küçük veletler çok güçlüydü! Şimdiden Yankı'ya benzemeye başladıklarına emindim. "Elmalarını yedin mi, Sancak?"

Yankı'nın sorusu ile dalgın bakışlarımı dışarıdan çekerek ona doğru döndüm. "Hayır, midem almıyor" diye mırıldandım.

Son birkaç gündür çok fazla endişeli ve yorgundum.

Sanırım, aklım ebe hatunun dediklerinde kalmıştı. "Anladım, sıcak süte ne dersin?"

Bakışlarımı gözlerine çıkarıp, gülümseyen yüzümle başımı sallayarak onayladım onu. "Olabilir"..

"Peki o zaman, burada bekle beni" dedi Yankı. Hemen ardından saçlarımı okşayarak küçük mutfağımızın olduğu tarafa doğru ilerledi.

Cevap vermeden, dışarıyı seyretmek adına tekrar cama döndüm.

Bir hafta kadar önce Bora ziyaretime gelmişti. Ateş ile kavgalıydılar, sözde Ateş bey mühürlenmek isterken Bora sorun çıkarmaya başlamıştı.

Bora'yı anlıyordum..

Gerçi ben sazan gibi hemen mühürlenmiştim ama, halimden memnundum.

Keşke Bora hazır fırsattan istifade biraz daha kalsaydı yanımda.

Neyse..

Sanırım tanıdık birilerini görmek hoşuma gittiğinden ayrılırken mutsuz oluyordum.

Derin bir nefes aldım. Bir ay sonra, doğuma hazır olmam için şehire inecektik.

Burada normal yollarla doğurmamın tehlikeli olacağını düşünüyorlardı.

Nedense...

Kendimi anlamıyorum ama, şehire inmek istemiyordum...

Buradan çıkmak istemiyorum. İçimde derin bir korku vardı. Neydi bu endişe?

Sanki? Küçük bir çadır yapmak ve saklanmak istiyordum. Bu nasıl bir duyguydu böyle?

"Al bakalım, bebeğim" Daldığım yerden Yankı'nın sesi ile ayrılırken bana doğru uzattığı bardağın kulbunu tutarak camın kenarına yerleştirdim.

Ona sarılmak için kollarımı kaldırıp, "Teşekkür ederim" dedim sessizce.

İsteğime karşılık vererek anında beni kucağına çekti Yankı. Olduğum yerde rahat ederken camın kenarına koyduğum bardağı alarak ufak bir yudum aldım. "Son günlerde fazla düşünceli duruyorsun, balım. Bir sorun mu var?"

Kısa bir süre sessiz kaldım. Hemen ardından başımı göğsüne sürterek gözlerimi kapatıp mırıldandım. "Şehire inmek beni ürkütüyor"

Elimdeki bardağın tutulup alınması ile gözlerimi aralayarak Yankı'ya odaklandım. "Neden? En başından gitmek istediğin yer orasıydı zaten. Bir iki aylığına gidip geleceğiz, seni ürküten ne?"

Kaşlarım çatıldı. "Evet ama, ben seni sevmeden ve hamile kalmadan önce, burada kalmak için hiçbir sebebim olmadığından gitmek istiyordum. Şuan durum çok farklı." dedim homurdanarak.

Kar Koynunda / Kurt Serisi -1- [BxB]Where stories live. Discover now