*⁠.⁠✧. -13- .✧.*

3.6K 265 94
                                    

17.08.23

'On üçüncü bölüm'

Ayağımın dibine kadar gelen topu alarak çocuklara doğru attım. Bacaklarım eskiye göre iyiydi, birkaç güne toparlanmıştım. Yüzümdeki hafif gülümseme ile beraber oyun oynayan çocukları izliyordum.

Birkaç gündür Yankı'yı görmüyordum maalesef...

Eczane ihtiyaçları için şehire ineceğini söylemişti. Yalnız kalmak pek hoşuma gitmesede mecbur bekliyordum.

"Sancak!" Adımın seslenilmesi ile dalgın bakışlarımı çocuklardan çekerek Filiz'e döndüm. "Bunları ebe ana gönderdi, güzelce yesin dedi. Nergis teyzem akşama yanlız kalma diye gelecekmiş." dedi elindeki incir dolu tabağı uzatarak.

"Teşekkür ederim de, Yankı ne zaman gelecek." diye mırıldandım. "Sabah varmış olur, üzülme bu kadar kocan kaybolmaz korkma. Gülümse azıcık!" dedi neşeli bir şekilde.

Yüzümde oluşan gülümseme ile beraber kafamı sallayarak onayladım onu. "Önemli birşey olursa seslenirsin, gerçi teyzem benden önce koşarak gelirde neyse!"

Güldüm, "Tamam, seslenirim!" diyerek cevapladım Filiz'i.

Tabağı alarak birkaç adımlık uzağımda olan eve doğru ilerledim. Yankı olmadığı için sabahları evde durmuyordum. Yani en azından iki üç gündür böyleydi. Tabağı ufak masanın üstüne bırakarak içlerinden birini alıp ısırdım.

İnciri pek sevmezdim ama tadı güzel gelmişti. Bitirdiğim incirin ufak sapını tabağın kenarına bıraktım. Gözüm diğerlerine takılırken ikinciyi elime aldım.

Üçüncü inciri elime alıcak iken kapım tıklatıldı. Tabağa uzattığım elimi çekerek kapıya doğru ilerledim. Hafifçe araladığım kapıdan kimin geldiğini kontrol ettim.

"Merhaba? Sancak abi, siz misiniz acaba?" dedi karşımdaki çocuk. Kapıyı tamamen açarak "Evet." dedim tebessüm ederek.

Beni bulduğuna sevinmiş olacak ki, heyecanlı bir şekilde cebinden çıkardığı çikolatayı elime bırakarak konuşmaya başladı. Üzerinde ufak bir not vardı. "Bunu Yankı abi gönderdi! Şey, ben şehre yakın olan Güney bölgesindenim. Biraz geç geldim o yüzden. Umarım Yankı abi kızmaz!"

Ufak bir kıkırtı döküldü dudaklarımdan. Elimi uzatıp başını okşadım. On, onbir yaşlarındaydı. "Anladım, sorun değil ben konuşurum onunla. Biraz bekleye bilir misin?" dedim.

Başını sallayarak onayladı beni. İçeri geçip incir tabağından birkaç tane incir alıp ufak bir kese kağıdına koyarak geri döndüm. "Al bakalım." diye mırıldandım, kese kağıdını ona doğru uzatarak.

Kese kağıdını elimden alarak "Hoşçakal, Sancak abi!" dedi ve ormana doğru ilerledi. Şehir buraya ne kadar uzaktı acaba?

Kapıyı kapatıp yatağa doğru ilerledim. Hafif bir yorgunluk vardı üzerimde, umursamadım..

Eğer Güney bölgesi şehire yakınsa, biz ne kadar uzaktık? "Gerçi." diye mırıldandım kendi kendime. "Acaba şuan tam olarak neredeyim?" diyerek devam ettim sözüme.

Tatil için geldiğimiz merkez şehire birkaç saatlik uzaktaydı. Yankı'nın beni mağaraya kadar sürüklediğini hesaba katarsak, muhtemelen tatil merkezine uzak bir yerdeydik.

O zaman şehire daha uzak kalıyorduk, değil mi? "Neden bunu düşünüyorum ki?"

Oflayarak uzandığım yerde yana döndüm. Kafamda hâlâ Arya'nın sözleri vardı. Bir kısmını unutmuş gibiydim...

Sanki bazı zamanlar bana seslendiğini duyuyor gibiydim. Gerçekten, ölmüş müydü?

Avucumda tuttuğum çikolatanın üstündeki noto kısa bir bakış attım. Herşeyi net bir şekilde düşününce kulağa uydurma gibi geliyordu.

Sanırım biraz daha düşünürsem kafayı yiyecektim. Notu kopararak üzerindeki ipi çözdüm. Yüzümde ufak bir gülümseme belirdi.

~Biliyorum, biliyorum. Çok geç kaldım. Çatma kaşlarını hemen.~

Ufak bir kıkırtı döküldü dudaklarımdan. Sırt üstü dönerek devam ettim okumaya.

~Şehir çok uzakta olduğundan Güney bölgesine uğramak zorunda kaldım. Aslında iyi bir fikirmiş, ben şehire inip dönene kadar bu not elinde olur umarım. O küçük velede pek güvenmiyorum.~

"Zavallı çocuk." diye mırıldandım. Hayatımda aldığım en güzel notu okuyor gibiydim.

~Bulunduğum nokta şehre iki günlük mesafede, buradan ayrılınca küçük velet muhtemelen ben dönüş yolunu neredeyse bitirdiğimde bu notu sana vermiş olur. Umarım düzenli besleniyorsundur. Gerçi ebe hatun sana iyi bakacağını söylemişti. Tabi annemden fırsat kalırsa, gül hadi! Gülüşünü özledim. Annem çok neşeli bir kadın biliyorum. Seni çok özledim, umarım sende beni özlemişsindir! Hoşçakal bebeğim!~

"Özledim." dedim, kağıdı kenara koyarak kısa bir süre tavanla bakıştım.

Ufak bir tebessüm belirdi yüzümde. Yankı'nın gözleri geldi aklıma, haylaz küçük arsız bakışları. "Çok özledim sanırım"...

ᕙ 🍁 ᕗ

NiaRex olarak iyi okumalar dileriz!

Bölüm sonu

Kar Koynunda / Kurt Serisi -1- [BxB]Donde viven las historias. Descúbrelo ahora