i saw you

1.6K 83 5
                                    

Bitmek bilmeyen o baş ağrısının kollarına bırakmıştım yine kendimi. Fakültenin kimse tarafından uğranmayan o yerinde oturuyordum. Sınavıma az kalmıştı, ellerimde duran notları okuyamayacak kadar bulanıktı aklım.

Oysa ki sınava çalışmaya iki hafta öncesinden başlamıştım. Jennie'nin derste benim için tuttuğu notlardan ayıklayarak çıkardığım bu bilgileri ezberleyene kadar okumuştum. Ama şu anda hiçbirini bilmiyor gibi hissediyordum.

"Her yerde seni arıyorum."

Sağıma döndüğümde telaşlı olan Jennie'yi gördüm. Muhtemelen koşmuştu, nefesi sıktı ve çantası kolundan düşmüştü.

"Neden burada oturuyorsun?" Cevap vermemi beklemeden karşıma oturdu ve ellerimdeki notları alarak masaya koydu.

"Yalnız kalmak istedim," diyerek gözlerine baktım. Pembe bir hırka giymişti ve siyah saçlarını bugüne özel toplamıştı. Sabaha kadar ders çalıştığı gözlerinin altından belli oluyordu. Makyaj yapmamıştı ve bu haliyle bile fazla güzel gözüküyordu.

"Evde yeterince yalnız kaldığını düşünüyorum o yüzden şimdi kalkıp gitmeyeceğim."

İnatçı biriydi o yüzden gitmeyeceğinden emindim. Saçlarımı onun gibi topuz yaptım ve bankta bağdaş kurarak tam karşısına konumlandım.

"Annenle konuşabildin mi?"

Sorusuna cevap vermek istemiyordum çünkü hiçbir şey istediğim gibi gitmemişti. Onunda moralini bozup sınavını etkilemek istemiyordum.

"Daha konuşamadım, sınavdan sonra konuşmayı düşünüyorum," diyerek yalan söyledim.

Kafasını yavaşça salladı ve gözleri suratımda gezindi. Yalan söylediğimi biliyordu.

"Hazır hissediyor musun kendini sınav için?"

Konuyu değiştiriyordu çünkü üzerime gelmek istemiyordu. Arkadaşlığımızın en sevdiğim özelliği buydu. Konuşmadan anlaşabiliyorduk.

"İki haftadır çalışıyorum biliyorsun. Sadece şu an içimde bi huzursuzluk var. Sanki hiçbir şey bilmiyor gibiyim."

Gülümsedi ve kağıtlarımı incelemeye başladı.

"Bu kadar güzel yazım olsa muhtemelen bende not çıkartarak çalışırdım."

Telefonumdan saate baktığımda sınava az kaldığını gördüm ve Jennie'ye gitmemiz gerektiğini söyledim. Gözlerim uykusuzluktan acıyordu ve karnımdan çıkan sesler bir şeyler yemem gerektiğini hatırlatıyordu. Hiçbir şey yapmak istemiyordum.

"Şuraya bak," Jennie'nin kafasıyla işaret ettiği yere baktığımda Jisoo'yu gördüm.

Yanında hep birlikte takıldığı grubundan bir kaç kişi daha vardı. Normal bir zamanda umursamazdım ama sesleri biraz yüksek geliyordu ve bahçedeki çoğu insan onlara odaklanmıştı.

Sarı saçlarını bugün dalgalı yapan Chaeyoung, Jisoo ile hararetli bir şekilde konuşuyordu. Acaba ne tartışıyorlar diye düşünmekten kendimi alıkoyamadım.

"Muhtemelen dedikodu krizidir," diyerek tahminde bulunan Jennie'ye yüzümü buruşturarak, "Çok basit bir düşünce oldu," dedim.

Kesinlikle aralarında ki sorun öyle küçük bir şeye benzemiyordu. Jisoo sakin kalmaya çalışıyor gibiydi. Üst dönemimiz olan Namjoon onun arkasında duruyordu ve Chaeyoung'a sakin olmasını söylüyordu.

Klasik kavgalarından ediyor olabilirlerdi. Sorunsuz günleri geçmiyordu ve cidden kafa ağrıtıcı bir gruba sahiptiler. Diğer arkadaşlarının onların olduğu tarafa yürüdüğünü fark edince adımlarımı yavaşlattım. Jennie'de bana ayak uydurdu.

Sesler giderek artarken, onu gördüm. Giriş kapısından hızlıca girdi. Bugün lacivert bir tişört giymişti, pantolonu her zamanki gibi siyahtı. Uzayan saçlarını geriye doğru atmıştı ve kaşları çatıktı. Jeon Jungkook adeta kurtarıcı bir melek gibi Chaeyoung'un dibinde bitmişti.

Sesler giderek azaldığında Jennie'yi dürttüm ve hızlı bir şekilde amfiye yürümeye başladık.

Odaklanmam gereken bir sınav vardı. Kavganın sebebini elbet her şeyi bilen Bambam'den öğrenirdik.

"Karlar kraliçesi bugün pek gergindi," yanımıza konuşarak gelen Bambam'i görünce yüzümde küçük bir tebessüm oluştu.

"Jisoo mu?"

Jennie'nin sorusu üzerine göz devirdi ve boş sandalyeyi çekerek yanımıza oturdu.

"O gruba taktığım isimleri hala öğrenememiş olmana gerçekten çok şaşırıyorum."

"Chaeyoung'dan bahsediyor," diyerek araya girdim ve Bambam'den beşliği hak ettim.

Jennie huysuz bir şekilde mırıldandı.

"Kıza neden öyle diyorsun hala anlayamıyorum."

"Bembeyaz. Ayrıca tacını düşürmemek için çok çaba gösteriyor."

Bambam'in ne demeye çalıştığını çoğu zaman anlamıyordum. O grupla bir derdi vardı ama üç yıldır ne olduğunu çözememiştik. Muhtemelen içlerinden birine aşırı derecede uyuz oluyordu ve diğer grup üyeleri de bundan dolayı ona itici geliyordu.

"Bugün neden kavga ettiler biliyor musun?"

Sorumu duyunca kuşkulu bir biçimde bana baktı.

"Bir gün gelip bana Lisa sana o grupla ilgili bir soru soracak deseler asla inanmazdım."

Kaşlarımı havaya kaldırdım.

"Ne var bunda?"

"Genelde tüm dedikodulara ilgisiz oluyorsun çünkü. Ama şanslı günündesin ki problemin ne olduğunu öğrendim. Biliyorsunuz ki dışarıda da 3 arkadaşları olmak üzere yedi kişilik bir grupları var. Gruptan biri Chaeyoung'a aşkını itiraf etmiş. Ama beklediği karşılığı alamamış, hatta karlar kraliçesi ona çok sert sözler söylemiş.

Jisoo, çocuğu çok sevdiğinden karlar kraliçesinin bu tavırlarına uyuz olmuş ve okula gelince tartışmaya başlamışlar."

Göz devirerek sandalyede geriye yaslandım.

"Ne sıkıcı bir kavga sebebi," dedim ve gözlerimi kantinin girişinde dikilen Namjoon'a çevirdim. Birini arıyor gibi bakan gözleri beni görünce bir an duraksadı fakat çok sürmeden kantini aramaya devam etti.

Jennie ve Bambam konu üzerine teoriler üretirken benim gözüm kantinde onu arıyordu. Chaeyoung'un arkasında dimdik dikilecek kadar net bir tavrı neden göstermişti merak ediyordum açıkçası.

Çok yakın arkadaş olduklarını biliyordum. Hatta ilkokuldan beri komşu olduklarını da duymuştum. Bu içimde bi yerde Chaeyoung'a karşı olan o küçük nefretimin ana sebeplerinden biriydi.

"Okuldan çıktı," diyerek arayışlarıma son vermeme sebep olan Bambam tüm ilgimi kendine çekti.

"Kim?"

"Jungkook."

"Ona bakındığımı nereden çıkarttın?"

Gülümsedi ve omzuma iki kere vurdu. "Sadece kendini kandırdığını düşünüyorsun."

Yine anlam veremediğim bir cümle kurmuştu ve cidden sinirimi bozuyordu. Çantamı alarak ayağa kalktım. Eve gitme vaktim gelmişti. Jennie'nin sorgulayan bakışlarına bir kaç bahane sundum ve kantinden çıktım.

Sınavı atlattığıma göre sıra evdeki problemi çözmeye gelmişti. Yorgun adımlarımı okul çıkışına yönelttiğimde Bambam'in yanıldığını anlamam bir kaç saniyemi aldı.

Chaeyoung, ağlayarak Jungkook'a sarılıyordu ve muhtemelen saçına konulan o küçük öpücüklerle sakinleşmeye çalışıyordu.

constellation | liskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin