old friend

417 45 4
                                    

Eunwoo ders notlarını Jennie'ye uzatırken ben Bambam'le bakışıyordum. Aynı şeyi düşünüyor olmalıydık ki, bir anda ikimizde Eunwoo'ya döndük.

Bambam'e fırsat vermeden, "Eunwoo bir şey mi oldu?" diye sordum.

Jennie başını kağıtlardan kaldırıp meraklı gözlerle Eunwoo'ya baktı.

"Eğer bir şey varsa bizimle paylaşabilirsin," dedi.

Eunwoo sıkkınlıkla nefes verdi ve Chaeyoung'un olduğu masaya bakış attı.

"Beni yine görmezlikten geliyor."

"Yine mi? Amacı ne bu kızın?"

Jennie sinirle konuştuğunda Bambam ona sakin olmasını söyledi.

"Birimiz konuşsak mı Chaeyoung'la? Yani bunu yapmasının sebebini öğrensek en azından?"

Sunduğum öneri Eunwoo'nun hoşuna gitmemişti.

"Ailevi meseleler. Kimsenin çözebileceğini düşünmüyorum. O yüzden karışmanızı istemem, birde sizi düşman olarak görmesin."

"Eğer içinizde yeteri kadar sevgi varsa çözülemeyecek hiçbir sorununuz yoktur kardeşim. Benim sana tavsiyem biraz kendini uzat tut ondan. Her dönüşünde koşa koşa gitme, mesafe koy. Ne istediğini bilmeyen bir insan için kendini bu kadar hırpalamana değmez. Sen yine kendi kalp kırıklığınla kalıyorsun, ne sana ne de ilişkiye hiçbir yararı olmuyor," dedi Bambam ve Eunwoo'nun omzunu sıktı.

Destek olmak istercesine omzuna yattım ve kolunu sıktım. Eunwoo, onu gerçekten çok seviyordu. Bunu görebilmek için bir dahi olmaya gerek yoktu. Aklı ve kalbi arasında kaldığında bile bir dakika düşünmeden kalbini seçiyordu. Karşı taraf bunu yapamıyorsa, onunda biraz uzaklaşması gerekiyordu. Jennie arkamıza gelip üçümüze de sarıldığında, Chaeyoung'un gözleri bize değdi. Üzgün gözükmüyordu, ya çok iyi rol yapıyordu ya da gerçekten duygusuz biriydi.

Birbirimizden ayrıldığımızda tekrar ders notlarına bakmaya başlamıştık. O sırada karşıdan yürüyen Jungkook'u gördüm ve gülümsedim. Aynı güzel gülümsemesi beni bulduğunda, huzur içimi kapladı. Sakin adımlarla masamıza geldiğinde bana doğru eğildi ve yanağıma öpücük kondurdu. Jennie, kıkırdadığında Bambam ona göz devirdi. Benim için endişelendiğini ve bu ilişkiyi uzun süre kabullenemeyeceğini biliyordum.

"Nasılsın?" diye sorarak saçlarımla oynamaya başladı.

"İyiyim, otursana," dediğimde boş sandalyeyi gösterdim.

"Eunwoo ile konuşacaklarım var," diyerek ona doğru baktı.

Eunwoo bunu bekliyormuş gibi ayağa kalktığında, durumu hiç garipsememiş olması dikkatimi çekmişti. Eskiden dost olduklarını unutabiliyordum bazen. Ama birbirlerini herkesten daha iyi tanıdıklarına emindim.

"Yanına geleceğim," diyerek Eunwoo ile kantinden çıktılar. Benim gibi arkalarından bakakalan Chaeyoung, derin bir nefes alarak sandalyeye yaslandı. Gözlerini kapattığında, durumun sandığımdan biraz daha karışık olduğunu anladım.

Jungkook

"Berbat görünüyorsun," diyerek sigarasını yaktığı çakmakla oynamaya başladım. Sigara dumanını üflediğinde yüzüme komik bir şey demişim gibi baktı.

"Benim aksime oldukça iyi görünüyorsun."

"Bazı şeyler insanı iyileştiriyor," diyerek gözlerimi bahçede gezindirdim.

"Aynı şeyin beni yaralaması adil mi?"

"Bunu Chaeyoung'a sorman lazım."

Sigarasından bir duman daha aldı.

constellation | liskookWhere stories live. Discover now