love you

510 55 32
                                    

"Nasıldı maç?"

"Güzeldi ama sen maçı boşver, Jungkook beni yanağımdan öptü."

Jennie'nin sorduğu sorunun cevabı bu olmasa da, söylediğim cümle hoşuna gitmişti. Sırıtmaya başladı ve yanındaki Bambam'in omzuna vurdu.

"Neler oluyor neler, bizde oturalım böyle."

Bambam sakinliğini korudu ve, "Sende boş durmuyorsun, Lisa'ya laf söyleyeceğine Jungkook'un arkadaşını nasıl tavladığını anlat." dedi.

Gülmeye başladığımda Jennie huysuz bir şekilde mırıldandı.

"Daha tavlamış sayılmam. Çocuk bir türlü oltama gelmiyor. Sınırlarımı zorluyorum."

"Kim Taehyung mu?" dedi Eunwoo tostunu yerken.

"Evet."

"Oltaya gelmiştir de, sana belli etmiyordur o."

"Doğru ya, Jungkook'un tayfası senden sorulur."

Kahvemin son yudumunu da içtim.

"Ben biraz dans edeceğim, hocayla da konuşacaklarım var zaten. Dersiniz bitince görüşürüz," dedim ve ayağa kalktım.

Bugün Jungkook'un dersi ve bana verecek çilekli çikolatası olmadığı için okula gelmezdi muhtemelen. Yine de gözlerim bir umut onu görür diye okulda geziniyordu.

Stüdyoya girip hocayla yeni konsept hakkında konuştuk. Daha sonrasında, kendi koreografimi çıkartmaya başladım.

Uzun süren provam bitmişti. Oldukça yorgundum ve acıkmıştım. Stüdyonun açılan kapısı başımı yerden kaldırmama neden oldu. Jungkook elinde bir poşetle içeri girip kapıyı kapattı. Şaşkınlığımı gizleyemeyen bir surat ifadesi ile ona baktım.

"Bitti mi provan?"

Başımı evet anlamında salladım. Karşısında terli ve dağılmış bir şekilde gözükmek istemiyordum ama yapabileceğim bir şey yoktu. Saçıma yaptığım topuz çoktan dağılmıştı.

"Saçların ne kadar güzel duruyor," dediğinde ona inanamayan gözlerle baktım.

"Güzel mi? Terli ve dağınığım," diyerek güldüm.

"Bu seni ilk böyle görüşüm değil, son olacağını da düşünmüyorum," diyerek sinsi bir şekilde güldüğünde ne demeye çalıştığını son anda anladım. Elimdeki pet şişe ile omzuna vurduğumda çok acımış gibi tepki verdi.

"Yemek yememişsindir diye bir şeyler getirdim."

"Bu bugünün en güzel anı," diyerek elinden poşeti hızlıca alıp yemekleri çıkarttım. Sanki kıtlıktan çıkmış gibi yemek yerken Jungkook şaşkın gözlerle beni izliyordu.

"Bu kadar aç olduğunu bilseydim daha fazla alırdım," dedi.

"Doyarım ben bunlarla," dediğimde güldü ve "Umarım," dedi.

Yeme işini bitirdikten sonra midem dolduğu için oturduğum yerde arkama yaslandım. "Yine çok hızlı yedim," dedim. Jungkook benim toplamamı beklemeden çöpleri poşete doldurdu.

"Şimdi giyiniyorsun ve midendekileri sindirebilmen için yürüyüşe çıkıyoruz."

"Bu yorgunlukla yürüyüş yapabileceğimi düşünüyor musun gerçekten?"

"İstersen bana da geçebiliriz?"

Dediği şeyin farkına vardığında dudağını dişledi.

"Yani... Vakit geçirmek için dedim. Eğer istemezsen de gideyim ben?"

constellation | liskookWhere stories live. Discover now