constellation | liskook

everything will be fine

jungkook:
aramalarıma ne zaman cevap vermeyi düşünüyorsun?

lalisa:
hiçbir zaman

jungkook:
lalisa
konuşabilir miyiz?

lalisa:
neyi konuşalım ki jungkook
kavgamızı uzatıp yedi gün boyunca telefonumu açmamanı mı yoksa dün hiçbir şey olmamış gibi basketbol maçına gidip fazla mutlu olmanı mı?

jungkook:
dışarıdan öyle gözüktüğünün bende farkındayım
basketbol maçına zorla gittim çünkü turnuvalar başlayacak
mutlu falan da değilim ama insanların yanında rol yapmam gerekiyordu

lalisa:
açıklama beklemiyorum senden
ayrıca yüz yüze konuşmayı tercih ederim

jungkook:
açıklama bekleyen benim aslında?
kalbimi kıran sendin ve şimdi dün yüzünden tamamen suçu bana yıkıyorsun

lalisa:
ben senin kalbini kırmadım
öyle bir amacım olmadı
sadece chaeyoung ile konuşmak istemediğimi söyledim
ki bu benim en doğal hakkım
öyle bir insanla barışmayı bırak göz göze gelmeyi bile istemiyorum

jungkook:
hala daha benim neden kırıldığımı anlamamışsın bile
çabalamama değmez

Mesajına görüldü atmakla yetindim. Çabalamayı istemeyen bir insanla konuşmak benim için durumu daha karmaşık hale getirirdi.

Kaldı ki bir hafta boyunca bir kere bile benimle iletişime geçmemiş olması şu anda onunla konuşmak istemememe neden olmuştu.

Kafede oturmuş Eunwoo ile ödev yapmakla meşguldük. Bölümlerimiz farklı olduğu için birbirimize çok yardımcı olamasakta sürekli motive kalmaya çalışıyorduk.

Jungkook meselesini bir daha konuşmamıştık ve Eunwoo'nun bu durumu çözmek istediğinin farkındaydım. Ama sorun zaten Jungkook'un durumu düzeltmeye yönelik bir adım atmamış olmasıydı.

"Nasıl hissediyorsun?"

Eunwoo muhtemelen suratımın düştüğünü fark etmişti.

"Kötüyüm. Bir şeyler çözülmedikçe de kötü olmaya devam edeceğim muhtemelen."

"Niye görüşüp konuşmak yerine birbirinize eziyet ediyorsunuz anlamıyorum."

"Ben görüşerek halletmek istiyordum ama dün basketbol maçında inanılmaz bir şekilde keyifli gözükmesi aşırı sinirimi bozdu. Jisoo ve Chaeyoung'un her şeyi bilip susmasıda aynı şekilde."

Eunwoo saçlarını düzeltti ve masada bana doğru eğildi.

"Kızlar hakkında bir şey diyemem, Jungkook uyarmış olabilir. Ama sevgilini biraz daha iyi tanıman gerekiyor. Çok hızlı bir başlangıç yapmasanız da birbirinizi tam olarak çözemediniz, bu durum çok normal. İnadını ve sinirini bir kenara koyup şu meseleyi çözmeye odaklan. Zaten yazmış sana, yazmasaydı böyle konuşmazdım."

Dediklerine tamamen katılıyordum ve elim kolum bağlı bir şekilde oturmaktan gerçekten nefret ediyordum.

•

"Anne ben geldim," diyerek kapıyı kapattım ve ceketimi koltuğun üzerine bıraktım. Annem mutfaktan hızlıca çıkıp yanıma geldi ve yanağımı öptü.