surprise

455 66 8
                                    

Dansımızı sergilemek üzere okulun konferans salonunda toplanmıştık. Seyirci kısmının dolmaya başladığını söyleyen Sangmin heyecanımın artmasına neden olmuştu. Kırmızı rujumun bozulmaması için suyu pipetle içmeye çalışıyordum.

"Heyecanlı mısın?"

Günler sonra Jisoo ile muhattap olmak zorunda kalsam da, "Evet," dedim.

Kısa cevabıma alındığını sanmıyordum. Gülerek yanıma oturdu.

"Seni bu işin içine ben sürükledim. Bunun için özür dilerim ama hiç pişman değilim. Yarışma da birinci olacağımıza inancım tam."

"Umarım herkes böyle hissediyordur. Evet, sorumluluğum arttı ama herkesin aynı fikirde olması gururumu okşadı," dedim ve gülümsedim.

Mesafemi korumaya çalışsam da şu anda biriyle konuşmak beni rahatlatıyordu. Tek dileğim heyecandan midemin bulanmamasıydı.

"Gece çalışmak seni yormuş olmalı."

"Evet. Jungkook'a orada olduğumu söylemişsin," dedim. Bunu beklemediği belliydi.

"Jackson ile ne konuştuğunuzu sorunca söyledim."

"Arkadaşının benim hakkımda bir şeyleri merak etmesi bana biraz garip geliyor," dediğimde kaşları havaya kalktı.

"Bana ise ateşin bacayı sardığını gösteriyor."

Cümlesi aklımı karıştırsa da umrumda değilmiş gibi davranmaya çalıştım.

"Buna devam etmemeli," diyerek Jisoo'nun daha da şaşırmasına sebep oldum.

"Soğukkanlı gözükmeye çalışıyorsun ama ben içindeki yangını görebiliyorum Lalisa. Jungkook'un yaşadığın ikilemden haberi yok, her gün biraz daha düşmüş halde görüyorum onu."

"Bende çok düştüm ama insan toparlayabiliyor. Arkadaşına da yaptıklarının bedelini ödemenin kötü bir şey olmadığını anlatmalısın."

Jisoo tavrıma sinir olmuştu ama sakin kalmaya çalışıyordu. Haklı olduğumu biliyordu, o yüzden konuyu uzatmamaya çalıştı.

Hoca sıranın bize geldiğini söylediğinde yavaştan sahneye yerleşmek için ayağa kalkmıştım. Hocaya Jackson ile bir sürpriz hazırlamıştık ama bunu düzgünce yapabilecek miydik emin değildim. Tek gerginliğim bu durum üzerineydi çünkü Jackson kendinden emin olmayan biriydi. Gözlerim onu bulduğunda göz kırptım. Fazlasıyla heyecanlı gözüküyordu.

Bana doğru yaklaşıp kulağıma eğildi. "Yapabileceğimden emin değilim. Kendimi geçtim seni rezil etmekten korkuyorum."

"Öyle bir şey yaşanmayacak, sakin kalmaya çalış. Dans sırasında göz temasımızı kesme ki, etraftaki etkenlerden etkilenme. Yapacağımıza inanıyorum."

Başını salladığında kendini benden uzaklaştırdı. Kapının orada bizi izleyen Jungkook ile göz göze geldiğimde derin bir nefes aldım. Muhtemelen yine yanlış anlaşılmıştık.

"Herkes yerine!"

Uyarıyı dikkate aldım ve perde açılmadan yerime yerleştim. Perdenin açılması, solo performans şarkısının çalması ve ışığın sadece benim üzerimde parlaması sırayla gerçekleştiğinde ritme ayak uydurarak dansıma başladım. Hareketleri hatasız sergilemeye başladığımda seyircilerle olan ilgimin kesilmesi, dansla bütünleşmeme neden olmuştu. Oldukça hızlı olan şarkı, sonlara doğru yavaşladığında Jackson yanımda belirdi. Elimi tutup beni kendine çektiğinde ona ayak uydurdum. Belimi yay gibi gerip kendimi arkaya attığımda Jackson hareketlerime kusursuzca uyum sağladı. Koreografinin sonlara yaklaştığımızı Jackson ile karşı karşıya gelip yüzlerimizi yakınlaştırdığımızda anladım. Dudaklarımızın birbirine değeceği o noktada ışık kapandı ve hızlıca diğer dans için yerlerimize geçtik.

constellation | liskookحيث تعيش القصص. اكتشف الآن