mess

418 50 12
                                    

Eve döndüğümden beri Jungkook'tan mesaj bekliyordum. Akşam beni Hoon ile görüştüreceğini söylemişti ama ne aramalarıma ne de mesajlarıma cevap veriyordu.

Beni endişelendiren şey, Jungkook'un başına bir iş gelip gelmemesiydi. Eğer ona bir şey olursa ne yapardım bilmiyordum.

Uyuyor olabilirdi ya da bir işi vardı ve halletmeye çalışıyordu. Bilmiyordum ama onsuz geçen her dakikam bana zehir gibi geliyordu.

Saat 11'e doğru gelirken, bugün Hoon ile görüşemeyeceğimi anlamıştım. Umrumda olan şey bu değildi, Jungkook hala aramalarıma dönmemişti.

Eunwoo ile konuştuğumda, hiçbir şeyden haberi olmadığını söylemişti. Hatta benim için evine bile gitmiş, ses seda çıkmayınca geri dönmüştü. Chaeyoung'a yazmak istemediğini söyleyince anlayışla karşılamıştım. Ondan uzak durması gerektiğini biz söylemiştik. Jisoo'nun numarasını tuşladım.

"Alo, Lalisa? Bir şey mi oldu?"

"Jungkook'a ulaşamıyorum, haberleştiniz mi?"

"Hayır, en son okulda görüştük."

"Ulaşabileceğim başka biri var mı? Chaeyoung ile konuşabilir misin?"

"Aslına bakarsan Chaeyoung'a saatler önce mesaj attım fakat geri dönmedi."

"Jisoo bana evlerinin adresini verebilir misin?"

"Lalisa bu doğru olmayabilir."

"Lütfen, Jungkook için endişeleniyorum."

İnadını kırıp adresi verdiğinde Eunwoo'yu aradım ve adrese doğru yola çıktık. Eunwoo'da ilk defa Chaeyoung'un evine gideceğini söyledi. Bu kadar uzakken birbirlerine yakın olmaya çalışmaları zordu.

Evin önüne geldiğimizde, kapıyı bir anda Chaeyoung açtı. Daha arabadan inmemiştik bile. Hızlıca arabadan çıkıp ona doğru yürüdüm. Yüzü ve gözü kızarıktı. Neden ağlamıştı?

"Jungkook nerede?" Diye sorduğumda alaycı bir gülümseme sundu bana.

"Senin sevgilinin bakıcısı mıyım ben? Nereden bileyim? Bunu sormaya mı geldin?"

"Başka neye geleceğimi düşündün?"

"Kardeşini görmeye geldiğini düşünmüştüm."

Bu sefer alaylı gülüşü ben attım.

"Komik oluyorsun, şu tavırlarına bak."

"Asıl sen kendi tavırlarına bak. Hayatımıza girdiğinden beri şu evde huzur yok," diyerek kapının içerisini gösterdi.

"Ne tesadüf, bende aynı şeyi senin için düşünüyorum."

"Bana laf sokmaya çalışacağına git sevgilini ara. Bir daha da bu evin yakınlarına geleyim deme."

"Ne bu nefretin Chaeyoung? Dürüstçe söylesene bana," dediğimde merdivenlerden inip yanıma geldi.

"Bilmek ister misin?"

"Çok isterim," diyerek üsteledim. Eunwoo yanıma doğru geldi.

"Sen benim kardeşimi elimden alan kızsın! Daha ne olabilir ki? Bana abla gözüyle bakmıyor bile," diyerek iyice dibime girdi.

"Sana abla gözüyle bakmıyorsa bunun sorumlusu ben mi oluyorum? Her şeyi geçtim, kardeşini senden alanın ben olduğumu nasıl düşünebiliyorsun?"

"Ben kardeşsiz büyüdüm! Baban yüzünden kardeşime uzak kaldım. Hiç empati kurmaya çalıştın mı benimle? Sen onunla oyunlar oynarken ben tek başıma büyümeye çalıştım."

constellation | liskookWhere stories live. Discover now