new friendship

445 62 9
                                    

Yorgun bir şekilde eve döndüğümde annemin Hoon'dan telefon beklediğini fark ettim.

Bugün arar mıydı emin değildim, annemi ümitlendirmemek adına herhangi bir şey söylememeyi tercih ettim. Duşumu aldıktan sonra saçlarımı tararken telefonuma düşen mesaj sesi durmama sebep oldu.

jungkook: bugün sizi konuşturamayacağım
amcam hoon'u ikna etmiş
ailecek yemeğe çıkmışlar
özür dilerim daha erken gitmeliydim

lalisa: jungkook saçmalama
özür dilenecek bir şey yok
seni uğraştıran kişi benim
yine de düşündüğün için teşekkür ederim
umarım aile yemeği onun için güzel geçer

jungkook: umarım
bilgi edinirsem yazarım
iyi akşamlar lalisa

lalisa: iyi akşamlar

Mesafeli oluşu moralimi bozsa da ikimiz içinde en iyisi buydu. Bugün Eunwoo ile beni gördüğünde ne hissetti bilmiyordum ama yüksek ihtimal bana kırgındı.

Her şeyden önce düşünmem gereken bir gösterim vardı ve ben hala Jungkook'un bana olan davranışlarını çözmeye çalışıyordum. Aklımı da kalbimi de oyalıyordu. Erken yatmamın kendim için en iyi çözüm olacağını düşündüm.

"Adımlarınız birbirine uymuyor. Yarın gösteriniz var ve yaptığınız hatalar telafi edilemeyecek düzeyde. Bu gidişle yarışma da üçüncü bile olamayacağız."

Hocanın ağır konuşmasını gözden gelmeye çalışmak çok zordu. Aylardır hepimiz bu dans için çabalıyorduk. Heyecanlıydık ve basit yerlerde hatalar yapabiliyorduk. Acımasız davranmanın sırası değildi.

Jisoo sıkkın bir şekilde ofladığında hoca ona döndü.

"Ne oldu Jisoo? Söylediklerimden mi hoşlanmadın?"

"Haddim değil hocam. Ne kadar çalıştığımızı sizde görüyorsunuz. Zaman azaldıkça ister istemez hatalar yapabiliyoruz. Ama bunların telafi edilemeyecek bir yanı olduğunu düşünmüyorum."

Hoca Jisoo'nun cümlelerine sinirlenmişti.

"Önermek istediğin bir şey var mı? Hocalığıma karışmak dışında."

"Öyle bir şey demedim hocam. Size saygısızlık etmem. Sadece Lalisa'nın en önde dans etmesini önermek istiyorum. Hareketleri en düzgün yapan kişi o. Arkalarda olduğu zaman, bizden de etkileniyor ve karışıklık olabiliyor."

Gözlerim hızlıca Jisoo'ya döndü. Bu söylediği şey mantıklı değildi. En önde olduğum zaman daha fazla karıştırma ihtimalim vardı.

"Lalisa'ya sormak lazım," dediğinde bakışlarını bana çevirdi hoca.

"En önde yapabileceğimi düşünmüyorum hocam. Heyecandan tüm dansı batırabilirim."

Jackson araya daldı, "Saçmalama istersen. En iyi dansçımız sensin. Bizi görmezsen daha iyi yapabilirsin ve bizde senden yardım alarak hata yapmadan tamamlamış oluruz dansı."

Stüdyoda ki herkes aynı fikirde olduğunu belirtince ister istemez gerilmeye başlamıştım. En önde olmak demek, dansı izleyenlerin en dikkatini çeken kişi olmak demekti ve ben bu hissi yaşamak istemiyordum.

constellation | liskookWhere stories live. Discover now