platonic

544 55 13
                                    

"İstersen onunla konuşabilirim."

Eunwoo bunu söylerken bir yandan ödevim için yardım ediyordu.

"O bu konuları konuşmak isteseydi bu bir hafta içinde bana ulaşabilirdi. Kavgayı bu kadar uzatmasına gerek yoktu. Nerede olduğu bile belli değil. O yüzden konuşmanı istemiyorum. Kendi gelecek ve benimle düzgünce konuşacak."

Sert sözlerim yüzünden Eunwoo kabullenmiş bir şekilde başını salladı. Jungkook ile bir haftadır konuşmuyorduk. Okula geldiği yoktu ve hiçbir şekilde benimle iletişime geçmiyordu. Jisoo'ya bile sormuştum. O da haberi olmadığını, Chaeyoung'a sorduğunu ve onun da hiç iletişim kurmadığını söylemişti.

Bu huyunu sevmiyordum. Kötü bir şey olduğunda kaçıp gidiyordu ve arkasında bıraktığı insanları önemsemiyordu. Ne halde olduğumdan haberi var mıydı bilmiyorum ama kalbim çok kırıktı. Benden nasıl bu kadar ayrı kalabiliyordu?

Tüm sinirim bir yana, onu gerçekten çok özlemiştim. Her gün birlikte olduğumuzu varsayarsak bu kavga benim için uzun sürmüştü.

"Acaba ayrıldığınızı mı düşünüyor?"

Eunwoo beni daldığım alemden çıkarttığında kaşlarım çatıldı.

"Düşünmüyordur herhalde. Değil mi?"

"Yani... Bilemiyorum. Chaeyoung ile konuşmamanı bu kadar uzatması normal değil. Yüksek ihtimal ona anlayış göstermeni ve yanında olduğunu hissettirmeni bekledi. O gün de benimle çok konuşmadı bu konu hakkında. Yüzleşmeniz sizin için  daha iyi olacak."

"Eğer karşımda bir muhattap görürsem yüzleşeceğim ama yok ki."

Kağıdı masaya doğru bıraktım ve arkama yaslandım. Bu durumdan nasıl kurtulacaktık bilmiyordum.

"Yarın akşam basketbol maçımız var. Gelmez diye düşünüyorum ama ne olursa olsun senin gelmeni istiyorum. Jungkook'un ne yapacağı belli olmaz."

Anlamsız bakışlarım Eunwoo'nun gözlerinde durduğunda yarın onu görebilecek olma ihtimali beni yine de heyecanlandırmıştı.

Gelir miydi bilmiyorum ama bu şansı tepmeyecektim.

"Artık suratını asıp durma. Hazırlan da çıkalım."

Jennie'yi onaylayıp dolabımdan kıyafetlerimi çıkartacağım sırada telefonuma bildirim düştü.

eunwoo: jungkook geliyormuş

Bu duruma başka şartlarda olsam sevinebilirdim ama benimle görüşmeye tenezzül etmeyip basketbol maçına gitmesi ne kadar mantıklıydı? Kafasını dağıtmak için gittiğine emindim ama bu kadar zaman ona yetmemiş miydi? Hala daha neyi bu kadar uzattığını anlamış değildim.

Kıyafetleri giyip evden çıktığımızda havanın soğukluğu yüzüme çarptı. Eğer çok terlerse hasta olabilirdi, bu havada basketbol maçını kim yapmaya kalkışmıştı ki?

Basketbol sahasına geldiğimizde Jungkook'un grubu her zamanki gibi yerini almıştı. Bizi gören Taehyung hızlıca dibimizde biterken, diğerleri bakınmakla yetinmişti. Jennie ve Taehyung sarıldıklarında gözlerim etrafı taradı.

"Soyunma odasında seninki."

Merak etmiyormuş gibi davranmaya çalışsam da rol yapmak zordu.

"Görüştünüz mü hiç?"

Taehyung sorum üzerine anlamsız bir bakış attı bana. Aramızda olan olayları bilmiyor olabilir miydi?

"Evet, yani her gün. Bende kaldı. Haberin yok muydu?"

constellation | liskookWhere stories live. Discover now