comfort

511 57 11
                                    

Üzerime giydiğim hırkanın fermuarını çekerken Jennie'nin bugün olan dans provasında giyeceğim ayakkabıları temizlemesini izliyordum.

"Pis olsa bile bir şey değişmeyecek," dedim ve çamur lekesini çıkartmaya çalışan Jennie'nin yüz ifadesine kıkırdadım.

"Üç gün sonra sahne alacaksınız. Yine bu ayakkabıyı giyeceğini biliyorum. Olur da hazırlanma sürecinde yanında olmazsam diye temizlemek istedim. Temizleme işini senin yapmayacağını çok iyi biliyorum çünkü."

"Bir önemi yok. Zaten hiç hevesim kalmadı."

Derin bir nefes çektiğimde, Jennie sinirlenmiş bir yüz ifadesiyle bana bakıyordu.

"Aylardır bu sahne için hazırlanıyorsun. Evet kolay şeyler yaşamadın ama hayata devam etmen gerektiğini sana yüz kere söyledim. Kardeşinle de iletişime geçtiğine göre yavaştan kendi hayatına dönmelisin. Anneni de gösteriye ben getireceğim. Kadının artık kafasını dağıtması gerekiyor."

"Eğer Jungkook bugün Hoon ile görüşmemi sağlayabilirse annemle konuşturacağım onları. Sesini duymak ona iyi gelecektir."

"Hala Jungkook'un sana böyle bir iyilik yapmasına şaşırıyorum. Her şeyi berbat etti ve şimdi sana iyilik yapıyor."

"Pişman olduğu için yapıyor bence."

Jennie ayakkabılarımı temizlediğinden emin olduktan sonra ayağa kalktı.

"Bence ondan değil," dedi ve kirli ıslak mendilleri çöpe attı. "Bana kızma ama... Sana olan bakışları değişik."

Ne demeye çalıştığını çok iyi anlamıştım ama böyle bir şeye ihtimal vermiyordum.

"Bana bakmıyor bile."

"Sen öyle san. Gözleri senden ayrılmıyor, sen ona baktığında sanki başka yere bakıyormuş gibi davranıyor. İlk başlarda yaptığı şeyden utandığını ve o yüzden pişmanlıkla baktığını düşünüyordum ama Eunwoo ile konuşurken olan bakışlarını görünce fikrim değişti Lalisa. Korkunç bir şekilde Eunwoo'ya kitlenmişti."

"Aralarında problem olduğunu sende çok iyi biliyorsun," dedim ve ayakkabılarımı poşete koydum.

"Peki sen Eunwoo'nun buluşma teklifini kabul ettiğinde neden yüzü düştü?"

"Öyle mi oldu sahiden?"

"Evet, yüzü düştü ve gözlerini kaçırdı. Sana karşı bir şeyler hissetmeye başlamış olabilir. Bunun pişmanlıkla bir alakası olduğunu düşünmüyorum."

"Düşünmek istemiyorum, hadi gidelim artık," dedim ve konuyu kapattım.

Provaya yetişmem gerekiyordu. En azından birkaç saatliğine dans ederek yaşadığım şeyleri unutabilirdim. Sığındığım tek şeyin dans olması beni mutlu ediyordu.

"Adımlarınızda hala daha problem var. Üç gün sonra ki gösteriye bu şekilde mi çıkmak istiyorsunuz sahiden?"

Hocamız bizi azarlarken bu konuşmayı üzerime almıyordum çünkü hata yapmamıştım. Çaprazımda duran Jackson bana yardım dilenir gibi baktı. Dansın üç yerinde yanlış yapıyordu.

"Biraz ara vereceğiz, sonrasında akşama kadar burada tutacağım sizi. İtiraz istemiyorum."

Sınıftakilerden sesler yükseldiğinde akşama kadar canımın çıkacağını anladım. Bana doğru yaklaşan Jackson bir yandan havluyla ensesini siliyordu.

"Bana yardım etmen gerek."

"Çok basit yerlerde hata yapıyorsun. Sana birkaç taktik göstereyim istersen. Ama buradan çıktığında da çalış ki gösteri de sıkıntı yaşamayalım."

constellation | liskookWhere stories live. Discover now