0.2

8.8K 495 195
                                    

Bugün bölüm bu tamam. Gittim.


"Uyan Asu." 

Her sabah aralıksız onu uyandırıp kendine getirmeye çalışıyordum. Derslere geç kalmaktan bölümü tekrar okuması gerekecek devamsızlığa sahip olmuştu. Hazırlıktan olurda kalırsa büyük ihtimalle zorunlu hazırlığı geçemediğinde tekrar gitmesi gerekecekti. O umursamıyorsa ben niye umursuyordum ki? 

"Bugün kendin kalk."  Pes edip odama ilerledim ve çantama tüm ihtiyacım olacak eşyaları tıkarak tekrar onun odasına girdim. Baş ucundaki sürahinin içindeki suyu yüzüne boşalttığımda sıçrayarak doğruldu ve gözlerini kırpıştırdı.

"Bana su mu döktün sen?" Yok. Ne münasebet.

"Dökmedim. Elim çarptı." 

Gözlerini kısıp elimdeki sürahiye baktı. Sürahiyi yere koyup gülümsedim. "Elim çarptı." diye tekrarladım.

"Çok kötüsün Helo." çığlığıyla kulaklarım çınlarken dil çıkarıp evden dışarı attım kendimi. Doğum günlerimi her zaman kendime ayırırdım. Sevdiğim mekanda, sevdiğim içecekle, yine sevdiğim kitabı okuyarak kendimle baş başa kalırdım.

Çantamda Kürk Mantolu Madonna vardı. En sevdiğim.

Kafeye gidip oturduğumda her zamanki kahvemden sipariş vererek kitabımı çıkarttım. Telefonum titredi.

Anne: Bugün doğum gününmüş.

Anne: Hakan hatırlatmasa aklımda bile yoktu.

Anne: İyi doğdun mu denir?

Anne: İyi ki doğdun, Helin.


Kuru bir iyi ki doğdun mu? 

Helin : :)

Bu kadardı. Fazlasına gerek yoktu. Başkalarının basit cümlelerle hayatımda varlıklarını korumuş olmalarına karşı bağışıklık kazanmıştım.

M : Doğum günün kutlu olsun tekrardan. 

M : Güne nasıl başladın?

M : Yine kitaplarınla mı? Yoksa kahvenle mi?

Mesajını umursamak istemesem de parmaklarım ekranda refleksle kaymaya başladı. Ona cevap vermemin bir anlamı yoktu ama istiyordum. Kimsenin umursamadığı, oda arkadaşımın doğum günümü hatırlamadığı bu hayatta benimle ilgili bilgiye sahip ve konuşmak isteyen birini nasıl reddedebilirdim ki?

Neden reddedeyim ki? 

Hem beni çok rahatsız ederse engellerdim olur biterdi. Bu kadar kasmama gerek yoktu.

Helin : Güne nasıl başladım...

Helin : Sabah Asu'ya bir sürahi su döktüm.

M : Bunu sevdim.

Helin : Annem beni doğurmasına rağmen basit bir iyi ki doğdunla doğum günümü kutladı.

Helin : Ama umursamıyorum. 

M : Ebeveynler bazen biraz şey olurlar.

Helin : Ne olurlar?

M : Garip

M : Kalp kırıcı

M : Onlar yetişkin değillermiş gibi bizden yetişkince davranmamızı beklerler.

M : Daha yazabilirim Tavşan.

M : Annenin seni umursamadığına üzülme. 

M : Bazen başkaları umursar ve bu her şeye yeter.

Helin : Gerçekten kimsin? Nereden tanıyorsun beni? 

M: Murat ben. Seni nereden tanıdığım bana kalsın.

Murat güzel isimdi ama yine de M olarak rehberimde kaldı numarası. Arkadaşım değildi ki onu kendi ismiyle kaydedeyim.

Helin: Okuldan mısın?

M: Hayır

Helin: Asu'nun arkadaşlarından biri misin?

M: Tövbe de.

İstemsizce güldüm. Asu iyi kızdı. Bazı garip davranışları olsa da seviyordum onu.

Helin : Aynı mahalle de mi oturuyoruz?

M : Gereksiz detaylar bunlar. Boş verelim birbirimizi ne zaman nasıl tanıdığımızı.

Kesinlikle aynı mahalledeydik. 

 Helin : Ben cevabımı aldım. Artık sus. Kitap okuyacağım.

M : Ne okuyorsun?

Kamerayı açıp kitabın fotoğrafını çekerek ona gönderdim.

Helin :

M : Tarihi eser kaçakçılığından nasıl tutuklanmadın? 

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

M : Tarihi eser kaçakçılığından nasıl tutuklanmadın? 

Helin : Sakın kitabıma laf etme cüreti gösterme. 

M: Konu kitap olunca tırnaklarını gösteriyorsun demek.

Helin : Kitaplarıma laf ettirmem. Karşımda kimin olduğunu umursamamda.

M : Anlaşıldı. Tarihi eser kaçakçısı olduğun için bir daha kitaplarına laf atmayacağım.

M : Söz 😏

Başımı sağa sola salladım. Tanımadığım ve adının Murat olduğunu öğrendiğim kişi benim kitaplarıma saldırıyordu. Hem de göstere göstere.

M :  Keyifli Okumalar

Helin : Teşekkürler

Helin üzümlü kekim...

İZ | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin