2.5

4.9K 351 69
                                    

Bugünün son ve 3. bölümü. 


Helin : Komşu?

M : Tavşan?

Helin : Hangi kattasın?

M : Evime mi geleceksin?

Helin : Neden sorularıma soruyla cevap veriyorsun?

M : Sen neden sorularıma soruyla cevap veriyorsun?

Soru işareti kusmama az kalmıştı.

Helin : Hangi kattasın?

Helin : Evine geleceğim.

Helin : Sende benim evime gelmedin mi?

M : Sen sarhoştun. Seni evine bırakmak için evine geldim.

M : O sayılmaz

Helin : Tamam sende sarhoş ol

Helin : Bende seni evine götürürüm

M : dkjdskfjs

M : Sarhoş olunca seni niye arayayım.

Helin : Kaslı kollarımla taşırım seni dfsjdfhsd

M : Madem araştırma yapmak bu kadar hoşuna gidiyor

M : Sen bul. 

M : Kaçıncı kattayım?

M : Her katta iki daire var. Sekiz daire eder bu

M: Aslında 10 daire var ama ne çatı katındayım ne de bodrum

M : Hadi bul beni.

M : Seni bulduğum gibi beni bul.

Helin : İşte yalan sözler

Helin : Adresimi veren bendim.

Helin : Beni bulmadın ki.

Helin : Senin adresin ne ?

Helin : Durumu eşitlemeliyiz.

M : Bul beni Tavşan

"Bul bönü tovşon." dedim öfkeyle. Söylemesi kolaydı.

"Are you okay Helin?" Dersteydim değil mi ben? Başımı kaldırıp gülümsedim.

"Okay hocam." dedim. 

Kaşlarını çattı ve uzanıp telefonumu aldı. "Derse odaklanman için lisedeki gibi telefon toplamaya başlamam gerek." 

"Ama hoca-"

"Speak English." diye sertçe söyledi. Telefonumu isteyecek İngilizcem yoktu ki? 

"Siz Turkish konuşuyorsunuz. Ben size speak english diyor muyum?" dedim istemsizce. Sınıftan birkaç gülüş sesi duydum. Şaka mı yaptım gülüyorlardı? Ciddi konuşuyoruz burada.

İZ | TextingWhere stories live. Discover now