5.5 - SON

5.2K 370 54
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Veda ediyorum size güzel insanlar. Başka textinglerimiz ve kitaplarımız da olacak. 

Keyifli Okumalar


HELİN SOYORAL

Kafede oturmuş kitabımı okurken aniden karşımdaki sandalye çekildi ve oturan kişinin Murat olduğunu gördüm.

"Beni nereden buldun?" dedi hafif kızgınlıkla. Gözlerimi kıstım. Birincisi onu aramıyordum çünkü sabah evden çıkıp gerçekten zihnimi toparlamak için yalnız kalmam gerekmişti. İkincisiyse bu cümle neden tanıdık geliyordu?

"Beni nereden buldun, diye sordum." diye diretti. Zihnimde beliren anıyla dudaklarım kıvrıldı ve öne eğildim.

"İz? Sapık mısın? Asıl sen beni nereden buldun?" Yıllar önce ikinci tesadüfi karşılaşmamızda gerçekleşen diyalogdu bu. Onu kumsalda ardımda bıraktığıma bir ay boyunca pişman olmuş sürekli o kumsala gitmemek için kendimle savaşmıştım. Onu tekrar görünce korkuyla karışık heyecan hissettiğimi anımsıyordum.

"Günaydın." dedim içimdeki karamsarlığı götürmüş olduğunu fark ederek. Gerçekten ilacım oydu. Ne elimdeki kitap ne sözcüklere dökmem... Beni rahatlatan onun bakışlarıydı, yüzünde herkesin rahatsız olduğu ama benim huzur bulduğum izi.

"Günaydın. Daha iyi misin?" Başımı aşağı yukarı salladım.

"Çok daha iyiyim." dedim onun varlığından kaynaklandığını belli edercesine.

"Ne okuyorsun?" dedi uzanıp kitabımı alırken. "Yine mi Kürk Mantolu Madonna?" Başımı onaylarcasına salladım. Elime ilk geçeni almıştım ama geldiğimden beri sayfayla bakışmaktan başka kitaba ellememiştim.

"Öylesine. Okuyamadım zaten." kitabı kapatıp çantama koydum. "Okumaktan zevk alacağım tek kitap şu an karşımda olduğu için-" dirseklerimi masaya yaslayıp çenemi avucuma yasladım.

Konuşmadan birbirimize bakarken onun şapka ve maske olmadan dışarı çıkmış olduğunu fark ettim. Elimi uzatıp iz olan yanağına avuç içimi sürttüğümde gözlerini kapattı.

"Neden dışarıya çıktın? Dinlenmen gerekiyordu." Elimi yüzünden çekip avuç içime elini sürttü ve gözlerini araladı. "Dinleniyorum şu an." Parmaklarımı tek tek okşadıktan sonra parmaklarımızı kenetleyip elimi tuttu.

"Bizim kaza geçirmemiz senin suçun değil. Geçmişte yaşadıklarının hiçbiri senin suçun değil." Bilmek bir şey ifade etmiyordu ki. Hiçbir şey benim suçum değildi çünkü çevremdeki pislik insanların bana karşı başlattıkları savaştı bu. Benim üzüldüğüm bu değildi. En azından artık bu değil.

İZ | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin