0.9

5.3K 371 36
                                    

Dün iki bölüm paylaşmıştım. Bugünde iki bölüm atacağım. Haberiniz olsun <3

Mutsuz bir şekilde evde televizyon izlerken Asu yanıma çöktü. Omzuyla omzumu dürttüğünde ona döndüm. Yüzünde makyaj yoktu ve bu kıyamet kopacağının kanıtıydı.

"Ne oldu sana." dediğimde gözlerini kırpıştırdı. "Melih'ten ayrıldık."

O kimdi ya? Mehmet'ten sonra mı önce miydi? 

"Geçen yıl Melih'le ayrılmadınız mı?" diye sordum. Bana kızgın gözlerle bakınca "Geçen ay ayrılmadınız mı?" Kaşları çatıldı. "Bu hafta ayrıldınız?" 

"Helo ya. Kitapta falanca sahne nerede desem sayfasından satırına kadar söylersin. Benim anlattıklarımı neden aklında tutamıyorsun ki?" 

Kendi değişken aşk hayatını kitaplarımla bir mi tutmuştu o? 

Sakin ol Helin. O hiç kitaplara değer vermemiş ki nereden bilsin?

"Neden ayrıldınız?" diye sordum formaliteden. Sebepler hep aynı olurdu. Onu kısıtlamaya başlarlardı veya onun daha iyilerine layık olduklarını söylerlerdi. İkincisine katılıyordum. Daha iyilerine layıktı.

"Dün neden dışarı çıkmışım ona haber vermeden?" Ne? Erkekler kapatılsın.

"Tasmamı takmamışsın o yüzden deseydin." dediğimde duraksayarak bana baktı. 

"Sahibinmiş gibi gaza gelmiş ya. Yakında sana hav hav dedirtirmiş. Boş ver gitsin." 

"Helo seni bazen cidden anlayamıyorum. Yanına kimseyi yaklaştırmıyorsun. Birini hayatından çıkartmaktan da korkmuyorsun. Neden?" Bu da soru mu ayol?

"Ben insan sevmiyorum." dedikten sonra göz kırpıp televizyona döndüm. 

"Bence sen insanların seni benimseyip sevmesinden korkuyorsun." Hayır. Ne münasebet. 

"Asu televizyon izliyorum. Susar mısın?" İzlemiyordum ama yine de daha fazla konuşup düşüncelerimi. Yanımdan kalkıp gittiğinde arkama yaslandım ve titreyen telefonuma baktım.

Annem : Abin evleniyor. Sınavların bittikten sonra biletini alıp eve gel.

Annem : Abin için önemli bir gün.

Annem : Orada mutlaka ol!

Emrin olur. Telefonu sıkıca tutup televizyonu kapatarak balkona çıktım. Boştaki elimi parmaklığa sarıp derin nefes alıp verdim. Abimin düğünü vardı ve ben tekrar evime dönmeliydim. Geçici bir süre olsa bile sinirimi bozuyordu bu durum. 

M : Nasılsın?

Helin : Berbat hissediyorum.

M : Her şey yolunda mı? 

Helin : Yolunda

Helin : Her şey yolunda olacak kadar basit ama aynı zamanda olmayacak kadar karmaşık

M : Gerçekten iyi misin?

Helin : Değilim. 

M : Ben iyi olmadığım zaman gökyüzündeki yıldızlara bakıp derince havayı çekiyorum ciğerlerime

Dediğini yapıp gökyüzüne baktım ama İstanbul'da yıldız görmek mucize gibi bir olduğundan sadece aya bakabilmiştim. Derin nefes alıp telefonda mesaj yazmaya başladım.

Helin : Gökyüzünde yıldız yok ki

M : Benim baktığım tarafta var

Bakışlarım perdeleri çekilmiş evlerde dolaştı. Benden başka kimse ne penceredeydi ne de balkonda. Birinci katta oturuyorduk bu yüzden diğer daireler üstteydi. Bakışlarımı mahallenin kaldırımlarında gezdirirken sokak lambalarının aydınlatamadığı köşede bir karaltı seçebildim.

Korkmalıydım. Tedirgin olmalıydım. Ama bunlardan hiçbirini hissedemiyordum. Gözlerim karaltıdayken berbat ruh halim dağılır gibi oldu. 

Bu doğru değil. Olmamalı.

Bakışlarımı ayırıp telefona çevirdim.

Helin : Evim konusunda anlaşmıştık. 

M : Evine gelmedim. Kendi mahallemdeyken balkona çıkmış seni gördüm.

M : İyi olduğunda gideceğim. 

Onun olduğu tarafa baktım. Direğe yaslayıp kaldırıma oturdu. Neden tüm itici davranışlarıma rağmen benimle kalıyorsun Murat? Seni unutmak sanki dünyadaki en büyük hatammış gibi geliyordu. Kimsin sen?

Helin : Hava soğuk.

Helin : Kaldırımda oturma 

Helin : Çocuğun olmaz bak.

Yazıp gönderdiğimde mahallede uzaklardan gelen bir kahkaha duydum. Başını sağa sola sallayıp telefona eğildi.

Gülüşünü sesli bir şekilde istesem abartılı olur?

Sapık mısın Helin ?

M : Bunu incecik kıyafetlerle sürekli dışarı çıkan sen mi söylüyorsun?

Eğilip üzerimdeki eşofmanıma baktım. Gerçekten bu soğukta ne işim vardı. Üşüyordum resmen.

Helin : Dediğimi yap, yaptığımı yapma misali

M : Anladım

 M : O zaman dediğimi yap yaptığımı yapma ve içeri girip sıcak çikolata yap kendine.

Helin : Sen?

M : Bende eve gitmiş ve kendime aynı şeyi yapmış olacağım.

Helin : Tamam.

Helin : O zaman görüşürüz.

M : Görüşürüz

Oturduğu yerden ayaklandığını gördüm. İçeri girdiğimde camdan kısa süre karaltısını izledim. Mahalleye girmek yerine köşedeki bakkala gitti. Bir süre beklesem de bakkaldan çıkmayınca pencereden uzaklaştım ve mutfağa adımladım.  

Garip bir şekilde daha iyi bir ruh halinde hissediyordum kendimi. Sebebi yüzünü hatırlayamadığım adamdı.


Sonraki bölümü de atacağım. Unutmayınız...


İZ | TextingDonde viven las historias. Descúbrelo ahora