3.9

4.6K 369 31
                                    

Sizi sevenlerle karşılaşmanız dileğimle...


Üzerime Murat'ın ödünç verdiği bol eşofman takımını geçirirken ıslak saçımı havluya dolamıştım. Ev dışarıdan daha soğuktu ve Murat gelir gelmez petekleri yakmıştı. Bulunduğum banyodan çıktığımda mutfaktan süzülen ışıkla aydınlanan koridorda ilerledim. Çorabıma kadar kıyafetlerim ıslandığı için peteklerin üzerine koyup üzerimdeki sweatshirtün bileklerini çekiştirerek mutfağa girdim. 

Çaydanlığın içine kuru papatya atarken kaynar su dökerek kapağını kapattı ve iki kupa çıkartıp tepsinin üzerine koydu. Hareketleri hızlıydı. 

"Kendi yemeklerini nasıl yapıyorsun?" diye sorduğumda sanki orada olduğumu biliyormuş gibi irkilmeden bana döndü. 

"Senin kitap okuma aşkın gibi benimde yemek yapma aşkım var desem?" En sevdiğim erkek modeli işte bu. Hafifçe gülümsediğimde gözlerini kısarak beni süzdü. 

"Yakışmış." derken ki sesi o kadar sıcak ve kışkırtıcıydı ki elimi eşofman altıma sürterek gözlerimi kaçırdım.

"Sapık herif." dedim fısıldayarak, duymuş olacak ki güldü ve tek kelime söylemedi.

"Maskenle mi kalacaksın?" diye sorduğumda başıyla onayladı. Papatya çayını nasıl içecekti o zaman? 

"Demir ikizin mi?" kaşları çatılır gibi olduğunda gözlerini tepsiye çevirdi. "Tek yumurta ikizisiniz. Değil mi?" Dudaklarımı ıslatırken saçımdaki havluyu çıkarttım ve ıslak saçlarım omuzlarıma döküldü. Saçlarımı havluyla sarmaktan nefret ederdim. 

"Evet." dediğinde gülümsedim. O zaman yüzünü biliyordum. "Ama belirgin farklılıklarımız var." gözlerimi kıstığımda bana döndü.  Yalan söylüyordu. 

"Maskeni bugün çıkart." dediğimde olumsuz bir şekilde başını salladı. Saçlarımı kulağımın arkasına tıkarken mutfaktan çıktım ve banyoda gördüğüm fuları alıp geri döndüm. Gözlerini kıstığında gülümsedim ve gözlerimi bağladım. 

"Ne yapıyorsun?" diye sesini duyduğumda eş zamanlı olarak adımları bana yaklaştı. Eli fuları çekiştirdiğinde eline tokat çarptığım için elini uzaklaştırdı.

"Maskeni çıkart. Madem yüzünü görmemi istemiyorsun. Görmem. Çayını rahat içeceksin." Çenemi dikleştirdim.

"Gözlerine bakmayı seviyorum Tavşan. Çıkar şunu." dedi ikna etmek adına yumuşak bir ses tonuyla. Başımı sağa sola salladım.

"Adil ol. Yüzünü benden gizliyorsun. Bende gözlerimi senden giz-"

"Zaten gözlerine hasretim!" dediğinde kelimelerim boğazıma dizildi. "Onca zamandan sonra şimdi de sen mi alıyorsun gözlerini?" 

"Sende benden gülüşünü alıyorsun." diye mırıldandım. "Tek hasret yaşayan sen değilsin Murat." Derin nefes alıp verdi. 

"Seni zihnim unuttu. Ruhum değil. Ne zaman gülsen gözlerinin kenarı kırışsa gülüşünü görmek için can atıyorum. Kahkahanın sesi ne kadar canlandırıcı. Masken gidecek." Derin nefes alıp verdim. "Artık oyunlar değil gerçeklere ihtiyacım var. Yeterince uzaklaştık. Artık uzak durmaya niyetim yok." 

Aferin kız Helin. Böyle ol.

Geçmişimi öğrenmişken benim aklım fikrim Murat'taymış gibi davranıyordum. Fikrim Murat'tı ve aklımın onu hatırlaması için can atıyordum. Konuşmamız gereken konu ne beni o hastaneye tıkanlardı ne de babamdı. Bana iyi geleni konuşmak istiyordum. Murat'ı. 

İZ | TextingWhere stories live. Discover now