9. Bölüm

5.2K 306 56
                                    



  Sabah yine kapımın çalınmasıyla uyandım. Gir dememi beklemeden Kaan içeri girdi.

"Kalk hadi . Okula geç kalıcaksın."

Yorganı daha da üstüme çekip konuşmadım. O da gelip yorganı üstümden çekti.

"Bak hala. Oğlum kalksana lan."

"Ya rahat bırak beni!" diye çemkirince bir kaç saniye sessizlik oldu. Gözlerimi hafif açıp bakınca şokla bana baktığını gördüm. Ne yani görünüşümden dolayı her zaman nazik biri olmamı bekliyorlarsa daha çok şaşırırlardı.

Umursamadan tekrar yorganı çekip kollarımı tutarak kaldırdı. Uyuşuk şekilde oturur hale geldim. Bugün hiç enerjim yoktu.

Beni ayağa kaldırıp banyoya doğru iterek yürüttü.
"Hadi elini yüzünü yıka. Bekliyoruz seni aşağıda."

"Tamam be tamam."

Kıkırdayarak bir şey demeden odadan çıktı. Bende kaçan uykumla huysuzca sinirimi etraftaki eşyalardan çıkararak hazırlanıp  çantamı da alarak aşağı inmeye başladım. Okul çantamı dün geceden hazırlamıştım.

Yemek odasına girince çantamı girişteki masanın üzerine koydum.Herkes masaya oturmuş kahvaltı ederek sohbet ediyorlardı. Yağız yoktu. Onunla iyi anlaşınca ayrı düşmek üzmüştü beni. Bu evi en azından çekilebilir kılardı. Neyse en azından okulda görürdüm. Bugün yeni okuluma başlayacaktım. Hiç memnun değildim değişmesinden ama yapacak bir şey yoktu.

Yerime geçip oturdum. Aslı hanım , Ünal bey ,Kenan ve Kaan abi günaydın demişti. Diğer iki abi ben yokmuşum gibi kahvaltılarını ediyorlardı. Haspama bak sen!

Bende saygımı bozmadan karşılık verip önüme döndüm. Ve yemeğimle ilgilendim. Sabahları iştahım çok olmazdı ama laf etmemeleri  için ufaktan atıştırıyordum.

"Oğlum seni ben bırakıcam okula. Kahvaltın bitince bekle beni."

Ünal bey konuşunca ona bakıp kafamı salladım.

Bir süre sonra Kenan ve Karan ayağa kalktığında ceketlerini giyerlerken masadakilerle vedalaşarak işe gittiler. Gitmeden önce Kenan bana bakıp ufak bir tebessümle göz kırptı. Hiç bir tepki vermeden önüme döndüm. Garip hissetmiştim.

Ben sessizliğimi korurken Ünal bey oğullarıyla konuşuyordu. Galiba akrabalar hakkındaydı. Ve de şirket. Aslı hanım benim yanımda oturuyordu. Tabağıma baktığı zaman kaşlarını çattı.
"Oğlum yesene. Okula gidiceksin . Aç acına olmaz."

"Çok aç değilim."

Bana aldırmadan tabağın kenarından çatalımı alarak önümüzdeki sigara böreğini alıp ağzıma uzattı.

Ne kadar kafamı geri çekmeye çalışsam da direterek ağzıma soktu. Ben bıkkın bir ifadeyle bakarken ağzımdakini çiğniyordum. Gülüş sesleri duyunca kafamı çevirip diğerlerine baktım. Bizi gülerek izliyorlardı.

"Yarasın benim oğluma. Bu tabak bitmeden kalkamazsın bu masadan."

Aslı hanım yine beni takmadan tabağımdaki diğer kahvaltılıklardan tıktı ağzıma. Karşı çıkmak için ağzımı açtığımda fırsattan istifade sokuyordu çatalı ağzıma. Bir yerden sonra sinirlerim bozulunca bende gülmeye başlamıştım. Ama sadece sinirlerim bozulduğu için!

Herkes durmuş beni izlerken utanarak bakışlarımı sadece Aslı hanım'a cevirdim. Gülümseyerek , bir anne şefkatiyle bakıyordu bana. Bir an olsun kendi ailemi unutmuştum. Kendime gelerek yüzümdeki gülümsemeyi sildim ve masadan kalktım. Zaten tabağım bitmişti.

CENK (BL)-GerçekaileHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin