15. Bölüm

4.1K 246 101
                                    

Yorum yapın lütfen. Her şey sizin düşüncelerinize göre ilerliyor çünkü ilhamı sizden de alıyorum bazen ;)

Oo yeee nice readings!

~~~~~~~~~~~~~

Babam akşama doğru eve gelip bizden olan biteni dinledi. Bir elinin soyulmuş olduğu gözümüzden kaçmadı. Bize şantiyede ufak bir kaza geçirdiğini söyledi. Öfkeliydi ama öfkesini arka plana atıp anlayışlı davrandı Yağız'ın olanları anlatırken ki çekingenliğinden dolayı. Yağız'ı kolları arasına alıp dakikalarca sevdi, güven dolu cümleler kurdu. Şu an tek odağımız oydu. Keşke dedim. Keşke bir siktiğimin karışma olayından dolayı bunları yaşamadaydı. O her zaman naif bir çocuktu.

Bize bunları yapanlarla ilgileneceğini söylemişti. Annem ise hemen toparlanmış ve ilgi manyağı etmişti ikimizi de. Duş alıp bu evdeki odamda bulunan kıyafetlerimden giyindim. Kendimi tekrar eskiye dönmüş gibi hissettim. Bem yüzümdeki yaraları unutmuş, Yağız ise yaşadıklarını unutmuş gibi gülmekten kırmızıya dönmüş haldeydik. Bu güzel bir şeydi.

Tabi ben bu saatler içerisinde gerçek ailemi unutmuştum.

Annem, ben ve Yağız tezgahın başında akşam için bir şeyler hazırlıyorduk. Babam ise yaptığımız yemeği tatmak için bizi izliyordu. Neşeli dakikalarımız kapının çalınmasıyla bölündü. Babam geldiği zaman evdeki yardımcılar evden gittiği için kapıya babam gidip baktı. Biz de kaldığımız yerden devam ettik. Her zaman böyle olmayı dilemiştim.

"Cenk!" İçeriden bana seslenen Giray'ın sesini duyunca afalladım. Kapıya doğru ilerledim. Diğerleri de arkamdan geliyordu. Kapının önünde babam ve Giray'ı konuşurken buldum.

"Kusura bakmayın Yavuz bey. Ama annesi emretti efendim ." Dedikten sonra bakışları beni buldu. Kaşları çatıldı. Babam bana döndü.

"Oğlum." Dedi. Aslı hanım'ın eve gelmemi istediğini duymuştum. Babam zaten Ünal bey ile anlaşmıştı bu konuda ama, eşi kabullenmiş değildi sanırım. Kaderime razı gelip derin bir iç çektim.

"Tamam baba. Ben artık gideyim." Dedim ve hepsiyle vedalaştım. Çantamı da alıp Giray'ı arabaya kadar takip ettim. Arabaya binince bana döndü.

"Kim bu hale getirdi seni?" dedi. Yüzümü inceliyordu.

"Okuldan birileriyle takıştım. Önemli bir şey değil." Diyerek geçiştirdim. Evet. Bulduğum bahane buydu. Evdekilere de bunu anlatıcaktım. Yağız olanları onlara bahsetmemizi istememişti.Umarım üstüne çok düşmezlerdi.

"İsim ver, isim." Dedi. Oflayarak önüme döndüm. Bu niye bu kadar sorguluyordu ki.


"Ya okul kavgası işte. Neyini soruyorsun. Biz kendi aramızda hallederiz. Başkalarını işin içine sokup rezil mi olayım istiyorsun?" Dedim geveleyerek.


Bir şey demeden önüne döndü. Arabayı eve sürdü. Yolculuk uzun geçtiği için bir ara uyuya kalmıştım. Kolumdan dürtüp uyandırdı. Yerimde gerinip eve doğru ilerledim. Gitmeden önce Giray'ın telefonda Ünal bey ile konuştuğunu duydum. Evde değildi sanırım. Kapıda beni oldukça endişeli gözüken Aslı hanım karşıladı.

"Oğlum." Beni kendine çekip sıkıca sardı. Ayrılıp yüzümü elleri arasına aldı, gözleri yüzümü turluyordu.

"Noldu? Kim yaptı bunu. Canın yanıyor mu? Hadi geç içeri." Diyerek beni yukarı odama ilerletti. Odama girince beni yatağa oturtup ellerimi tuttu. Gözleri kızarıktı. Ağlamış mıydı?

"Yavrum söyle artık. Nasıl oldu bu?" Boğazımı temizledim.

"Birileriyle tartıştım. Onlar durmayıp ileri gitti. Ama merak etmeyin hallettik." Dedim.

CENK (BL)-GerçekaileWhere stories live. Discover now