20. Bölüm

1.8K 146 37
                                    

Yazarken eğlendim baya.

İyi okumalarrr

——————

   Gece uykumdan kusma dürtüsüyle uyandım. Sersem bir şekilde kalkmaya çalıştım. Ayağa kalktığım gibi yere kustum biraz. Sonra koşa koşa tuvalete geçtim. Midemi boşalttıktan sonra gelen acı tat ve ağrıyla sert soluklar alıp verdim. Boş öğürtüler sonrası başımın ağrımasıyla bağırmaya başladım. Acının yanı sıra korku hissetmiştim. Yalnızken bir yerim ağrısa hep korkardım.

Şu an hiçbir şeyle baş edicek gücüm yoktu. Ağrıya dayanamıyordum. Acıdan gözümü açamıyordum. Ay ışığının aydınlattığı tuvaletin yarı açık kapısının duvara çarpma sesini duydum. Işığın yanmasıyla gözlerimi açtım.


"Cenk noldu abim?" Kenan abinin yanıma gelmesiyle gözyaşlarım daha da çoğaldı. Çocuk gibi ağlıyordum şu an. Ağlamamın arasından zar zor karnımı gösterip ağrıdığını anlatmaya çalıştım.


"Tamam abim şimdi hastaneye görücem seni. Az dayan hadi abicim." Önce ayağa kaldırmayı denemiş sonra olmayınca bacaklarımdan ve sırtımdan tutup kucaklamıştı. Git gide artan ağrıyla sesimi de tutamayıp çığlık çığlığa ağlıyordum. İnanılmaz bir ağrıydı. Bir an önce bitmesi için her şeyi yapardım. Beni merdivenlerden aşağı indirirken babam ve diğerleri de gelmiş sorularına cevap alamayınca arabaya binmemize yardım etmişlerdi. Etrafta neler olup bittiğini takip edemiyor kendi acımla uğraşıyordum. Bir elim karnımdayken diğer elimle Kenan abinin bileğini sıkıyordum güç alırcasına. Hala kucağında tutuyordu beni. Zaten hareket edince daha kötü oluyordum.

Aslı annemin elini hissediyordum başımda. Sakinleştirici şeyler söylüyordu. Arkada yanımızda oturuyordu sanırım. Yüzümü öpüp okşayıp acımı dindirmeye çalışıyordu. Bu yaptığı ilk başta hissettiğim kötü hissi götürmüştü içimden. Durmadan anne diye sayıklıyordum. Son gaz giden arabayla bir kez daha bulandı midem. Kalan son sıvıyı da çıkardım ağzımdan , Kenan abimin omzuna doğru.


Tekrar hareket ettikten sonra bir yere yatırdılar beni. Yattığım yerden kıvranmaya başladım. Sebebini bilmedikleri gelişme yüzünden hemşireler önce teşhis için bir odaya götürdüler. Tanımadığım hemşireler devralmıştı şimdi annemin yerini. Kollarımı okşayıp nerelerin ağrıdığını sordular. Zar zor üst karnımı ve başımı gösterip bir şeyler geveledim ağzımdan. Beni onaylayıp üzerimdeki tişörtü çıkarmaya başladılar. Bir süre sonra doktor olan adam geldi. Hemşireler ona olabilecek sorunu söylediklerinde eldivenlerini takarken bana yaklaştı.

"Tamam delikanlı. Az daha sık dişini hızlıca halledicem."

"Tam-tamam." dedikten sonra onlardan tamamen koptum. Doktor, hemşireler ile seri şekilde konuştuktan sonra vücuduma bir kaç iğne yaptıklarını hissettim. Dakikalar süren süründücü acıdan sonra yavaş yavaş kayan bilincimle rahat bir nefes verdim. Acım hafiflemişti artık. Gözlerimi ağır ağır kırpıştırırken vücudumda bir şeyler yapan hemşireleri ve doktoru izledim. Kafamı diğer tarafa çevirince pencerenin arkasından beni izleyen biyolojik ailemi gördüm. Gözlerinde endişe ve stres vardı. Şaka gibi ama gıcık Karan bile endişeli haliyle beni izliyordu.

—————

Sanki çok uzun süren bir uykudan uyanmış gibiydim. Gözlerimi yavaş yavaş açtım ve odadaki ışığa alışmaya çalıştım. Hastane odasında yatıyordum ve birkaç cihaza bağlıydım. Annem ve babam vardı odada. Annemi kolunun altına almış oturuyorlardı koltukta. Ses çıkarmadan izledim onları.

CENK (BL)-GerçekaileWhere stories live. Discover now