19. Bölüm

2K 145 101
                                    

Bölümü okuduktan sonra neler olacağını ya da olmasını hayal ettiklerinizi yazarsanız güzel olabilir bence.

Kafanızda nasıl canlanıyor bu kurgu merak ediyorum.

İyi okumalar#

_______________\_______________


  Yavuz babamda diğerlerine katılmış ve birkaç saat içerisinde Yağız'ı bulmuşlardı. Detaylı konuşmayıp yolda olduklarını söylemişlerdi sadece. Deliriyorduk meraktan. Aslı anne bu sırada Serpil anneye çok destek çıkmıştı. Şaşırmadan edememiştim. Her an ters düşeceklerini düşünürdüm tanıştıklarından beri. Bu iyi bir şeydi. En azından ekstra gerilmemiş oluyordum.

 
  "Oğlum geç otur şuraya. Başın dönecek."  Ağlamaları çoktan durmuş soğukkanlılıkla Toygar'a karşı kinlerini sıralıyorlardı. Aslı annenin uyarısıyla yerimde saymayı bıraktım. Stresten midem bulanıyordu fena halde. Ama kendimi tutuyordum. Yağız'ın iyi olduğunu görene kadar bir yere ayrılmayacaktım. Bundan sonra durumlar nasıl olur bir fikrim yoktu. Düşünmek de istemiyordum. Çünkü üsteledikçe çıkmaza giriyordum.

Bir süre daha beklemenin ardından dışarıdan araba sesleri duyuldu. Dış kapı açılıp içeri girdiler sırayla. Annemler benden önce ayaklanıp Yavuz babamın kolunun altındaki Yağız'a koşmuşlardı. Derin bir oh çektim onu gördüğümde. Çok şükür ki gayet iyi görünüyordu. Hasar yok gibiydi vücudunda. Ama neler hissettiğine gelecek olursak biraz çekingen duruyordu ilk zamanlardaki gibi.

"Annem! İyi misin bebeğim?" Annesi onu sıkıca sarmalayıp öperken soru soruyordu. Herkes oldukça sakindi. Abi tayfası da rahat tavırlarla yemek odasına geçmişlerdi. Ünal babamda eşinin yanına gelince bir şeyler konuştular kendi aralarında. Aslı annenin yüzündeki rahatlamaya tanık olunca ne söylediğini merak etmiştim. Yağız, annesi ve babasıyla konuşuyordu. Onları izlerken en büyük abi Kenan bana doğru yaklaştı. Kaşları hafif çatıktı. Saçlarımı karıştırıp ardından avucunu alnıma ordan yanaklarıma yasladı. Yanımda durup göz kırptı sorarcasına.

"İyi misin? Bembeyaz olmuşsun." Rahatlamışlıkla derin bir iç çektim. Geriye doğru sendeliyordum ki omuzlarımdan Kaan abinin tutmasıyla dengemi sağladım.

"Yok bir şey. Başım dönüyor sadece. Yağız şu an önemli olan." Kaan abi güç vermek istercesine omuzlarımı sarstı. "İçin rahat olsun hiçbir sıkıntı yok." Beni avutmak istercesine sakin tonda konuştu. Onu başımla onaylayıp tekrar döndüm önümdeki manzaraya. Rahatlamıştım. Aslı anne Yağız'a sarıldıktan sonra annesiyle üst kata yollamıştı. Ardından yemek odasına geçmişlerdi. Ben ve babalarımız kalmıştık sadece. Ünal bey beni görünce aynı Kenan abi gibi çatık kaşlarıyla yaklaşıp eliyle alnımı yokladı. Çok mu kötü görünüyorum da yoklayıp duruyorlardı?

"Aslanım iyi misin? Rengin atmış." Ellerinin serinliği iyi gelince biraz daha ittirdim avucuna doğru kafamı.

"İyiyim. Stres oldum ondandır." Alnımı öpüp sıkıca sarıldı. Beklemediğim hareketle kıpırdayamadım bir kaç saniye. Gözlerim Yavuz babama çarptığında çok ufak bir  tebessümle bizi izlediğini gördüm. O an tanımlayamadığım bir rahatlama yaşamıştım. Hafif de olsa ferahlamıştı içim. Ünal babam benden ayrılıp omuzlarımdan tutup iterek yemek odasına doğru ilerlettiğinde kafamı geriye doğru çevirdim.

"Hadi gel bir şeyler ye. Merak etme birazdan konuşursunuz Yağız'la." Odaya girince tekrar ona dönmeye yeltendim.

"Aç değilim ki ben.Yağız'ın yanına gitmek istiyorum." Karşıma dikilip önümü kesti. Bu sefer benimle konuştuğunda yaptığı gibi biraz eğilmedi.Ellerini ceplerine koydu. Boyu benden uzundu da. Kafamı kaldırdıkça kaldırdım. Bu sefer sert , itiraz istemeyen bir surat ifadesiyle bakıyordu.

CENK (BL)-GerçekaileWhere stories live. Discover now