12. Bölüm

4.1K 246 17
                                    

Birazdan bir bölüm daha yayınlayacam. Haberiniz olsun!.!.!.!.!.

~~~~~~~~~

  

    Ananı satayım dedim bu nasıl bir şey. Klozetin kapağını kapatıp sifonu çektim. Ayağa kalkıp lavaboya gelip elimi yüzümü yıkadım. Başım çatlıyordu. Midem alt üst olmuştu.

Burak nasıl bir içecek yaptı bilmiyorum ama beni fena çarpmıştı. Normalde böyle olmazdı ama içtiğim şeyde problem vardı,kesinlikle benden kaynaklı değil. Kendime gelip odaya geçtim. Telefonumu 5 dakikalık bir arayıştan sonra buldum. Saat 9'a geliyordu. Neyseki alarmım sayesinde uyanmıştım yoksa öğlene kadar uyurdum. Yağız'dan ve babamdan mesaj vardı.

Yağız: Günaydın

Bugün bir şeyler yapmak istiyordun hala istiyorsan yapalım.
(8:12)

Ben: Günaydın

Tamam o zaman birazdan konuşuruz.


-

Babuş: Oğlum
(7:09)

Ben: noldu baba?

İkisindende cevap alamamıştım. Büyük ihtimalle kahvaltı falan yapıyorlardı. Kahvaltı demişken bu sabah çok aç hissediyordum. Acilen yemek yemem lazımdı.

Üzerime rahat bir şeyler giyip çıktım. Aşağı ilerlerken şakaklarımı ovuyordum. Yemek masasına baktığımda gözüm şokla aralandı. Kahvaltı saatini geçirmemiştimki. İlk defa aç uyanmıştım ve kahvaltı yoktu! Ayrıca etrafta kimsecikler de yoktu. Mutfağa girdiğimde çalışan ablaların bir şeyler hazırladıklarını gördüm. Beni gördüklerinde gülümseyerek günaydınlaştılar.

"Oğlum babanlar seni bekliyor kahvaltıya. Kış bahçesindeler." Dedi en büyük abla.

Ha tamam. İyi o zaman. En azından kahvaltıyı kaçırmamıştım. Teşekkür edip geçen bana tanıttırdıkları kış bahçesine doğru ilerledim.

Büyük masaya yerleşmişlerdi. Bende hızlıca boş bir yere oturdum.

"Günaydın" Hep bir ağızdan günaydınlaşmış ve sohbete devam etmişlerdi. Yan tarafımdaki Aslı hanım bana dönüp saçlarımı okşayıp avucunu yanağıma yasladı. Tepkisiz kaldım. Ünal bey de masanın en başında arkasına yaslanmış bana bakıyordu. Göz göze gelince tebessüm etti.

"Cenk oğlum gecen nasıldı? Eğlendin mi?"

Masadakilere göz gezdirince tanımadığım iki kişinin daha olduğunu gördüm. Beni dikkatle izliyorlardı. Ayrıca masada Doğan eksikti. Dün ona ne olduğunu bilmiyordum. Kenan ve Karan ara sıra esniyordu. Ama bizim aksimize Kaan çok dinç duruyordu. Boğazımı temizleyip konuştum.

"Evet. Güzeldi."

"Artık daha sık tekrarlarız. Başka planlarımız da var hem." Dedi Kaan. Karan'a baktım istemsizce. Ama o umursamazca telefonuna bakıyordu.

"Aa birazda annesi ve babasıyla gezsin. Bunca yıl sonra kavuştum hiç fırsat geçmedi elime oğlumla hasret gidereyim." Aslı hanım sitemle konuştu. Resmen benimle vakit geçirmek ve konuşmak için can atıyordu.

Ünal beye baktım. Duygu yüklüydü bakışları. Onlarla yakınlaşmamı, kabul etmemi dört gözle bekliyorlardı. Ama ben hala onlara kızgındım. İçimde her zaman kalacağını düşünüyordum o kızgınlığın. Henüz oturup kendi içimde düşünmemiştim olanları. Sessizlik olup bakışlar bana döndüğünde gerilmiştim.

  "Yeğenim bak bunlar benim oğlanlar. Tanışın." Dedi Tarık amca sessizliği bozarak. Bu adamdan biraz çekiniyordum. Çok ciddi ve korkutucu gözüküyordu. Ünal beyden daha sert bir aurası vardı.

CENK (BL)-GerçekaileWhere stories live. Discover now