...

768 1 0
                                    

zevkin en üst derecesini tatmaya ulaşmasıydı. Beni kendi gayesi için yeterli derecede ateşlendirdiğine emin olarak yorganı sıyırdı. O anda kendimi çırılçıplak olarak gördüm. Düzeltmeye gücüm yetmediğinden gömleğim boynuma ka- dar çıkmıştı. Yanar bırakılmış mumun titrek işığı bütün vü- cudumu aydınlatırken yüzümdeki kızarıklık bir utançtan çok yüksek bir zevkin ifadesini taşıyordu.

-"Hayır!" dedi Phoebe. "Bu hazineleri benden saklama- malısın, benim tatlı kızım. Ellerim kadar gözlerim de bu ziyafetten faydalanmalı... Bırak bu göğüsleri gözlerimle yi- yeyim... Gel bir kere daha öpeyim ne olur... Ne kadar da dolgun ve beyaz... Ne kadar da güzel! Ya orası? Oh! Bırak şu küçük, narin yarığı seyredeyim... Dayanamıyorum, da yanamıyorum..."

Bunları söylerken elimi alıp kolayca tahmin edeceğiniz ye- rine götürdü. Aynı yerde benimki ile arasında ne büyük bir fark! Elim olgun kadının kılla kaplı bölgesinden geçti ve itil- digi boşluğa kolayca girdi. Kadın bundan sonra kendini ileri geri oynatmaya başladı. Az sonra ıslak ve yapış yapış olan elimi dışarı çıkardığımda Phoebe iki üç defa oh diyerek içi ni çekti. Ruhunu dudaklarından dışarı verecekmiş gibi beni büyük bir şehvetle öptükten sonra yorganı üzerimize örttü.

Yatak arkadaşım biraz daha sakinleşince beni bırakmış- u. İçine sürüklendiğim vahşi hislerin yorgunluğu ile hemen uyumuşum. Tabiat beni tatlı bir rüya ile kendime getirdi.

Sabahleyin saat on sıralarında tamamen toparlanmış ve neşeli bir şekilde uyandım. Phoebe benden önce kalkmıştı. Bana yumuşak bir sesle kahvaltıya hazır olup olmadığımı sordu. Sesinin tonu geceki olaydan sonra yüzümde kalmış olan şaşkınlık ifadesini azaltmak gayretindeydi. Ona, eğer

Bir Fahişenin Anıları Where stories live. Discover now