Bir Fahişenin Anıları

...

Ateşli opucağa kalbimi yerinden firlatabilecekmiş gibi harekete geçirdi ve bu kıpırdanış bütün vücuduma yayıldı. Sanki onu seyretmenin intikamını alıyormuş gibi yorgani kaldırarak tabiatın bana bahsettiği güzelligi seyretmeye ko yuldu. Elleri vücudumun orasında burasında durmadan dolaşıyordu. Sert göğüslerim, beyaz ve gergin tenim, tap- taze uzuvlarim, ahenkli kalçalarım kısaca her şeyimle onu tatmin edebiliyordum. Aniden elini dün keşfettiği yere go- türerek ve altıma bir yastık koyarak beni şehvetperest gaye- sine hazırladı. O anda gözlerindeki ve ellerindeki ateşi kim tarif edebilir? Zevkten sık sik soluyor, agzından dökülen kelimeler anlaşılmıyordu. Şimdi aleti ile kaskanı kesilmiş bütün mağrurluğu ile karşımda duruyordu. Bunu kendisi de hissetti ve bacak arasına bakarak memnuniyetle gülüm- sedi.

Ben karşı koymama rağmen yine de mavi damarlarla kaplı beyaz sütuna sarılmaya zorlandım. Ucuna kırmızı bir külah yerleşmişti. Hiçbir kemik bunun kadar sert olamaz- di. Bundan daha yumuşak ve hoş kadife de hiç görmemiş tim. Elimi daha dibe doğru indirdi. Burada tabiat ile şehvet beraberce çalışıyorlardı. Charles'ın eli benim oradaki tor- bayı tutmamı istiyordu. Yumuşak derinin altında iki topun hareket halinde olduğunu hissettim.

Sıcak, yumuşak elimin bu hassas noktalarda dolaşması her şeyi bir anda kontrol edilmez hale soktu ve Charles uy- gun vaziyetimden faydalanarak hücuma kalktı. Çok geçmeden sert uzvunun yaralı duvarlar arasına girdiğini duydum. Içime yerleşen cisim zevkten bütün nefesimi almış adeta tıkanmış gibi olmuştum. Sonra öldürücü hamleler! Son- suz öpücükler! Her biri tarifsiz duygular veren bu buseler daha büyük hislerin arasında kayboluyordu sanki. Fakat