...

34 0 0
                                    

bir ağacın dibinde oturmuş kıvranan, yüzü morarmış iyi g yimli yaşlıca bir adam gördük. Bir öksürük krizi geçiriyor du. Yardım etmeliydik. Böyle bir olayla bir kere daha kap şılaşmış olduğumdan ne yapacağımı biliyordum. Hemen harekete geçerek, adamın kravatını gevşettim ve arkasına vurmaya başladım. Az sonra adam kendine geldi. Hayatı- ni kurtarmış gibi bana tekrar tekrar teşekkür ediyordu. Tu karşılaşma bir konuşma konusu açtı. Konuşmamız sırasın da onun oradan hayli uzakta oturduğunu, sabahleyin er kenden yürüyüşe çıkarak oralara geldiğini öğrendim.

Sabahin serinliğinde ağaçların alunda oturmuş, bir ulak

tesadüfün açtığı sohbeti devam ettiriyorduk. Kısa zaman

da dost olmuştuk. Bana altmış yaşını geçkin olduğunu ve

hayatında hiç evlenmemiş olduğunu söyledi. Ben de onun

yaşını tahmin etmeye çalışıyordum zaten. Fakat benim g

rüşüme göre lark beş yaşlarında olmalıydı. Yıllar sportmen

vücudunu pek fazla değişikliğe uğratamamıştı.

Yeni dostum daha küçük yaşta anne ve babasını kaybet mişti. Onlardan aklımda kalan yegane hususlar namuslu olmaları ve işlerinin ters gitmesiydi. Akrabaları onu bir yat It okula yazdırarak kaderi ile baş başa bırakmışlardı. Adam kendi kendini yetiştirmek zorunda kalmış ve namuslu bir yaşam sürdürerek okulu bitirmişti. Bundan sonra bir tüc carın muhasebecisi olarak hayatını kazanmaya başlamıştı. Bu sırada vazifeli olarak yabancı bir memlekete gönderil miş, burada aklın almayacağı bir servet yapmıştı. Daha la la orada yaşamaya dayanamayarak memleketine dönmeye karar vermişti. Fakat buraya tekrar geldiginde aradig bulamayanların burukluğunu duymuştu içinde. Hiç bir ta nıdığı kalmadığından koca ülkede yalnız başına idi. Onu için servetini bir gösteriş unsuru olarak kullanmaktansa

Bir Fahişenin Anıları Where stories live. Discover now